11 Nisan Pazartesi

Sabah yağmur sesiyle uyandım, hava soğumuş, kalorifer yanmış; bugün kış bir günlüğüne döndü, Saatli Maarif Takvimi "fırtına" yazıyor zaten.

* Gün, bekleyişin tatlı heyecanıyla başladı. Yedi ay önce gurbete yolculadığım kızım bugün eve geliyor. Paskalya nedeniyle verilen aradan yararlanarak on gün sürecek bir ziyaret, hasret gidermelik.

Gece uyuyup uyanıp, bir kaç gündür "ne istersin, ne özledin yavrum" sorularıma verilen cevaplardan yaptığım hazırlıklara uygun hangi menüyü pişirsemi kurdum.

** Sabah annemle kahvaltı faslından sonra, zamanın çoğunluğu mutfakta geçti. Fırında istavrit, sigara böreği, semizotu salatası, iç baklalı enginar, yeşil salata, kakaolu tava keki derken, başka ne yapsaydım acaba sorusu da eksik olmadı. Sonra biraz sakin ol dedim kendime, gün bitmedi onlar da sonraya kalsın. 

Mutfak faaliyeti devam ederken, havaalanına geldim, duty freeden ne istersin, rötar varmış, İstanbul'dan gelen uçak gecikmiş, uçağa alıyorlar yazışmaları sürdü. 

Kızkardeşim her zamanki uçak kontrol-takip görevini yerine getirdi, kalktılar, yolu yarıladılar, İstanbul zerindeler haberlerini verdi.

Oğlum kardeşini karşılamaya alana -aramızdaki adıyla Sabiha'ya- gitti, trafik varmış, kardeşi bavulunu alana dek o  yetişti, eve beş dakika kaldı haberini verdiler. Balkona çıktım, gelişlerini gözledim, türlü şaklabanlıkla kapıda karşıladım, sarıldım yavruma. 

*** Akşam yemeğinde annem de bizimleydi. Bir haftadan sonra ilk kez pijamasını çıkarıp, üstünü giymiş, küçük torunu karşılama heyecanına o da ortak oldu. İki gündür yüksek seyreden tansiyonu, bugün biraz sakinleşti, sevindik.

Abisi ve annanesi evlerine gittikten sonra kızımla sarılıp yattık bir süre; gelecek endişesinden, yapmaya çalıştıklarından, umutlarından sözetti biraz, dinledim, cesaret vermeye çalıştım.

Dip Not:

Mahallemizdeki en genç erguvan,

Fotoğraf önceki günden,

Umarım bugünkü soğuk onu çok üşütmemiştir.