Annemin küçük teyzesi, aslında hepimizin sevgili H. teyzesi "evladım boşa oturma, boşa çalış" derdi; boş boş oturma bunalırsın, boş iş bile olsa bir şeylerle meşgul olmak iyidir anlamında.
Ben de bu sabah H. teyzemin sözünü tuttum ve balkonun seramiklerinin duvarla birleşen bölümünün (süpürgelik mi deniyor oraya?) geçen iki kıştan sonra toz tutup kararmış suratlarını fırçalayarak temizledim, ağarttım. Aferin bana!
Yaptığım bir diğer iş pek de boş iş sayılmaz, kızımın odasının perdelerini yıkadım, astım. Bir aferin daha hak edeceğim, aynı işlemi kendi odam için de uygulayınca. Neyse ki diğer odalarda stor, jaluzi filan var da tüm haftayı perde yıkayarak geçirmeyeceğim.
Bunca temizlik faaliyetinin üzerine kendime çeki düzen vermemek olmazdı. Akşamüstü saçımı boyattım, kuaförün zam furyasına katılmış olmakta bir an bile gecikmediğini de bizzat deneyimledim. Aldık başımızı gidiyoruz, bakalım nereye kadar?
Biraz tonu düşük bir yazı oldu, değil mi? Hah, işte bu noktada bugün açmaya başlamış nar çiçekleri imdada yetişiyor, umarım.
Bir de nar çiçeklerinin altına bir Peru şarkısı sakladım. Şarkıyı kaç senedir değişik yorumlarını keyifle dinlediğim Isaac et Nora söylüyor, seveceksiniz.
Şarkının aslını merak eden olursa, şuraya bir tık rica edeyim.