Bugün bir kaç parça alınacak için hepsi bir arada çıksın düşüncesiyle büyük AVM'ye gittim. Hem nasılsa metro ile tek durak, gidip gelmesi de kolay diye düşündüm.
Oraya adım attığım andan yarım saat sonrasında koşarak mekanı terk etmek arzusu nedeniyle üzerimde dayanılmaz bir baskı duymaya başladım.
Eskiden hafta sonunda buraya gelirdik, çocukları gürültülü oyun alanlarına götürürdük, hamburgerler yenirdi, haftalık alış verişler yapılırdı ve bu her hafta tekrarlardı. Nasıl dayanırmışım, şimdi inanamıyorum.
Eve döndükten sonra başka hiç bir iş yapmaya mecalim kalmadığını fark ettim. Oturdum "İstanbul Ansiklopedisi"ni izlemeye devam ettim. Zaten 4. bölüme gelmiştim, kalanı da bitiverdi.
Çok beğendim.
Senaryo, yönetim, oyuncular ve tabii ki İstanbul hepsi ayrı ayrı çok iyiydi.
Dün mayaladığım ekmek, gece buzdolabında yavaş yavaş kabarmaya devam etti, bu sabah şekil verdim ve mayalama kalıbına aktardım. Akşamüstüne doğru pişirdim ve yarın sabah dilimlenmek üzere beklemedeyiz.