Bugün yine sokağa çıkma kısıtlamalı bir gün. Hava güzel, ılık, güneşli. Haliyle çocuklar sokakta oynuyor, büyükler market alışverişinde bir de bisiklete binenler çoğaldı.
* Bu sabahın en büyük keyfi televizyonda konser dinlemek ve izlemek oldu. Yıllardır unuttuğum bu keyfin esbab-ı mucibesi oğlumun ısmarlayıp dün akşam geldiğinde taktığı bir minik kutu. O sayede televizyonumuz akıllandı, internete kendisi bağlanır oldu ve ben You-Tube üzerinden ARTE'nin kanalındaki bir piyano konserini dinleyerek sabah keyfi yaptım. Heyt be, yaşasın!
Bundan böyle, bilgisayarı salona taşı, televizyona bağla, amann her defasında kim uğraşacak üşenmesinden kurtulacağım, koca televizyon da duvar süsü olmaktan kurtulacak.
** Bugünkü yürüyüşümü gerçekten alışveriş ihtiyaçları nedeniyle yaptım. Sonra falımda bana yine mutfak çalışması çıktı, bir de çamaşır filan...
Ehh, dedim kendime akşamüstü işler bittikten sonraydı, bari otur da kızınla gerçekten birer kahve için. Dinledim kendimi, iyi oldu.
*** Çalışırken dinlediğim müziklerden birini sizin için ekliyorum buraya. hayli zamandır ben de dinlememiştim, üç kez üst üste dinledim. O kadar içli ve bize yakın melodiler ki, her seferinde içim müziğiyle doluyor.
Lübnan'lı ünlü bir sanatçı çalıyor, ailece yetenekli sanatçılar aslında. Kimmiş derseniz buraya bir tık, lütfen.
Parçayı dinlemek isterseniz linki ağağıda:
Dip Not:
Geçende fotoğrafını eklemiştim, ebruli açan gülün.
Bu defa yeni goncası doğrudan sarışın çıktı.
Ebruli açanı kaçırmışım, fakat bu benim son yazımdaki sorumun cevabı olacak belki de; benim iki gülüm vardı aynı renk, birini çok güneş alan diğerini çok az güneş alan iki farklı köşeye diktim ve aynı renk kavuniçiden biri sapsar diğeri nar çiçeği rengine döndü! Acaba diyorum yapraklardaki fotosentez gibi, çiçeklerde de rengi etkileyen bir durum mu var? Çok merak ettim, bilse bilese Ekmekçi Kız bilir bunu! ;)
YanıtlaSilC.ciğim,
SilYazılarını okuyorum ve fakat bu ara evdeki hareketlilik nedeniyle yorumlarını içimden yapıyorum, yazmaya fırsatım olamadı. ;) Buradaki yorumların cevaplarını yazmayı becerebiliyorum neyse ki. :)
Renk dönüşümüne gelince, bilse bilse bilemedim neden renk değişir?
Benim güle gidip baktım, meğer tek kök gibi gözüken aslında çok yakın üç kökmüş. Onları aldığım minik saksıdan çıkarıp daha geniş bir saksıya aktarınca ortaya çıktı bu üçlü durum. Kısacası, daha önceki koyu renkli ebruli olan öbür kökün ürünü imiş, bu sarışın farklı köktenmiş.
Ancak şimdi yaptığım google araştırmasına bakarsak, senin gölge-güneş farkına göre renk değişimi tezin haklı duruyor. :)
Ay hiç önemli değil çetele tutmuyorum, nasılsa kalpler bir :) bence de çocuklar varken onlara doymak en güzeli.
SilAy çok heyecanlandım, demek düşüncemde bir gerçeklik payı var, ben de araştırayım...
Şimdi tekrar baktım da öyle doğrudan güneşle renk değişimi bilgisi bulamadım. Benim gördüğüm not, gülün güneş sevdiğine ve sabah akşam güneş almasının uygun olduğuna dairdi. Güneş zaten bol olduğu için Akdeniz ikliminde sorun olmayacağı filan gibiydi.
SilHeyecanlandırıp yanıltmış oldum sanki, pardon. :)