spor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
spor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Ağustos 2025 Çarşamba

27 Ağustos Çarşamba

Bugünkü gün, son bir haftada yaşadıklarım arasında  hastanesiz, hastalıksız  filan olmaya biraz daha yakın olandı. İlaçlar devam ediyor henüz ama iyileşiyorum sanırım. 

Maçımızı seyrettik, sevindik, ^kardeşimle yazıştık, heyecanlandık, coştuk, zira Kanada'ya karşı  3-0  kazandık. 

Saçımı boyatmaya gidebildim sonunda, o iş de halloldu.

R.ciğim ile birlikte alışverişe gittik, ayakkabı almak istiyordu, aldı. Dönerken biraz da market alışverişi yaptık, kısa günün kârı oldu. 

Haa, bir de bugün güzel bir kavun yedim, ağız tadı oldu.



Sedum morganium imiş, eşek kuyruğu demişler memleketi Meksika'da,
Bizde isimlendirenler inci tanesi demeyi uygun görmüşler,
Bizim balkondaki komşu yadigarlarından...

24 Temmuz 2025 Perşembe

24 Temmuz Perşembe

Dünkü Afrika sıcağı rüzgarla biraz uzaklaştı ama bu defa da havaya nem yüklendi, hissedilen sıcaklık değişmedi sonuçta. Bir kaç gün daha sabredeceğiz anlaşılan, şu orman yangınları olmasaydı hiç değilse...

Bu sabah pilatese gidip eve döndükten sonra bir kahve molası verdim, 14 Temmuz kutlaması için Paris'te açık havada Eyfel kulesi önünde  verilen bir klasik müzik konserini izledim, dinledim. Harikaydı. 

Akşamüstü Japonya maçını yine kardeşimle yazışarak ve yüreğimiz ağzımızda izledik ve 5. setin sonunda 3 - 2 yenilerek turnuvaya çeyrek finalde veda ettik, üzücüydü. 

Bugün dinlediğim bir melodiyle günü müziklendirelim, Hable Con Ella filminden, Bau - Raquel. 



Kadıköy iskelesine yanaşan şehir hatları vapuru,
Bugünlerde deniz özlemim arttı...

8 Haziran 2025 Pazar

8 Haziran Pazar


Bugün yine voleybol maçımız vardı ve yine hop oturup hop kalkarak izledim ve sonunda çığlıklar atarak maçı tamamladım.
Aslında izledik ve tamamladık demeliyim, çünkü annemle birlikte kardeşimlere gitmiştik. Maç esnasında kısır ve börek yedik, çay içtik,  maç uzadı da uzadı 2,5 saatte ancak bitti.
Bir ara heyecandan kaşınmaya başlamışken baktım kardeşim sakin sakin oturuyor, nasıl böyle sakin duruyorsun dedim,  "ben içimden heyecanlanıyorum" demesin mi! 


Maç öncesindeki diğer önemli faaliyetim dün mayaladığım ekmeği önce mayalama sepetinde dinlendirmek sonra pişirmek oldu.
Fotoğrafları eklerken  sırası tersine oldu, idare ediniz rica ediciim. 

6 Haziran 2025 Cuma

6 Haziran Cuma

Bayramın ilk günü sabahı sakin başladı.
Öğlene doğru gelen kızkardeşim ve eşi annemin ilk bayram ziyaretçileri oldu.
Onlar gittikten sonra geçtim televizyonun karşısına ve kadın takımımızın Tayland'la olan voleybol maçını seyrettim.
Maç çok keyifliydi, 3 - 0 kazanmamız ayrıca iyiydi.
Akşamüstünün ziyaretçileri küçük dayım ve eşiydi. Güzel bir sohbet eşliğinde çay sefası yaptık.
Onları adalarına yolculadıktan sonra sıra bana geldi. Tüm gün ev içinde hareket etmiştim ama yetmedi ve tempolu bir yürüyüş yapmak için kendimi sokağa attım.
Ihlamur ve yasemin kokularını içime çekerek geniş bir mahalle turu attım ve ohh!



Ortancalar da açmaya başlamış,
Yaz geldi diyebiliriz değil mi?

26 Ağustos 2024 Pazartesi

26 Ağustos Pazartesi

Bu sabah yaz sezonu kapanış pilates dersimizi yaptık M.ciğimle. 
İki güne onlar tatile gidiyor, bir kaç gün sonra da benim tatil zamanım gelecek. Artık Eylül ortası yeni sezona başlarız törenle.

Eve döndüğümde elektrik faturalarımız kapıdaydı. Bu ay zirveye oynamışım, klima vantilatör derken cayır cayır yakmışım elektriği. 
Umarım önümüzdeki ay eski sakin fatura tutarlarına dönerim.

Öğleden sonra MUBİ'de İstanbul Film Festivali'nde, Berlin Film Festivali'nde gösterilmiş, beğenilmiş bir film izledim. Yönetmen Aslı Özge'nin filmi, kurmaca ile belgeselin karışımı olmuş, amatör gözüken profesyonel film diyebiliriz. Başrol oyuncusu Faruk bey  yönetmenin 90 küsur yaşındaki babası imiş.
Son yıllarda sıkça tanık olduğumuz kentsel dönüşüm hikayelerinden birisini eksenine alan ve bunu hayatın dönüm noktalarıyla birleştiren, çoğu zaman gülümseten, sonuyla hüzün veren bir filmdi.



Tok evin aç kedisi derler ya, bunlar  apartmanın aç kedileri...
Yukarılara baka baka "haydi mama saati geldi" der gibiler,

12 Ağustos 2024 Pazartesi

12 Ağustos Pazartesi

Dün olimpiyat kapanış töreni açılışa göre daha geç saatte başladı. Sanırım 2028 olimpiyatlarının yapılacağı şehir Los Angeles'le olan saat farkı buna neden oldu. İki saat kadar sabırla izledim, sonra uyku bastırdı fena halde.  Uykuyu yakalamışken kaçırmayayım dedim, törenin finalinde yer alacağı söylenen Tom Cruise'u filan gözüm görmedi, yattım, uyumuşum.

Sabah pilates hocam kaçırdığım bölümü ana hatlarıyla anlattı, ben de eve dönünce baktım, sinema spor karması bir senaryo yazıp oynamışlar, eğlenceliydi. 
Yine de açılış töreni ve açılış töreninin finalindeki Celine Dion bölümü benim için parlaklığını koruyor; kapanış töreni hareketli, şenlikli, müzikliydi, o kadar.

Geçen hafta çocukluktan arkadaşım F.cığımın doğum günüydü, ay aradım, haydi arıyorum diyene kadar vakit geçti.
Bugün hatır sormaya o beni aradı, mahcup oldum. İyi oldu ama, yarım saatten fazla konuşmuşuz, konular birikmiş demek ki...



Pilatese giderken geçtiğim yolların en kestirmesi Kâşâneler Sokaktan geçiyor.
Sokağın adı, Erenköy'ün köşkleriyle anıldığı zamanlardan kalmış olmalı.
O köşkler / kâşâneler, muhtemelen  şimdilerde üzerinde yükselen şık ikinci nesil apartmanlardan da önceki nesil apartmanların yerindeydi.
Kendi gitti, adı kaldı yadigâr derler hani, öyle...

10 Ağustos 2024 Cumartesi

10 Ağustos Cumartesi


Canınız sağ olsun sizin,
Yaşadığımız heyecana, umuda, güzelliklere değerdi,
Artık gelecek olimpiyata diyelim...

Fotoğraf ilk setten olmalı,
BBC'nin internet haber sitesinden,

8 Ağustos 2024 Perşembe

8 Ağustos Perşembe

Günün heyecanı öncesi başka bir çekişmeli voleybol maçı seyrediyoruz, bakalım kim alacak, ABD mi Brezilya mı?
Bir yandan maçı izliyor diğer yandan kardeşime canlı yayın yapıyorum. Genelde o bana yayın yapardı, bu defa kızının yanında  ve meşgul olduğu için izleyemeyen kardeşim oldu.

Dünkü flanözlükten sonra, bu sabah pilatese giderken sonunda en kısa sürede yürüyeceğim yolu buldum sanırım. İki haftadır çeşitli denemeler yapıyor, alternatifleri sırayla yürüyordum. Gerçi, hepi topu 5 dakika fark ediyor ya olsun, amaç önemli.

Dün sabah dinlediğim ve enerjisinden müthiş zevk aldığım, Vivaldi'nin La Folia'sının değişik bir yorumunu buraya ekliyorum. Dinleyin derim. 



Dünden bir fotoğraf, 
Üsküdar Aşiyan motoru Boğaziçi'nde yukarı çıkarken Avrupa kıyısına yakın seyrediyor,
Ortaköy Camiini bir kez daha görmek ne güzel...

6 Ağustos 2024 Salı

6 Ağustos Salı

Dün gece  uykumu 3 civarı zor halle yakaladım, sabah toparlanıp ekran başına geçene dek maç başlamıştı bile. 
Yine hop oturup hop kalktım, totem olsun diye çeşitli işler yaptım,  mesela durup durup su içtim, zira ben su içtikçe sayı alıyoruz gibime geldi. 
Sonunda gözyaşlarıyla maç bitti. Kızlar ağladı, biz ağladık! Ohh sonunda yarı finaldeyiz.
Maç sonrasında kritikleri dinledim, iyi sayılara tekrar baktım, biraz da Brezilya - Dominik maçını izledim, keyfim yerinde.

Öğleden sonra kendimi cesaretlendirip evi süpürdüm, çamaşır yıkadım, üzerimden yük kalktı.
Akşamüstü orta uzunlukta bir mahalle turu da yaptım ve bu sıcakta ancak bu kadar olur düşüncesiyle, bugün için aferin verdim kendime. 



Acem borusu, 
Hanidir açtılar da bir fotoğraf çekip eklemek bugün mümkün oldu.

4 Ağustos 2024 Pazar

4 Ağustos Pazar

Artık gelenekselleşen "yeni ayın başladığını unutup, takvim yaprağını biten ayda bırakmak" eylemini Ağustos ayı için de tekrarlamış ve yeni aya bugün geçmiş bulunuyorum. 
Gerçekten ilginç bir hal aldı  yeni aya başlayamama başlıklı bu unutkanlık. Esasen yeni ay için gereken pek çok işi, işlemi unutmadan yapıyorum, aidatlar, faturalar ödeniyor filan. Ne var ki takvim yaprağı eski ayda direniyor. 
Vardır bir hikmeti, anlarım elbet.

Sabah, erkenden annemle kahvaltımızı yaptık, voleybol maçı için tam vaktinde televizyon karşısına kuruldum. Sonuç biraz üzücü oldu. Gerçi çeyrek finalde oluşumuz gerçeği değişmedi. Yenilmek değil, kötü oynamak üzücüydü, kızların bu haline alışkın değiliz doğrusu.

Bugünkü adımlarım iyice azaldı, sadece annem ve benim ev arasındaki iniş çıkış adımlarımı saydı telefonumun aplikasyonu. Hiç dışarı çıkma isteği bulamadım, vantilatör karşısında hafif  şeyler seyrettiğim ev hali sarıp sarmaladı beni bugün.



Kadıköy iskelesine yanaşan Şehir Hatları vapuru,
Beşiktaş'a gidecek "Beşiktaş" vapuru,

1 Ağustos 2024 Perşembe

1 Ağustos Perşembe

Geldik mi Ağustos'un ilk gününe? Evet! 
Yılın yarısından çoğunu geride bıraktık mı? Evet!

Bu sabah voleybolcularımızın kahvaltı maçı vardı yine. Hakkaten ya, nedir bu? Bizde saat 10, onlar saat 9'da maça çıkıyor. haliyle ilk set ayılmamış oluyorlar. İlk maçta ayılmaları için iki set  geçmişti, neyse bugün ilk setin ortasında silkindiler. Sonuçta maçı 3 - 1 aldılar.
Şu anda  diğer iki rakibimizin birbiriyle maçı var, Hollanda ile İtalya oynuyor, ilk set kıran kırana geçti, İtalya 29 - 27 aldı, maç devam ediyor.

Dün öğleden sonra, bir haftadır tatilden dönmesini beklediğim kuaförüme gittim nihayet, saçımı boyattım ve asıl önemlisi sıcaklarda ensemi yakıp duran saçlarımı biraz hafiflettim. 
Akşam annem "benim de saçım uzadı, yarın kestirelim" dedi. Bu öğleden sonra da onu kuaföre götürdüm, saçları kesildi, rahatladı.

Storytelde dün Dostoyevski'nin Beyaz Geceler'ini dinlemeye başlamıştım, kısaydı zaten, bitti.
Şaşırdım, zira Dostoyevski'den böyle tatlı, romantik bir öykü beklemiyordum. 
Tatlı romantik derken Ecinniler'le Suç ve Ceza'yla karşılaştırarak diyorum. Yoksa, gayet sağlam bir eserdi.



Dünkü vapur sergüzeştinden bir sahne,
Kocaman bir yük gemisi Karadeniz'den Marmara'ya çıkıyor.

29 Temmuz 2024 Pazartesi

29 Temmuz Pazartesi

Kaç zamandır beklediğim Olimpiyat oyunlarındaki kadın voleybol takımımızın maçları bugün başladı. 
Tesadüf bu ya, tam maç saatinde pilates dersim vardı. Dersten sonra hocamla birlikte 3. ve 4. setleri izledik. Yeni ders saatindeki öğrenci gelince ben son seti yalnız izledim ve çığlıklarıma gelen hocam ve diğer öğrenciyle birbirimize sevinçle sarıldık. 
Böylece, ders ve maçtan sonra tam öğlen güneşi altında eve yürümem gerekti ve amele yanıklarım bir kat daha koyulaştı.

Eve ulaştığımda, önce kendimi duşun altına attım, biraz kendime geldim ve sonra oturup maç kritiklerini izledim. Böylece, ders saatine denk düştüğü için izleyemediğim ilk iki sette bir türlü toparlanamadığımızı ve o nedenle setleri kaybettiğimizi öğrendim.
Neyse, şimdi önümüzdeki maçların iyi geçeceği umuduna sarılacağız. 

Dün kitaplığa  bakarken, yine yer kalmadı dedim içimden, sonra neden butik AVM'mizdeki kitap kumbarasına biraz kitap götürmüyorum diye devam ettim, hemen sonra on civarında kitabı seçtim ve aldım götürdüm. İyi oldu, biraz yer açıldı. İlk fırsatta bir ayıklama daha yapacağım. Yıllardır bir kez daha okurum belki diye bekleyen kitaplar, hiç değilse başkaları tarafından okunur. 



Bu sabah pilatese giderken tren yolu boyunca seyrettiğim grafitilerden birisi,

27 Temmuz 2024 Cumartesi

27 Temmuz Cumartesi

Dün gece dört saat boyunca, neredeyse gözümü ayırmadan  (kıymetli ulusal yayın kuruluşumuzun kendince bir sebeple yarım saat kadar yayını naklen yayınlamayı durdurması dışında) 2024 Paris Olimpiyat Oyunları açılış törenini seyrettim. Böylece, ilk kez stadyum dışındaki alanlarda yapılan bir açılış töreni izlemiş oldum.  

Tören bütünüyle Fransız kültürüne adanmıştı; Fransız olan, Fransa'dan dünyaya yayılan her şeyin öne çıkarılması, değer verilmesi, yüceltilmesi üzerine kuruluydu ve çok etkileyiciydi. 
Neredeyse tüm tören yağmur altında geçtikten sonra, yağmur durdu. Son sahnede, Olimpiyat ateşi havalanan bir balon şeklinde yandıktan bir an sonra, Eyfel Kulesinin 1. katında Edith Piaf'ın ünlü şarkısı  L'Hymne à L'Amour'u  Céline Dion söylemeye başladı. Performansı merakla beklenen şarkıyı dinlemek  tüm törenin son zirvesiydi.

Burada, törenin son dakikaları var, meşalenin getirilmesi, ateşin yakılması, balonun havalanması, Céline'in şarkı söylemesi; unutulmaz anlar...



Televizyonun karşısında heyecanla hop oturup kalkarken, bu fotoğrafları çekebilmiş olmama hayret ettim, sonradan. Solda, Montgolfier kardeşlerin ilk balonuyla aynı yerden havalanan olimpiyat ateşi, sağ yukarıda olimpiyat halkalı Eyfel kulesi, aşağıda o halkaların hemen altında şarkısını söyleyen C.D. 

7 Temmuz 2024 Pazar

7 Temmuz Pazar

Dün gece Hollanda maçının ilk yarısını annemle birlikte seyrettik ve önde bitirdik. Sonra annemin uykusu geldi yattı, ben maça devam ettim ve sonuçtan üzüldüm. Millilerimiz çok çalıştı, çabaladı, yazık oldu, bir tur daha çıksalardı iyiydi.
Sabah kardeşimle konuşuyorduk, futbol maçı seyretmeyeli on yıl olmuştur, ne kadar hızlanmış futbol dedim, yok dedi, "bizimkiler çabuk oynuyorlar, onların oyunundan kaynaklanıyor o algın".
Kahvaltıda anneme sonucu söyledim, sen gittin bizimkiler yenildi, "ses çıkmamasından belliydi" dedi.

Öğlene doğru yürüyüşe çıktım, aslında o saate kalmak istemiyordum, kahvaltı sonrası ekmek hamuru yapmak girince araya, ancak toparlandım.
Kazasker'e doğru  gölge sokaklardan ve ister istemez güneşli caddeden yürüdüm, Penguen'e gittim Arafta Düet'i aldım, yanında bir de Japon edebiyatı romanı, Natsume Soseki'den Gönül. 
Öğleden sonra Arafta Düet'e başladım, çok ilginç bir okuma oluyor, iki yazar tarafından yazılmış bir kitap olunca, ister istemez kim nereyi yazdı düşüncesi alttan alta zihnimden geçiyor. Doğrusu, öyle bir ayrım yapmaya imkan yok, akıyor konu.

Uzun zaman sonra gençliğimizin çok sevdiğim gitaristi Al Di Meola'dan yeni bir albüm ve dinlemesi zevk veren yeni bir parça, Ava's Dance, burada. 



Heyy! Ne bu kalabalık, neler oluyor orada? 
Tamam tamam, ben şöyle uzaktan bakarım, siz devam edin. 
 

16 Haziran 2024 Pazar

16 Haziran Pazar

Bugün bayramın birinci günü, buraya uğrayan tüm dostlara iyi bayramlar, sağlıklı huzurlu günler diliyorum.
Günün havası güzel bir yaz günü kıvamındaydı, güneşli ve esintili.

Bu sene ailenin nöbetçi torunu da arkadaş düğünü yolculuğunda olduğu için, biz bize kaldık. 
Kardeşim sabahtan annemle beni aldı, kendi evlerine taşıdı akşamüstü de adrese iade etti. 
Günü, mutfaksal açıdan, anlam ve önemine en uygun olmayan şekilde geçirdik; kısır, peynirli börek, elmalı kek ve dondurmadan oluşan menümüzle.

Telefonlar, karşılıklı kutlama mesajları arasına pek fena yenildiğimiz Brezilya maçının seyrini sıkıştırdık. Kızlar hiç kendileri gibi değildi, bir türlü toplanamadılar, set bile alamadılar. Umarım finallere kadar morallerini düzeltir ve yola yine keyifle devam ederler. 
Bu arada maçı anlatan spikerin maç boyunca en az otuz defa "bu maçı kaybedersek şu gruba düşeceğiz, bu torbada olacağız" deyip durmasına gerçekten gıcık oldum. Dayanamadım, gittim TRT Spor Yıldız sayfasına da yazdım ve gördüm ki benimle aynı görüşte olan pek çok seyirci var.



Çiçeğin adı mandevilla imiş, egzotik güzel...

15 Haziran 2024 Cumartesi

15 Haziran Cumartesi

Dün yazıyı yazdıktan sonra fark ettim, yağmur  azıcık serpiştirmiş, sokak nemlenmişti. Derken gece önce sakin sakin sonra gümbür gümbür üstelik şimşekli yıldırımlı bir yağmur yağdı ki... Oh sonunda havadaki ağırlık gitti, asılı kalmış bulutlar yere indi, rüzgar poyraza döndü, baş ağrılarımız gitti, biraz nefes aldık şükür.

Artık havadan mı nedir yoksa ters bir hareket mi yaptım, sol dirseğime öğleden sonra giren ağrı akşam akşam beni meşgul etti. Buz koydum, ilaç sürdüm, sardım filan, derken bu sabah daha az acı çekerek uyandım. Yine de buz, ilaç uygulamasını tekrarladım, sanırım iyi geliyor.

Bugün öğleden sonra Voleybol Kadın Millilerimizin Çin ile maçı vardı. Maç çok çekişmeli geçti ve bu defa ne yazık ki 5. sette maçı döndüremedik, 3-2 yenilgiyle bitti maç. 
Artık yarınki Brezilya maçına bakacağız.



Mahallemizin mini parkının paçalı kedisi,
Beyaz gövde, desenli kuyruk ile baş ve de bacağa dövme...

3 Haziran 2024 Pazartesi

3 Haziran Pazartesi

Geçen ay da aynı hareketi yapmıştım, takvimin yeni ayı gösterir yaprağını çevirmeyi unutmuşum yine. Zamanın hızlı geçişini durduramayınca, belki takvimi durdurmayı seçiyor beynim ya da içgüdüm, bilemeyeceğim. 

Bugün sıcaktı, havanın birdenbire bu kadar sıcak olmasına bedenim uyum sağlayamadı. 
Sabahtan öğleden sonrasına dek, dışarıda güneş altında dolaşınca, eve geldiğimde bardak bardak su içerek, soğuk meyve yiyerek ve soğuk suyun altına girerek ancak kendime geldim.

Dün gece hop oturup hop kalkarak müthiş bir voleybol maçı izledim. Kadın voleybol takımımız VNL turnuvasının Texas ayağında ABD takımını 3-2 yendi. 
Özellikle 5. setteki akıllara durgunluk veren, unutulmaz Ebrar, Gizem, Melisa Vargas ortak yapımı sayı akıl alır gibi değildi, çok güzeldi. Az önce o son seti tekrar seyrettim, yüzümde gülücükle.



Bir haftadır, caddedeki çeşitli noktalarda yukarıdaki el ilanının yapışmış olduğunu görüyorum.
İsim ve telefon numarasını sildim, fotoğrafı yüklerken.
Yaşam Koçu başlığı altında yapılanlar ilginç değil mi? İnsanlar biraz çaresiz mi kalmış, akıllarını peynir ekmekle mi yemiş, orasını bilemeyeceğim...

31 Mayıs 2024 Cuma

31 Mayıs Cuma

Bugün pazara üç sefer yaptım. 
İlki normal  haftalık alış veriş, ikincisi annemin sonradan aklına gelen yemek fikrine gereken iki parça sebzeyi almak için, üçüncüsü ikinci seferde alttan değil üstten döndüğüm için unuttuğum saksı için toprak almaya...
Ne demişler? Akılsız başın cezasını ayaklar çekermiş.

Buzluğa koymak üzere aldığım iki kilo bezelyeyi ayıklarken Crown seyredeyim dedim. Seyrettiğim bölüm bitti, derken ekranda ikinci sezon başlıyor uyarısı gördüm. Aa! nasıl yani? Diziye yeni başladım, bu birinci sezonun ilk bölümü değil miydi? Değilmiş! 
Ne yapmışsam artık, 1. sezonun 10. bölümünü seyretmişim, ilk bölüm niyetine. Ben de diyordum, bu işin bir başı yok mudur, böyle her şeyin ortasından küt diye niye girmişler, sonradan mı başa dönecekler acaba? Kendi kendime komiklik yapmışım, güldüm haliyle. 

Dün gece maç seyretmeye kalkmadım, daha doğrusu uyandım ve kendimi tekrar uyuttum. Sabah 6:30'da uyanınca önce skora baktım, sonra sonucunu bilerek seyrettim maçı. Kazandığımızı bilsem de setlerdeki heyecan ve çekişme yerindeydi yine, özellikle 2. set müthişti.



Bugün Mayıs ayının son gününe gelmişken, geçmiş yıllardaki Mayıs ayları geldi aklıma. 
Emekli olduktan sonra iki sene, özellikle bahar aylarında gezmenin tadını çıkarmıştım.
Fotoğraf 31 Mayıs 2018 tarihli, Afrodisias antik kentindeki Afrodit tapınağı,
O gün oradaydım demek için...

3 Ekim 2023 Salı

3 Ekim Salı

Bilgisayarın başına oturdum ve bugün ne yaptım diye düşündüm, oysa henüz gün bitmedi bile ne çabuk unuttum!? Bir düşüneyim bakalım, galiba şöyle...

Dün gece bir süre kas ağrısı nedeniyle uyumakta zorluk çektim, hocam kadife eldiveniyle kibar kibar zorlamayı iyi bilir. Eski tecrübelerimden hatırlıyorum, pilates çalışırken vücut yeniden alışana dek zaman zaman çalışmanın bir kaç sat sonrasında hatta ertesi gün bile kas ağrısı olacak. Ne mutlu ki, çalışabilen kaslarım var ve ağrıyor. Hayır hayır şaka veya mazoizm değil, belirli yaştan sonra vücudumuzu çalışabilen kaslarımız ayakta tutuyor, zira.

Gün içinde annemin evinde yemek yapmak, uzaktaki kardeşimle ve kızımla konuşmak neler yapıyorlar haberlerini almak, bir süre bankada sıra gelmesini beklemek (artık şubede çalışan memur sayısı iyiden iyiye azalmış, o nedenle sırada bekleme süresi uzamış) biraz yürüyüş, biraz eksik alışverişi derken akşamüstü oldu.

Sonunda Magarsus'un son iki bölümünü de izledim ve bitti. Oyuncu kadrosu çok iyiydi ve oldukça sert sahneler olmasına rağmen, narenciye üretim ve satımında dönen işler ve diğer illegal haller konusunda dehşet verici ihtimaller öğrenmiş oldum. Gelecek sezonda madencilik işlerine el atılacak belli ki, bakalım...



3 Ekim 2019, Porto gezisinden bir anı, 
Ponte Luis yakınlarında seramiklerle süslü bir ev,

25 Eylül 2023 Pazartesi

25 Eylül Pazartesi

Bugünün en önemli hareketi, 2020 Mart'ından beri gidemediğim pilates derslerine yeniden başlamam oldu.  Aradan geçen zamanda sevgili hocam M.ciğimle sosyal medya veya mesajla haberleştik ve iki kez de görüştük, bu arada kızı D.ciğim okula bile başladı. Ancak ders başka bir şey, bugün zamanın nasıl geçtiğini anlamadım, bir saat doluverdi.

Diğer önemli hareket, tatile giderken buzluğa emanet ettiğim ekşi mayamın bir haftalık çaba sonucu çalışmasından sonra dün mayaladığım  ekmeği bugün pişirmemdi. Maya kendine gelmiş, havanın aniden ısınması neyse ki olumsuz etki yapmamış ve ekmek usulünce kabarmış oldu.

Stüdyoya gider ve dönerken yürüdüm. Kaç gündür nezleyim, iyileşiyor muyum, yeniden başladı filan derken yalan yanlış az adım atıyordum, adımsayar beni hemen alt gruba postalamıştı. Bugün takdirlerini aldım kendisinin, mutluyum.



Tatil fotoğraflarının suyunu çıkardım biliyorum, sonuna geldik artık sabır...
15 Eylül akşamüstü, saat 19:28 güneş batmış, kızıllığı bulutlarda biraz daha duruyor...