23 Ocak 2025 Perşembe

23 Ocak Perşembe

İki gün önce gördüğüm erkenci ayva baharını bugün tekrar gördüm ve yiine çok erken değil mi yaa, dedim.
Kardeşim akşamüstü "leylek değildi ama kocaman bir göçmen kuş sürüsü gördüm, bu mevsimde kim nereye göçüyor acaba" dedi. 
Düşünmeden edemedim, kumru kuluçkaya yattı, ayva baharı açtı, göçmen kuşlar uçuyor, e hani kış diye ne gördük, bahar mı geliyor yani? 

Jane Austen'in Emma'sını dinlemeye başladım. Ne kadar derinlikli kişilik tahlilleri yapmış. Zamanının insan özelliklerinin yanı sıra insanın genel halleri ve değer yargılarını da gözlemlemiş ve yazıya dökmüş.
Jane'i yeniden sevdim.



Ayva baharı henüz tümüyle çiçeklenmemiş, çoğu tomurcuk, 
Hepsinin açmasının eli kulağındadır.

22 Ocak 2025 Çarşamba

22 Ocak Çarşamba

Ateş bizim ruhumuzu yaktı, ancak asıl düştüğü yeri yaktı; hem gerçek hem mecazi anlamda. Çok zor çok...

Bugün önceden alınmış randevularla  bazı sağlık kontrollerinin peşinde, istenen kimi ücretler karşısında ağzım açık kalmışken de aslında o yangının ana sebeplerinden olan denetimsizlik, kontrolsüzlük ve belki de en önemlisi meşhur serbest piyasa ekonomisinin gerçekleriyle tekrar tekrar yüzleştim. 
Olan esasen şu, biz salağız ve bunu bilenler "vur abalıya" desturunu bir güzel kullanıyorlar. 

Bizim bu daimi kış mevsimimiz ne zaman baharı görecek, meçhul C.ciğim. 
O kutsal sayılan kimi yerlerde oturup müzik dinlemek bir gün mümkün olacak mı acaba? 
Hiç ümidim yok doğrusu.



Çiçekçinin önünden geçerken kokusunu duyunca fark ettim, bu sene henüz nergis almamışım,
Eski fotoğraftan kokusu gelir mi ola?

21 Ocak 2025 Salı

21 Ocak Salı

Bugün söyleyecek sözüm yok...
Benzerlerini daha önce yaşadığımız memleket hallerinden biriyle doldu günümüz, ne yazık ki...



Oysa bugün öğlende, olanlardan habersiz, sahilde durup karşıya doğru bakarken düşünmüştüm,
Ressam olsaydım ve şu renksiz gözüken renkleri tuvale aktarabilseydim... 

20 Ocak 2025 Pazartesi

20 Ocak Pazartesi

Son günlerde cinlerim tepemde gezinmekte sanırım, kendimi gergin hissediyorum. Vücudum da bu hisse uygun davranıyor, boynum sırtım kasılmış vaziyette. 
Gerçi tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan tartışması gibi, vücudum kasıldığı için mi geriliyorum, gerilince mi vücudum kasılıyor, emin değilim.

Bugün pilatesten çıktıktan sonra bürodan eski bir arkadaşı aradım. Tee yılbaşından önce bir buluşalım görüşelim konuşması yapmıştık, ilk niyetlendiğimizde arkadaşım grip olmuştu, bu defa da sömestr tatiline denk gelmişiz. Arkadaşımın kızı lisede programları varmış, yine atiye kaldı buluşmamız.

Neyse, denk düştü de P.ciğimle bir kahve içtik, biraz havadan sudan konuştuk, biraz dertleştik. Yavaştan bizim dertleşmelerin epey büyükçe bir kısmı büyüklerimizin durumları ve biraz da kendimizin sağlığı üzerine oluyor. On -on beş yıl öncesinde böyle miydi oysa, daha kıpır kıpırdı içimiz ve sözlerimiz.



Bir varmış bir yokmuş ya da portakalın halleri...
 

19 Ocak 2025 Pazar

19 Ocak Pazar

Bugün öğlen saatlerine doğru bizim yuvada epey sık guguruguu sesi oldu. Sonra diğer eş geldi, bir süre birlikte oturdular, daha sonra yine yalnız oturma eylemi sürdü. Kuluçkada oturma nöbetini değiştiler sanırım.

Sabah sis vardı ya da pus. Sonra hava açtı, pırıl pırıl olmadıysa da dışarıda olup sömestr tatilinin keyfini çıkaranlar oldukça çoktu. 
Bizim mahalle AVM'mizde de çoluk çocuk gezenler kalabalığı vardı. 

Kent Gezgini kanalına takıldım bugün yine, bir Pera, bir de Büyükada gezisi videolarını izledim. Canım adalara gitmeyi çekti, epeydir yolum düşmedi, oysa kışın da güzel olurlar.



Bizim nöbetçi ebeveyn iş başında, yumurta ısıtıcıları çalışıyor...

18 Ocak 2025 Cumartesi

18 Ocak Cumartesi

Sabah Şaşkınbakkal'a giderken güneşli havayı görünce aklıma geldi, acaba işim bitene dek kızım uyanmış olur mu?  Suadiye'de sahilde buluşsak ve kahvaltı yapsak nasıl olur?
Uyanmamıştır henüz ya bir şansımı deneyeyim niyetiyle aradım ve o da ne! Kızım uyanmakla kalmamış üstelik toparlanıp sokağa çıkmaya hevesli.
Böylece o evden Suadiye sahile yürüyene dek ben Şaşkınbakkal sahilden  Beltur'a doğru aynı zamanda yürüdüm ve buluşma noktamızda denize nazır oturduk, çift kaşarlı tost, ıspanaklı gözleme ve çaydan oluşan kahvaltımıza kavuştuk. 

Öğleden sonra evde kış güneşi altında balkonda kahvemizi içerken yumurtasına kuluçka nöbeti tutan kumrucuğumuz da arada gurk gurk diyerek bize eşlik etti.

Az önce tesadüfen bir videoya denk geldim. Kent Gezgini isimli bir kanalda Moda bölümünü izledim.
Pek çoğunu daha önce gördüğüm binaların mimarları, yapılış zamanları, sahipleri anlatılıyordu. İstanbul ve özellikle Moda semtini sevenler için öneririm, burada.



Bu sabah Şaşkınbakkal sahilinden adalara bakış,
Adalar açıklarında uzaklarda gözükün minicik karaltı bir gemi.


17 Ocak 2025 Cuma

17 Ocak Cuma

Bugün güneşin yüzünü gördük, kaç günden sonra. 
Bu arada barajlarımızın doluluğu % 50'i az geçmiş, şükür.

Balkondaki kumru ailesi iki gündür  yumurta nöbetindeler. Erken davranmışlar ama yapacak bir şey yok. Biz kızımla mutfak penceresinden bakıyoruz, hallerini merakla gözlüyoruz.

Storytel'de Moskova'da Bir Beyefendi isimli bir kitap dinliyorum. Yazarı Amor Towles, kendisi Amerikalı imiş ve kitap çok satanlar listesindeymiş.
Neyse işte, dikkat vermek gerekmeden dinliyorum, akıp gidiyor.

Akşamları kızımla birer ikişer bölüm Say Nothing isimli bir mini dizi izliyoruz. İRA, Belfast'taki olaylar, yaşanan acı yıllar iki kızkardeş Dolours ve Marian Price ekseninden anlatılıyor.



Bugün pazardaki bir tezgahtan biberin tanımı ya da reklamı...