30 Kasım 2022 Çarşamba

30 Kasım Çarşamba

 * Radyoda sabah programında dinliyordum. David Garrett ve İtzhak Perlman çalıyordu. 
Meğer, David Garrett, Julliard Müzik Okulunda İtzhak Perlman'ın öğrencisiymiş. 
Dmitri Shostakovic'in  iki keman ve orkestra için  I. Prelude'ünü  Franck van der Heijden'ın düzenlemesiyle hocasıyla birlikte çalmışlar.  

** Sonra ruhum yere indi, mutfağa gittim, kahvaltımı yaparken dün fotoğrafını gördüğünüz kabakları seyrettim. İlham geldi, onları çorba yapmaya karar verdim. Bu kabakların adı meşe palamutu kabağı imiş. Bence, kabakların tadı az olduğu, çiğini yerken daha çok  meşe palamutu yer hissi verdiği için bu ismi vermişler. 

*** Öğlende ve sonrasında iki kez yakın çevre mahalle turu attım. 
Gönül sahile inmek istiyordu, ne var ki annemin üst kat komşusu arayıp, annemi ziyarete ve  oğlum için hayırlı olsun demeye gelmeyi arzu ettiğini söyleyince, turu kısa kesip eve döndüm.
Çay saati, sohbet, muhabbet derken gün akşam oldu.



Dip Not:
Balkabağı Çorbası
Dünkü kabakların büyük olanını, bir orta boy patates, bir orta boy kuru soğan, beş diş sarmısak ve bir kırmızı kapya biberi ile zeytinyağında soteledim.
Et suyu eklenmiş kaynayan suya sotelenmiş sebzeleri attım, biraz zencefil, zerdeçal, karabiber, kırmızı biber, tuz ekledim.
Kaynayınca blenderla bızzztttladım, pek güzel oldu.

29 Kasım 2022 Salı

29 Kasım Salı

 * Dün akşamdan kafaya koymuştum, "sabah kuaföre gideyim şu keratin bakımını yaptırayım". Netekim, uygulamaya giriştim, bizim komşu kuaför İ. bey, "keratin bakımı yaparken herkesin saçını düzleştiriyorlar, oysa sizin saçınız gibi dalgalı saçların karakterini bozmamak  gerekir, dalgalı yapacağım" dedi. Ben de uyaroğlu olmaklığım nedeniyle "tamam peki" dedim. Neyse, adamcağız saçımı "özel" keratin şampuanıyla yıkadı, sonra saçıma birşeyler sürdü, o şey bir müddet saçımda kaldı, sonra vigoyla saç kurutuldu, perma tarağıyla şekil verildi, İ. bey eserinden memnun beni yolcu etti. 
Gel gelelim, benim alerjik bünyem saça sürülen ve saçta tercihen iki gün yıkanmadan kalması gereken o "bakım şeysi"nden huy kaptı, kaşınmaya başladı. Biraz direndim, alerji hapı aldım, sonunda baktım olmuyor gidip saçımı yıkadım. Bu kadar keratinlenmek yetsin bana!

** Bugünün en tatlı anları, oğlumun evliliğine hayırlı olsun demek için arayan arkadaşlarımla ve yurt dışındaki kuzenimle ve de çocuklarımla konuşmaktı. 
Çocuklar Kapadokya sonrası Kayseri üzerinden Amasya'ya ulaştılar. Amasya, oğlumun da tatlı gelinimin de nüfusta kayıtlı oldukları şehir. İlginç bir tesadüf oldu bu durum, yoksa aileler arasında eskiden gelen bir tanışıklık filan yok. Hayat böyle tesadüflerle güzel, değil mi?

*** Bir kaç gün önce bir arkadaşımın gönderdiği bir videonun izini sürünce, Müze Gazhane'de 5'ten Sonra Müzik başlıklı bir etkinlik yapıldığını gördüm. Etkinlik sayfasında olayın devamına ilişkin bir bilgi bulamadım, en azından Eylül, Ekim aylarında böyle bir çalışma yapılmış, mesela burada. . 
Bir başka etkinlikle ilgili şöyle bir kayıt var, eğlenceli gözüküyor, belki baharda yeniden başlarlar. 



Dip Not:
Kızım gitmeden önce marketten iki küçük kabak alıp gelmişti,
Saf saf  sormuştum "götürecek misin",
"Aman annee, nereye götüreceğim? Hoşuma gitti aldım, sen onları pişirirsin" cevabı aldım.
Kabaklar henüz duruyor, mutfağa girdikçe seyrediyorum.
Son not, kabakların yanındaki ayva, gerçekten küçük kabaklar...

28 Kasım 2022 Pazartesi

28 Kasım Pazartesi

 * Uyanırken önce gördüğüm rüyayı hatırlamaya çalıştım, beceremedim, uçup gidivermiş. Oysa, sanki macerası olan bir rüya görmüştüm, hatırlayabilseydim iyiydi.
Biraz 4'e kadar say nefes al, 7'ye kadar say nefes tut, 8'e kadar say nefes bırak egzersizi yaptım. Anlaşılan nefes egzersizi zihnimi açtı ve aklıma  gelen düşünce " kaç zamandır biriken işleri yazıp listeleyeyim,  bir dolu iş var bekleyen" oldu. 
Şöyle düşünüyorum; ne zaman kafama üşüşen düşünceleri yazıp sıraya sokarsam, işler sanki kendiliğinden hallolmaya başlıyor. Nitekim,  "yazarsan hallolur" düşüncem meyvesini verdi ve kaç haftadır yaptırılmayı bekleyen banyodaki klozetin sifonu bugün tamir edildi.

** Sabah egzersiz yaparken radyoda klasik müzik dinliyordum, Trompetçi Alison Balsom'un bir albümünden parçalar çalıyordu. Şunu bir örnek olarak ekliyorum.  
Daha sonra başka eserleri yorumladığı videoları da izledim, dinledim. Kadın sanatçıların daha çok erkek sanatçıların çaldığı müzik aletlerinde de çok başarılı olması ayrıca hoşuma gidiyor. Dinlemek isterseniz, buradan devam edebilirsiniz. 

*** Öğleden sonra biraz yürüyüş de yapmak bahanesiyle alışverişe çıkmıştım. Markette, son kullanma tarihi yaklaşmış sevdiğim bir yoğurtta indirim etiketi vardı, aldım, ödedim. Sonra bir şeytan dürttü, marketin dışında fişe baktım - bu esnada  market çıkışı elindeki fişe bakan insanların  kazıklanmış olma duygusunu yaşıyordum- ve vaatedilen indirimin yapılmadığını gördüm. Üşenmedim markete döndüm ve indirime ne olduğunu sordum. Meğer, indirim etiketi olanlarda indirim varmış! O ne saçmalık öyle?
Dolaba yoğurtları yığmış "indirim" ilanı vermişsiniz, bir zahmet tümünü etiketleyin, hepsinin son kullanma tarihi aynı! Neyse, uzatmadım elimdeki yoğurdu iade ettim, etiketli olanı aldım, çıktım.



Dip Not:
Notos Öykü İki Aylık Edebiyat Dergisi, Sayı:94 Kasım-Aralık 2022
Kaç zamandır edebiyat dergisi okumuyordum, bugün Çehov başlığını görünce hemen aldım.

27 Kasım 2022 Pazar

27 Kasım Pazar

 * Nasıl oldu da Kasım ayından geriye üç gün kalıverdi, hiiiç anlamadım. 
Sanki daha dündü, insanlar "yeni ay başlıyor Kasım'da aşk başka mıymış göreceğiz" geyikleri yapıyordu. Buyurunuz, Kasım da bitiyor, dört hafta sonra da 2022 için benzer sözler söyleyeceğiz muhtemelen; bir yıl daha bitti, nasıl geçti anlamadım, geçti ama sen bir de bana sor nasıl geçti, filan falan ...
Yılın muhasebesi için vakit var daha, onu atlıyorum bugünlük.

** Bugün kitap kulübümüzün toplantısı vardı, dün arkadaşımız hatırlatmasaydı unutmuştum gününü. Daha önce okuduğum bir kitabı konuşacaktık, okuyup bitireyim kitabı stresi yaşamadım, o nedenle. Kitabımız bu sene Nobel alan Fransız yazar Annie Ernaux'un "Seneler" romanıydı. Seneler hakkında daha önce iki kez yazmıştım, tekrarlamayayım, kulüpteki arkadaşlar da beğenmişler, kitabı ben önermiştim, okuyanların beğenmeleri beni mutlu etti.
Bu arada, Annie  Ernaux'un Babamın Yeri novellasına  dün başladığımı yazmıştım, az önce bitirdim ve yine satırların altını çizerek okudum ve son sayfayı takdirle kapattım. Şimdi sırada "Boş Dolaplar" var. 

*** Öğleden sonra yurt dışındaki kuzenimle biraz konuştuk. Aralık başında memlekete gelmeyi düşünüyorlar, nerede kalsalar konusunda biraz görüş alışverişi yaptık. Geçen defa kaldıkları otelden -üstelik adı sanı olan bir yer- hiç memnun kalmamışlar, turist kazıklamaya yönelik tutumlarından özellikle bunalmışlar, o nedenle neresi olur konusu üzerinde düşündük. 
Memleketimizin halleri işte, mi demeli?



Dip Not:
Kasım ayından, vapurlu bir İstanbul'dan,

26 Kasım 2022 Cumartesi

26 Kasım Cumartesi

 * Onca hareketli günlerden sonra evin, yaşadığım alanın eski rutinlerine dönme günüydü, bu cumartesi.
Yatakları değiştirdim, çarşafları yıkadım, yeniden kızımın çalışma masasına yerleştim.
Onbeş gündür kaç kez niyetlenip bir türlü denk düşüremediğim için yaşadığından emin olamadığım ekşi mayamla  ekmek yapmaya giriştim.

** Sabah henüz yeni uyanmış ağırdan alırken, kaç zamandır "Nuh'un Gemisi"ni dinlemediğimi hatırladım,   meğer taa Kasım'ın başında kalmışım. 2 Kasım'daki programda "Klasik Bir Gece" başlığıyla, çok sevdiğim klasik müzik eserlerinden oluşan bir program yayınlanmış. Keyifle dinledim, linkini bırakayım. 

*** Evden kısa bir alışveriş için çıktım, öğlen civarıydı. Sonra evde oturdum kaldım.
Çocuklar bir iki fotoğraf gönderdi. Taze evli çiftimiz Kapadokya'da gezdi bir kaç gün, sonra Kayseri'ye geçtiler. Kızım, dün götürdükleriyle yaptığı kahvaltının fotoğrafını gönderdi. 
Bir süredir okuyamadığım kitaplarımı sıraya dizdim. Önce Annie Ernaux'un "Babamın Yeri" isimli novellasını elime aldım. Öyle sakin sakin oturup  okumak hoşuma gitti, arada uyuklamak da cabası...



Dip Not:
Günün fotoğrafı bir hafta öncesinden,
Kasım düğününe tatlı bir teyzeden armağan,

25 Kasım 2022 Cuma

25 Kasım Cuma

 * Sayılı gün geçti ve kızım bugün okuluna döndü. Sabah havaalanına giderken taksi şoförünün  "sahilden gidelim abla, daha açık duruyor" beyanına kanıp, belki daha açık yolda, ama trafik ışıklarında beklemeler nedeniyle daha uzun süren bir yolculuktan sonra E5'e bağlanırken sıkışan trafik nedeniyle bir miktar gerilerek Sabiha Gökçen'e ulaştık. 
O gerginlik yetmezmiş gibi, bir de içeride "sistem sorunu nedeniyle pasaport kontrolünde gecikmeler olmaktadır" anonsuyla karşılaşınca gergin yay gibi olduk. Bagaj tesliminden sonra oturur bir çay içeriz düşüncemle derhal vedalaştım. Kızım bagajını teslim edip gelene dek kuyrukta onun yerine bekledim, o geldikten sonra da ne olur ne olmaz uçak kaçar filan dur bakalım neler olacak fikriyle kuyruk boyunca yanında bekledim. 
Bir buçuk saatin sonunda pasaport kontrolünden geçti, neyse ki uçakta 20 dakika rötar oldu,"kapıya gidiyorum anne" haberi üzerine ben de metroya doğru yollandım.

** Sabahın en şık hareketi, Sabiha Gökçen durağında bindiğim Kadıköy metrosundan tam 35 dakika sonra  Bostancı durağında inebilmemdi. 
Daha da yukarıdaki o trafiği çekmek zorunda değiliz, ekstrem durumlar olmadıkça metromuza biner havaalanımıza misler gibi gideriz, umarım.

*** Eve dönüşte, açlıktan tüm zilleri çalan karnımı doyurdum ve pazara yollandım. Pazar dönüşü malzemeleri anneme çıkardım, yerleştirdik. Sonra zeytinyağının bitmek üzere olduğu anlaşıldı, zeytinyağı satın almak peşine düştüm. 
Geçen sene aldığım üreticiyi aradım, bu senenin hasatı için iki kat fiyat söyledi, mideme yumruk yemiş gibi oldum. Başka yerlere baktım, benzer fiyatlar görünce içim sıkıldı. Sonunda Ada Rüzgarı'nda geçen senenin yağı için makul sayılabilecek bir fiyatla zeytinyağı aldım. Bu da kısa günün kârı oldu diyelim.



Dip Not:
Kuzucuğum gelirken annesine ufak bir paket portakallı  çikolata getirmişti,
Birlikte birazını yedik, kalanını kahve içerken ağız tadı olsun diye saklamıştık,
Akşamüstü kahvesini içerken bir parça kopardım, sanırım onca telaş sonrası şöyle bir durunca evlat hasreti gözüme kaçtı,
Kahveye bir kaç damla gözyaşı eşlik etti. 

24 Kasım 2022 Perşembe

24 Kasım Perşembe

 * Dün gece kızımla "Druk" / "Another Round" / "Körkütük" filmini izledik. Geçen sene sanırım Filmekimi'nde online izlemiştim. Kızım seyretmek izleyince, birlikte vakit geçirmenin bu keyifli şeklini kaçırmadım ve filmi tekrar izledim. 
İzlediğim iyi oldu aslında, ilk seyredişimden aklımda kalan daha mutsuz sona dair izlenim, bu defa filmin sonunun o kadar umutsuz olmadığı şeklinde değişti. Hafızamızın oyunları işte!

** Sabah yine erkenciydim, biraz nefes egzersizi yaptım, ı-ıhh yeniden uykuya dalamadım. Öyleyse ben de yeni bir söyleşi dinlerim dedim. İş Sanat'da Melikşah Altuntaş'ın yazar Aylin Balboa ile yaptığı Hayatınızın Listesi söyleşisini dinledim.
Bu vesileyle  Aylin Balboa'dan onun ağaç evinden, yazdığı öykülerde haberim oldu. Kimmiş, ne yazmış araştırması yaparken, hakkında notlara Leylak Dalı'mın aylık kitap yazılarında denk geldim ve ilk fırsatta yazarımızın kitaplarını okumaya karar verdim.

*** Günün öğlen ve akşam saatlerini kapsayan bölümü çabucak geçiverdi. Önce kızımla götürmek istediği çeşitli yiyecekler, baharatlar için alış veriş yaptık. Sonrası, bavul hazırlama eylemine malzemeleri sararak yardım etme, yemek hazırlama gibi faaliyetlerle geçti gitti.
Yarın yolcu yolunda gerek zamanı...



Dip Not:
Geçen haftaki Ankara yolculuğundan bulutları seyre daldığım bir andan,

23 Kasım 2022 Çarşamba

23 Kasım Çarşamba

 * Bir her telden çalmalı günü daha geride bıraktık; annem için bir umut doktor ziyareti, uzun zamandır özlenen yeğeni görmek, yolcu yolunda gerek hali yaklaşan kızımla alışverişe çıkıp eksik gidermek hepsi bir aradaydı.
Üstüne rüzgar yine lodostan esti, yağmur önce serpiştirdi, sonra ıslattı, trafik yoğunluğu tabii ki eksik değildi, filan falan... 

** Olanı biteni bir solukta anlatınca, günden cımbızla çekeceğim güzel şeyler bulmak gereği çıktı ortaya, iyi mi?
Mesela, en son 2020 Ocak ayında gittiğim büyük AVM Akasya'ya bunca zaman sonra ilk kez tekrar gittim.
Güzel şey mi? Pek değil!  Özlemiş miyim? Hayır!
Ancak sinemasına gidebilsem, memnun olurdum doğrusu.

*** Mesela kendime makul sayılabilecek fiyata satılan bir 2023 yılı masa üstü ajandası bulmam ve almam iyi oldu. Kaç gündür baktıklarım ya gereksiz yere pahalıydı ya arzuladığım şekilde olmaktan uzaktı. Sade bir şey aldım ve bu sene için uygun bir şey bulabilecek miyim kaygısından kurtuldum. 



Dip Not:
Sokağımızın köşesindeki apartmanın bahçe çitini bedeni ve ana dallarıyla hayli deforme etmiş bu gövde bir mor salkıma ait. 
Doğaya tel, çit çekmek işe yaramıyor, o yolunu bulup büyüyor.

22 Kasım 2022 Salı

22 Kasım Salı

 * Bugünün olayı, küçük dayımın Malatya usulü mumbar dolması yapması ve üşenmeyip anneme getirmesiydi. 
Bizimkilerin böyle memleket yemekleri yeme ritüelleri vardır. Mesela, senede bir defa yapılan bir yemek için, kardeşlerin hepsi o yemeğin sofrasında bir araya gelir, anneleri o yemeği nasıl yapar ve servis ederdi konuşulur. Bu defa da büyük dayım da anneme geldi, kadro az eksikle tamamlandı, ben sofrayı hazırladım. Dediler ki, mumbar piştikten sonra annemiz tereyağında şöyle biraz çevirir sonra servis ederdi. Ben de tarif üzerine yemeği istedikleri şekilde ısıttım ve servis ettim. Sanırım, memnun oldular, afiyetle yediler.

**  Akşamüstü misafirler gittikten sonra, yine kızımla bazı işlerin peşine düştük. Bir kaç seyahatte ağır eşya taşımaktan yamulan bavulun tekerleklerini onarıma vermiştim. Bugün onu alırken kızım botlarına bakım yaptırmak istedi. Ayakkabı tamircisi botu eline alınca dedi ki, bunun neresine bakım yapayım, tabanı yarılmış bunun! Hem de iki taban birden ve bir tanesi iki yerden. Çiçeğim de diyor ki, tevekkeli değil son defa ormanda bisiklete bindikten sonra yürürken ayağım ıslandı gibi gelmişti de anlam verememiştim! Haa, sanmayın ki, bu olaydan sonra botu attı bizimki! Bağcıklarını değiştirdi, ayağımda paralanana dek giyer sonra atarım dedi. Bakalım ne zaman atacak?

*** Bu sabah erken uyanmış sakin sakin dinleyecek bir müzik bulmuşum. Sonra yağmur başladı, yağmur sesini özlemişim,  onu dinledim bir süre. 
Sabah musikim burada, dinlemek isterseniz. 




Dip Not:
Kahve fincanında benim gördüğüm Bremen Mızıkacılarını siz de görüyor musunuz, merak ettim. 

21 Kasım 2022 Pazartesi

21 Kasım Pazartesi

 * Düğün gününe dair yazdıklarımla ilgili kutlama yorumunda Leylakcığım, "aramıza hoşgeldin"  yazmıştı da o cümleciği okurken bile, inanamamıştım. Nitekim, bugünün yazısını bir gün sonra yazarken, aklıma gelen başıma gelmiş oldu, değil aramıza, kendime bile gelemedim henüz; koşuşturma halim devam ediyor.
Boş boş oturacağıma yandan yandan seğirtmeyi her zaman tercih ederim aslında. Muhtemelen onun sonucu bu, bir poposunun üstüne oturamamaklar.

** Gündelik hayata adapte olmaya çalışırken, bu defa da kızımla yapmamız gereken işler de sıraya girmiş vaziyette bugün. Bir yandan deli lodos fırtınası sersem ederken, yağmur arada atıştırtırken, banka işleri, lens siparişi, biraz alış veriş derken gün akşam oldu. Biz mağazadayken ve kızım bir model kot pantolonun üç dört çeşitlemesini giyip çıkarırken, sonunda dışarı çıktığımızda rüzgar biraz sakinleşmişti, neyse ki.

*** Akşamın en hoş tarafı, ana kız oturup birlikte film izlememizdi. Belki de bir senedir ayağımızı uzatıp, kuruyemiş yiyerek filan birlikte film izlememişizdir, pek iyi geldi.
Film Emir Kusturica'nın eski filmlerinden biriydi, tesadüfen ben seyretmemiştim, kızım da seyretmek istermiş, MUBİ'de görünce açtık, izledik.  
Kara Kedi Ak Kedi 1998 yapımı bir film, çatlak ve eğlenceli. 



Dip Not:
Kaç günün ılık lodos havası balkonun kuytusundaki nazenin gülün açmasını sağladı,
Ben de rengine bakıp iç çektim,

20 Kasım 2022 Pazar

20 Kasım Pazar

 * Dünkü heyecan ve tatlı  yorgunluktan sonra bu sabah yavaştan toparlandık, kahvaltımızı yaptık, kahvemizi içtik.
Çocuklarla konuştuk, herkesten durum raporu aldık ve geldiğimiz gibi taksit taksit dönüş yoluna koyulduk.

** Bugün hava yine lodostu, ancak güneş bulutların arasına kaçmıştı. Karayolu kalabalıktı, muhtemelen okulların ara tatilinin bitmesi nedeniyle herkes dönüş yolunda geçmişti. Sonbaharın tüm sarı, kahverengi, kırmızılarını yol boyunca izleyerek vakit geçirdik.
Bir kahve ve ihtiyaç molası verdikten sonra, yola devam ettik ve dünden beri ayrı kaldığımız  İstanbul trafiğine kavuştuk!

*** Eve gelince önce kardeşimle birlikte anneme uğradık ve  konuları kısaca anlattık. Az sonra yeniden yanına gidip daha çok ayrıntı anlatmam için merakla bekliyor. O nedenle bugünü kısa kesiyorum.
Arayan, soran, kutlayan tüm dostlara bir kez de buradan teşekkür ediyorum.



Dip Not:
Ankara'dan, düğün gününden bir sonbahar anısı

19 Kasım 2022 Cumartesi

19 Kasım Cumartesi

 * Beklenen gün geldi, bugün düğünümüz var. Ankara'da oğlumun ve tatlı C.'nin evliliklerini kutluyoruz; aile büyükleri, akrabalar, arkadaşlarla...
Sabah kardeşim, eşi ve küçük yeğenimle Ankara yoluna çıktık. Hava, kaç gündür dinmeyen lodos ve bol güneş nedeniyle sıcak sayılacak kadar ılık. 

** Öğlenden az sonra Ankara'dayız. Önce hepimizin özlediği Uludağ kebapçısında döner yiyoruz, sonra otelimize yerleşip biraz dinleniyoruz.
Akşam için hazırlanırken, bir yandan da telefon trafiği sürüyor; kim, nerede, ne yapıyor, ne zaman buluşuyoruz... Güzel heyecanlar, mutluluklar içindeyiz.

*** Düğün Çankaya'da bahçe içinde çok zarif bir restoranda yapılacak. Ankara'da yaşayan dünürlerimiz organizasyonla ince ince ilgilendiler, hazırladılar.
Önce bahçede fotoğraflar çekiliyor, anneler, babalar, kardeşler sırayla gelin ve damatla bir araya geliyor poz veriyor. Misafirler gelmeye başlıyor, ebeveynler olarak davetlileri karşılıyoruz, gençler oturacakları masaları gösteriyor.
Herkes yerine oturduktan sonra gelinimiz ve damadımız salona girip ilk danslarını yapıyor. Biz anneler, babalar, kardeşler gözlerimizde yaşlarla onları izliyoruz. Yemek servisi başlıyor, yavaş yavaş tatlı müziklerden erik dalı gevrektirlere, 90ların poplarına, damat halayına geçiliyor. Çocukların arkadaşları başta olmak üzere herkes pistte, yorulan yerini diğerine devrediyor, eğlence sürüyor.



Ne denir?
Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine!
İki gündür A. ve C.  için söylenen tüm güzel dileklerin onlarla birlikte olması bizlerin de dileğidir.
🧿🧿

18 Kasım 2022 Cuma

18 Kasım Cuma

* Dün lodosun arkasından yağan yağmur pek kibar yağdı sonra devamı  gelmedi. Gündüz hava yine bulutlu ve esintiliydi. Balkondaki begonvilin tüm çiçekleri döküldü gitti, oysa geçen sene ay sonuna dek üzerinde kalmıştı.

** Bugün pazar alışverişi sonrasında bir de markete gitmem gerekti, o sebeple yeniden pazar yoluna girdim. Aheste beste gezinip pazar alışverişi yapanların arasından tempolu şekilde yürüyerek geçmeye çalışmak  ne zormuş. Dönüşte aslında mesafe olarak diğerinden daha uzun olan diğer yoldan dönmeme rağmen,  süre daha kısa oldu.

*** Akşamüstüne doğru kuaföre gittim, saçımı boyattım. Aynı saatlerde kızım da Ankara'da kuafördeymiş, keratin bakımı yaptırıyormuş, düz fön çekilmiş saçlarının fotoğrafını gönderdi. O zaman farkettim, yıllardır böyle düz saçlı görmemiştim kıvırcığımı.


Dip Not:
Yiyeceklerin sergilendiği vitrinleri seyretmeyi sevenlerden misiniz?
Özellikle pastane vitrinlerinin albenisi...

17 Kasım 2022 Perşembe

17 Kasım Perşembe

 * Dün gece lodos önce baş ağrısı yaptı, sonra uyku kaçırdı. Saat 5 olunca artık uyku kaçtı,  sesli kitap dinleyeyim bari dedim, Murakami'den "Bir Kediyi Terk Etmek - Babam Hakkında" başlıklı 1 saat 10 dakika uzunluğunda bir anlatı buldum, dinlemeye başladım. Tek hatırladığım, bir kediyi götürüp uzaklara bıraktıkları ve kedinin daha onlar eve dönmeden yolu bulup döndüğü ve baba oğulu kapı önünde beklediği. Sonrasında bir güzel uyumuşum, aslında bazı sesler duyuyordum, demek onlar ninni gibi gelmiş bana.

** Sabah kahvaltıdan sonra kızım, oğlum ve kızımın üniversitedeki ev arkadaşı Ankara'ya gitmek üzere yola çıktılar. Beş dakika sonra geri dönüp evde unutulan iki eşyayı aldılar. Bir de benimle dalga geçiyorlardı "yine biz yola çıkacağız heyecanlanan sensin". Ya nolacağıdı? 
Biraz evvel haberleri geldi, başkente ulaşılmış evlere dağılım olmuş.

*** Kaç gündür paldır küldür geçtikten sonra, bugün biraz ortalık topladım, çamaşır yıkadım, eksik alışverişine çıktım.
Akşamüstüne doğru lodosun gözyaşları hafiften akmaya ve yağmur serpiştirmeye başladı. Belki gece daha etkili olur şöyle güzel bir yağmur yağar. O kadarcık yağması bile, toprak kokusunu çıkardı.

Günün konseri birkaç gün öncesinden, çok sevdiğim bir eserdi, tümünü dinlemeye ancak fırsat bulabildim.  
İş Sanat’ın açılış konseri orkestra şefi Patrick Hahn yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ile 27 Ekim'de İş Kuleleri Salonu'nda gerçekleşti. 
Piyanist Olga Scheps Çaykovski'nin 1. piyano konçertosunu yorumladı.
(Bilgi, videodaki program notundan)



Dip Not:
Ağaçlardaki sararan yaprakları sert esen  lodos döktü savurdu, 

16 Kasım 2022 Çarşamba

16 Kasım Çarşamba

 * Elimde bir kalem, sürekli bir takım notlar alıyorum, sonra kenarlarına tikler atıyorum, bu günler böyle geçiyor; tik arası koşuşturmacalı...
Kuru temizlemeciye gidilecek, ayakkabılar tamire verilecek, alışveriş listesi yapılacak, listedekiler alınacak, böyle böyle işler işte...

** Bu akşam çocuklarla aynı masa başında oturabilmişken, Hayriye teyzelerini aradım, hepimiz sırayla konuştuk. Oğlum yüzüklü parmağını ekrana tuttu, bak Hayriye teyze evlendim dedi. Hep birlikte duygulandık, güldük, söyledik.
Hayriye hanım, Bulgaristan'dan göçmelerinden bir kaç sene sonrasında, henüz oğlum bir buçuk yaşındayken evimize gelmişti, çalışmaya. Sonra ailemizin bir parçası oldu,  kızım eline doğdu, uzun yıllar bizimle birlikteydi, çocukları onun da desteğiyle büyüttüm. 
Zamanı gelince kızı evlendi, bir süre sonra torunu doğdu, artık büyüteceği çocuk kendi torunuydu, bizden ayrıldı. Bağımız hiç kopmadı, hep haberleştik. Şimdi eşiyle birlikte doğduğu topraklarda emeklilik hayatı sürüyor.

*** Uzun zamandır mantı pişirmemiştim, çocuklara sordum yapayım mı, her zamanki gibi evet cevabını aldım. Mantı yapmak dedim ya, sanmayın ki hamurunu açıyorum, iç hazırlıyorum filan. 30 senedir mantı aldığımız küçük dükkandan hazır mantı alıp, pişiriyorum, domates sosunu hazırlıyorum, sarmısaklı yoğurt, biber, nane, sumak da sofraya konulunca, tamamdır, gelsin ziyafet.



Dip Not:
Fotoğraf Aachen'dan, Mayıs 2019,
Arkadaşımla buluşmuşum, gezilmiş, dolaşılmış,
Akşamüstü açıkhavada oturup yorgunluk kahvesi içilmesin mi?


15 Kasım 2022 Salı

15 Kasım Salı

 * Sabah kaç gündür olduğu gibi  6:30 gibi uyandım; tekrar uyumak için geç, yataktan çıkmak için erken. Bir şeyler dinlemek için en uygun zaman, uykuyla uyanıklık arası  gözler hafif aralık, akla ziyan düşünceler henüz beyin kıvrımlarına üşüşmemişken. 
İş Sanat'ın yeni sezon şiir dinletileri başlamış, ilki yayında, Ümit Yaşar Oğuzcan Şiir Dinletisi: Önce Aşk Vardı, dinledim pek tabii , siz de dinleyiniz.

** İki gündür morallerimiz pek fena bozulmuşken, diğer yandan da kendi çapımızda sevinçli duygular içindeydik. Zira, memlekete son gelişinin üzerinden yedi ay geçtikten sonra, kızım evine ziyarete gelmişti. Olay akışı yedi ay öncesine oldukça benzer şekildeydi, buradaki gibi.  Bir farkla, bu defa havaalanına karşılamaya giden sadece abi değildi, karşılama komitesine taze gelinimiz de katılmıştı.
Sonrasında yemek yendi, sohbet edildi, muhabbetle geçen bir akşam oldu.

*** Pazartesi öğlene doğru Taksim'e gitmemiz gerekti. Önceki günkü üzücü olay nedeniyle ürkek ve tedirgindik. Düşündüm, yıllarca işyerimin olduğu, haftanın beş günü gidip geldiğim, çalıştığım yerler buralar. O zaman ne olursa olsun devam ederdik, şimdi de devam etmeliyiz. 
Meydanda işimizin olduğu iki mekana ulaşmak kolaydı. Çevre oldukça tenhaydı, işlerimizi hiç beklemeden sonuçlandırdık. Vakit öğleden sonraya geldiğinde, karnımızın acıktığını hissettik. Hayvore'ye gitsek mi, ama nasıl?
Kızım "olay yerinden geçmeyelim" dedi, kaldı ki, bir gün önce onca insanın öldüğü, yaralandığı yerin ağırlığını uzaktan bile hissediyorduk. Sıraselviler Caddesine yürüdük, eskiden bildiğim arka sokaklardan dolanarak Galatasaray'a yakın çıktık, Hayvore'ye ulaştık.
Sonrasında arada YKB Kitapçısına uğrayarak Tünel'e kadar yürüdük oradan Karaköy'e indik, işte iskele...



Dip Not:
Oysa, cıvıl cıvıl bir meydanda hemen oturacak bir yer bulup,
Gelene geçene bakarak çay içebileceğiniz başka şehir var mıdır ?
Neden o şehir bize dar olsun, ama neden?

14 Kasım 2022 Pazartesi

14 Kasım Pazartesi


* Karaköy'den, 
  Akşamüstü,
  Uzaktan Eminönü'ne bakış,



** Yenicamii, Beyazıt Kulesi
    Eminönü iskelesine yanaşan vapur,



*** Karaköy iskele yanı,
     Martılara ziyafet, bir kasa balık artığı,
     Kasanın boşalma süresi bir dakika,



13 Kasım 2022 Pazar

12 Kasım 2022 Cumartesi

12 Kasım Cumartesi

 * İki gün önce kardeşimle karşıdan dönerken, yoğunlaşmaya başlayan trafikte can sıkıntısı ilacı olarak radyo açtık. Hangi radyo ve programdı hatırlayamıyorum, Jan Garbarek deyince orada durduk. Gençlik aşklarımızdan Garbarek çook ünlü bir melodiyi saksafonuyla yorumlamaya başladı. Hem de birlikte çaldıkları tüm grup müthiş sanatçılardan oluşuyor. O an trafik sıkıntısı filan bitiverdi. 

** J.D. Salinger'in "Çavdar Tarlasında Çocuklar" romanına başladım. Gün boyunca başka işim olmadan oturup kitap okuyabildiğim günleri hasretle anıyor ve tekrar kavuşmayı dört gözle bekliyorum. 20-30 sayfa okuyup bir iki gün ara verince kitaptan kopuyorum, bu ara aklımda kuyrukları birbirine dolanarak gezen tilkileri de hesaba katarsak, kitap okumanın bölünmesi verimli bir sonuç sağlamıyor. Neyse artık, bu kadar okumak da hiç yoktan iyidir.

*** Akşam yemeği için buzlukta yazdan kalanlara bir hamle yaptım ve enginarlı bezelyeli dereotlu bir pilav yaptım. Annem yedi beğendi, bakalım çocuklar ne diyecek?



Dip Not:
Karşı apartmanın köşesindeki kiraz ağacı,
Baharda gelin gibi beyazdı,
Sombaharda altın sarısıyla parlıyor.

11 Kasım 2022 Cuma

11 Kasım Cuma

 * Gece biraz parçalı uyudum, sabah erken uyandım. Bir iki röportaj videosu seyrettim, biraz nefes egzersizi yaptım. Artık kalkma saati gelince rutin egzersizlerimi yaptım, anneme kahvaltı hazırlamaya çıktım. 
Radyoda Camille Saint Saëns'ın - Hayvanlar Karnavalı çalıyordu, sabah neşesi oldu. ( Ay, yoksa o dün sabah mı çalıyordu? ) 
Her neyse, bu hafta dinledim ondan eminim, dün ya da önceki gün... Olabilir yani, kabulüm.

** Bu hafta pazar sonrası bizim evin buzdolabı son zamanlardaki tenhalığının aksine biraz daha fazla doldu. Her hafta aldıklarımın çoğu annemin mavi ışıklı sebzeliğine yerleşip, pişirilmeyi bekliyordu. Bu hafta annemin pek sevmez olduğu kereviz, zaten pek ısınmadığı brokoli gibi sebzeler, tere, roka gibi son zamanlarda pek almadığım yeşillikler ve sadece ben ayıklayınca yenilen nar gibi meyveler de aldım. Böyle olunca alış veriş sonrasında yıka yerleştir faaliyeti biraz uzun sürdü, haliyle. 

*** Öğleden sonra kardeşim annemi görmeye geldi. Dün trafiklere takılıp kabristan sonrası bizim tarafa gelmemiz gecikince, annemle birlikte olmayı bugüne ertelemiştik. Kardeşimle,  babamın ruhuna değsin niyetiyle  birlikte helva kavurduk, anneme ikram ettik. Torunlardan, yaklaşan düğünden, akrabalardan konuştuk.

Akşamın melodileri Garou'nun  Joue Dassin şarkılarından yaptığı albümden gelsin, ne dersiniz? Burada. 



Dip Not:
Bugün balkonu yıkarken, artık yeşilleri sararan domateslerin üzerinde kalan son üç tanesini de topladım.
Yeşil domateslerin bağ bozumu oldu, gibi...

10 Kasım 2022 Perşembe

10 Kasım Perşembe

 * Dün akşam çook eski bir arkadaşım aradı, kaç zamandır arayıp tebrik edeceğim, ancak oldu dedi. Tebrik et tabii ki, dedim, ama neyi? Oğlun evlendi ya, dedi, onu tebrik edeceğim. Hep unutuyorum, Ş.ciğim Ekmekcikız okuyucusu, haberleri oradan alıyor. Aman çok iyi vesile oldu, biraz sohbet ettik, gençlik dostumla özleşmişiz. Bizim bu telaşlar bitsin görüşeceğiz, kısmetse.

** Kardeşimle birlikte bir hafta on gündür, annemin bel ağrısının varsa bir çözümü için, çeşitli görüşmeler yapıyorduk. Bugün uzman ve tanıdık bir hekimle görüşmek üzere, GOP'a yani Gaziosmanpaşa'daki bir hastaneye gittik. 
Bu GOP konusu matrak, Ankara'daki ne kadar "elit" bir semt ise, İstanbul'daki o kadar diğer uçta "kozmopolit" bir bölge. Sanırım, kardeşim de ben de, yolun belirli bir noktasından sonra, hayatımızda ilk kez geçtiğimiz yerlerden geçtik. Neyse, navigasyon marifetiyle yolumuzu bulduk, görüşmemizi yaptık.

*** Bugün babamızın toprağa verilişinin 44. yıldönümü. Zaten Topkapı'ya gidecektik, hazır GOP'a gitmişken yolu yarılamış olduk. Her sene bu vakitler genellikle yağmurlu ve soğuk olur; örneğin babamı toprağa verdiğimiz o gün, kabristandan çıktığımızda  kar yağmaya başlamıştı. Bugün şurup gibi bir pastırma yazı günüydü, sarı yapraklar, kırmızı yapraklar cümbüşü yaşanıyordu.
Diğer yandan, eskiden  Şehirlerarası Trakya Otogarı arkasına düşen mezarlık girişine kalabalık ve trafik nedeniyle zar zor ulaşırdık, şimdi güzel ve sakin bir parktan geçerek ulaşılıyor. Zaten yerler dolduğu için artık çevredeki tüm kabristanlar  defin işlemlerine kapatılmış durumda. O nedenle çevre sessiz sakin, huzur dolu. Kardeşimle duamızı ettik, son haberleri verdik, selamları ilettik, eve dönüş yoluna geçtik.



Dip Not:
Bugünden bir anı olsun...

9 Kasım 2022 Çarşamba

9 Kasım Çarşamba

*  Ben diyorum Bienal'e gideyim, bak sonuna yaklaştı bile. Hayat diyor sana ne gerek iki senede bir olanı? Buyur burada ben varım, telaşı, koşturması, sağlık sorunu, güzellikleriyle hepsi bir arada işte!
Ne yapalım? Eyvallah diyeceğiz, bu sene de böyle...

** Bugün iki yaka arasında mekik dokurken, işimiz vakitli bitti biraz deniz görsek mi dedim. Kardeşim, biliyorsun tekrar karşıya geçeceğim, başka zaman dedi, haklı olarak. 
Sabah Levent'e gidişte en hızlı yol olarak Marmarayla Yenikapı'ya ulaşıp Hacıosman metrosuna geçmiştim. Dönüşte hiç olmadı deniz yolculuğu yapayım istedim. Metroyla Yenikapı'ya giderken hooop Şişhane'de iniverdim, yürüdüm Tünel'e geçtim, tıkır tıkır  Karaköy'e indim. 
Oh yaşasın en sevdiğim oldu iskelede, Kadıköy'e geçecek vapura koşarak yetiştim. Önce arka üst güvertede oturdum, yüzümü rüzgara verdim martıları seyrettim. Sonra aşağıya indim alt açığın kenarında durdum, yüzümü güneşe verdim, uzaktaki vapurlara baktım.

*** Kadıköy'de iskele çıkışı hemen metroya aktarma yapmak yerine küçük bir çarşı turu attım. İnegöl köftecisine ve Hacı Bekir'e uğradım. Metis kitapevinin yerine tatlı, dondurma vb. satan kocaman vitrinli bir şey açılmış. Evet tabii öyledir herhalde, kitap, plak yerine şekere tatlıya daha çok ihtiyacımız varmış gibi...



Dip Not:
Dün akşam, Beşiktaş'tan Kadıköy'e geçiyorum motorla,
Yorgunum, dışarı çıkıp fotoğraf çekmeye üşeniyorum,
Motorun camının pusunu görmezden gelin lütfen,
Sağ arkada Çamlıca kulesi, ortada -sanırım- Atik Valide camii, 
Sahilde vapur ve tepede bulutların arasından sıyrılmış dolunay, 

8 Kasım 2022 Salı

8 Kasım Salı

* Bugün sabah ve öğleden sonra iki kez dışarı çıktım. Sabah hava bulutluydu, havaya uygun giyinmistim. Öğleden sonra biraz güneşi görünce, azıcık da şık olayım düşüncesiyle daha hafif giyinmişim. 
İşte  mevsimin aldatmacasına kapılmak budur.

** Kısa günün kârı derler ya, benimki alış veriş yapmak oldu. Kardeşimle gittiğimiz Nişantaş'ında bir doktor görüşmesi için oyalanmak gerekirken girdiğimiz  mağazadan uygun bir giysi bulunca, kısmet buymuş dedim aldım. 

*** Günün diğer güzelliği epeydir görmediğim İstanbul'un gece halini bir de dolunay gökyüzünde parlarken, Beşiktaş Kadıköy motor yolculuğu süresince izlemek oldu.


Dip Not:
Sonbaharın güzelliklerinden,
Yaprakları kızaran sarmaşıklar

7 Kasım 2022 Pazartesi

7 Kasım Pazartesi

 * Bugün Fenerbahçe'nin maçı varmış. Stada çıkan her yol saatler öncesinden tıkalıydı. 
Kardeşim Bağdat Caddesinden dolmuş, ben minibüs caddesi tarafından minibüs kullanarak randevumuzun bulunduğu yere ulaştık. Aynı eziyete dönüşte girmeyelim dedik, iyi karar vermişiz, istasyona yürüyüp trene ulaşınca, yaşasın toplu ulaşım ve tabanvay dedik.

** Baharın çeşit çeşit kokusu var, daha doğrusu ilkbaharda sırayla açan çiçeklerin ve dışarıdan gelen kokuların hafif, parfümlü halleri hepimizin hoşuna gider.
Şöyle bir düşününce, diğer mevsimlerin kokusu var mı? Galiba güz mevsiminin de kendine özgü kokuları var, ağaçlık yerlerde duyarsınız, kuruyan yaprakların kokusu vardır mesela. 
Son senelerde benim için sonbaharın kokusu malta eriği çiçekleriyle özdeşleşti, adeta. Bu günlerde her sokağa çıkışımda burnuma çarpan parfümlerini içime çekiyorum, gülümsüyorum. 

*** Bugün dışarı çıktığımda oğlumun beklediği belgeler nihayet gelmiş, annem evde olduğu için sorun çıkmadı, teslim alındı. Bu vesileyle, geçen seneki yılbaşı kartlaşması faaliyetindekine benzer şekilde, resmi posta sistemi (sadece bizimki mi, herkesinki mi, bilemiyorum) sınıfta kaldı, özel taşıyıcılar bir günde işi halletti. Ne acayip işler bunlar...



Dip Not:
Meiji döneminden bir Japon sanatçısının eseri,
Sonbaharın Kokusu, 1890

6 Kasım 2022 Pazar

6 Kasım Pazar

 * Bu pazar günü evde geçti. 
Dışarı çıkma planım vardı aslında. Oğlum sürpriz yaptı, kahvaltıya geliyorum dedi, maraton nedeniyle gelişi biraz gecikti, böylece kahvaltı saati ve devamı kaydı ve sonuçta evde kalmış oldum.

** Evde kalınca bir takım hazırlık ve bağlı olarak düzenleme işlerine giriştim. Haftaya misafirimiz olacak, yatak hazırlamak, dolap boşaltmak, fazlaca yayılınmış yerlerden toparlanmak, gereksiz yere içi boş bekletilen ayakkabı kutularını atmak gibi yapmaya üşendiğim ve yapılması gereken işlere giriştim. Tümü bitmediyse de epey yol aldım, hem başlamak bitirmenin yarısı değil midir?

*** Sabah erken uyanınca, çarşamba günü gelen ve hemen başladığım kitabımı,  canım Elif Derviş'in ilk romanı Uyuşma'yı bitirdim. Ursula K. le Guin tarzından hoşlanıyorsanız, bu kitabı da seveceğinizi düşünüyorum. 

Sonbahar mevsimine uygun bir caz parçasıyla günü tamamlayalım, ne dersiniz?



Dip Not:
Dünkü Üsküdar sahili yürüyüşünden,
İskele kalıntısı üzerinde dinlenen karabataklar,

5 Kasım 2022 Cumartesi

5 Kasım Cumartesi

 * Dün akşamüstü eve dönerken, saate bakmak için cep telefonumu cebimden çıkarıp elime aldım ve ekran koruyucu olarak eklediğim  fotoğrafın değişiverdiğini gördüm. Yahu, ne ara ne oldu da bu oluverdi? Cebimdeki telefon, ekranını kilitlemişim,  ne vakit neresine dokunuldu da açıldı ve o akıllı şey (!) eh artık yeter bunu kullandın sana yeni ekran koruyucu lazım, al bunu kullan dedi, gel de çöz çözebilirsen...
Önce gıcık oldum, sonra bir duvar kenarında durup ne olduğunu anlamaya çalıştım ve fakat koruyucu fotoğraf olan sevgili erguvan ağacımın fotoğrafı sırra kadem basmıştı, bulamadım. Başka bir sevdiğim bitki fotoğrafını seçtim, renk ayarlarını yaptım ve arada cıkcıklayarak  yoluma devam ettim. 
Şimdi kendime teselli veriyorum, değişiklik oldu işte canım, yeni mevsime yeni renk.

** Bugün arkadaşlarla Üsküdar'da buluşup Salacak Harem yürüyecektik. Yine yürüdük de, eksik kadro ile yürüdük, iki arkadaş nevazildir, iş güçtür gelemiyoruz deyince, N.ciğimle başbaşa kaldık ve Mayıs başında  erguvan mor salkımı seyri için yaptığımız yürüyüşün bir benzerini bu defa sonbahar yaprakları seyretmek için yaptık, pek hoştu. 
Yürüyüşün yanısıra yazdan beri biriken haberleri de paylaştık ki, o da ayrı keyifti.

*** Eve dönünce annemle konuştum ve bu akşam ne pişirelim konusuna bir çözüm buldum. Kaç zamandır tavuk yemiyorduk, şimdi fırında tavuk pişiyor,  annemin ağzının lezzetine uygun bir formül denk düşürmüş olduğumu tahmin ediyorum, göreceğiz.



Dip Not:
Kahvemizi eski Salacak iskelesindeki kahvede içtikten sonra yürümeye devam ettik,
Harem'deki saklı köşede nefis bir tost ve çay eşliğinde karşı kıyıyı ve önümüzdeki denizi seyrettik.

4 Kasım 2022 Cuma

4 Kasım Cuma

 * Sıradan bir cuma günü, pazar alışverişi, öncesinde planlaması, sonrasında yerleştirmesi vs. ile günün büyük bölümünü kapladı yine. 
Ayva, nar, mandalinadan sonra cennet hurması olarak da bilinen Trabzon hurması da çıkmış. Pazar yine rengarenkti.

** Öğleden sonra Suadiye'ye indim, alınacak ısmarlanacak peşine düştüm, kısmen hallettim. 
Bunca senedir geçtiğim yoldan geçtim yine ve fakat hiç denk gelmediğim bir şey oldu, Suadiye Lisesi'nin okul çıkışına rastladım, Cuma bayrak törenin sonrası, bütün okul birden Emin Ali Paşa Caddesine akmaya başlamış. Aman aman, nasıl bir hengame ve kalabalık. Tam o sırada okulun karşısındaki bir inşaata malzeme getiren kamyonun yük boşaltmasına da denk gelmemiş mi? Seyreyleyin cümbüşü, ya da en iyisi tahmin edin daha iyi.

***  Sıradan bir günde sıradan olmayan bir haber almak zor...
Ailemizin yıllardır gözlerini emanet ettiğimiz sevgili doktorumuz M. Hanımın dün akşam vefat ettiği haberini aldım, öğleden sonra. Hem de akıl almaz bir trafik kazasında, yolda yürürken araba çarpması sonunda üç gün yoğun bakımda kalarak ve doktor arkadaşlarının elinden hiç bir şey gelemeyerek. 
Söyleyecek söz bulmakta zorlanıyorum, sekreteri E. hanım "altı yıldır yanında çalıştığım için ne kadar iyi bir insan olduğunu zaten biliyordum, arayan herkes aynı sözleri söyleyince insan onun kaybı için daha çok üzülüyor" dedi, haklı olarak. 
Huzurla uyusun sevgili M. hanım, rahmet içinde...



Dip Not:
Akşamüstü eve dönerken alt sokakta rastladım,
Temizlik saati gelmiş, 
Kendilerini seyrettiğimi görünce şöyle bir baktılar, yeniden devam ettiler. 


3 Kasım 2022 Perşembe

3 Kasım Perşembe

* Bugün yeğenim haber veriyordu, Üsküdar Aşiyan arasında vapur seferleri başlayacakmış. Hayal etmesi bile güzel, gerçekleştiğinde Aşiyan'a vapurla gitmek ne hoş olur kim bilir.

** Bizim taze evliler Ankara'da, türlü çeşitli alışveriş ve  çeşitli hazırlık faaliyetleriyle uğraşıyorlar. Uzaktan destek vermesi zor bizim için, neyse ki C.ciğimin anne babası yanlarında. Dileğimiz şansları ve kısmetleri açık olsun gençlerimizin.

*** Bugün  biz de kardeşimle annemin doktor ziyareti ve sonrasında emar çekilmesi işleriyle meşguldük. Bakalım  sonuçlar neler gösterecek, hayırlısı olsun.



Geçen hafta bugünden,
Burgazada iskelesine yanaşan şehir hatları vapuru,
Yukarıda vapurla yolculuk demişken denk düştü,