Bugün uzun bir gün oldu. Sabahın erken saatinden akşamın bu saatine dek hareketli, canlı. Eskiden yaşadıklarımıza son zamanlarda unuttuklarımıza benzer bir gün.
* Sabah erken çıkıp yürüdüm, sahile indim.
Önce Suadiye'de geçen gün gözümü alan ve bir yandan da Sevgili Komşum'la kafamıza "yapma mı acaba" sorusunu takan begonvile baktım. ( Sonucu aşağıda dip nota yazacağım. )
Sonra biraz deniz kenarından yürüdüm, müsilaja baktım. İçim fena oldu.
Daha fazla dayanamadım, cadde tarafına geçtim. Aklımda kaç gündür bir kitaba bakmak var, ısrarla internet siparişi vermedim, kitapçıda görmek istiyorum. Çatalçeşme'de Remzi henüz açılmamıştı, Suadiye'ye devam ettim, D&R açılmıştı, istediğim kitap hemen karşımda duruyordu. Aldım, çıktım.
Eve gelince arka kapak, ön kapak derken, okumaya başladım, 20 sayfa akıverdi.
** Günün sonraki zamanları o sırada İstanbul'a doğru uzun yolda olan oğlum, kız arkadaşı ve karşı kıyıdaki babasından dönen kızım için yemek yaparak geçti. Zeytinyağlı sarma içi yaptım, annem yaprakları torunlar geliyor sevinciyle sardı. Patlıcan közledim, iç baklalı enginar, semizotu salatası yaptım. Dün akşam mayalayıp buzdolabına kaldırdığım ekmekleri pişirdim. Kızım annanesine tatlı getirmişti. Uzun yolcularımız da gelince uzun zamandan sonra evimizdeki ilk sofraya oturup, sohbete başladık, çocukların tatil anılarını dinledik, güldük söyledik.
*** Dün gece Son Yaz'ı izleyip, son sahnede gözyaşlarına boğulurken bir yandan da Şulemle yazışıyorduk. Yıllar önce Hırsız Polis'i izlerken yine böyle uzak mesafe yorumlarla o anı paylaştığımız arkadaşım D.ciğimi andım.
Sabah ilk iş, Hırsız Polis'in bir zamanlar dillere pelesenk müziği / şarkısı İmkansız'ı dnledim, diziden bir kaç sahne eşliğinde ve ilginç şekilde dizinin yayınlandığı zamanları hatırlamaya başladım. Bir de Timuçin Esen'e olan aşkımı...
Dip Not:
Bu sabah begonvilin yanına gittim, çiçeklere dokundum.
O kadar yakından bile gerçek gibiydiler.
Meğerse, çok iyi yapılmış kumaş çiçeklermiş.
Neyse ki plastik değil!
oh gözün aydın kuzucukların gelmiş ekmekcim :)
YanıtlaSildün son yaz neşeli neşeli giderken sonu kötü bitti ama ya!
imkansız gibi funda arar'ın kelepçeliyim ben sana'sı da bu dizinindi di mi? ne güzel diziydi...
Sağol cancağızım, güzel bir gün oldu gerçekten. :)
SilAy güzel diziydi kesinlikle, kadro muhteşem, yönetmen harika, senaryo usta işi. Hatırlamak için bir sondaj yapmam lazım, ne çok geçmiş üstünden 15 sene!
Nasıl başlasam nasıl başlasam derken madem bu kadar seviliyor, Timuçin Esen'le başlayalım dedim; muhtemelen ve kesin izlemişsinizdir ama sanatçıya ait repertuarı geniş olmayan biri olarak her ihtimale karşı Hırsız Polis'in gazıyla o yıllarda izlemiş olduğum filmi öncelikle şuraya yazayım bir: Labirent. Yine -hani- izlenmemişse bir fikir olur diyerek filme yazdığım yazımı da şuraya bırakayım: https://laparagas.blogspot.com/2012/01/labirent.html
YanıtlaSilVe fakat dün akşam Arte'de dinlediğim Jazz (festival) konser linkini de yine farkedilmemiş olabilir diyerek şöylece: https://www.arte.tv/en/videos/101276-001-A/festival-arte-concert-strasbourg/
Ve fakat bunun için şimdilik üzgünüm ve tez zamanda dilerim internet sitesine düşer; çünkü bugün canlı yayınlanacak 9 şahane farklı şehirden 9 Beethoven senfonisi var:) Muhtemelen bitiminde sitede olacaktır diye ummakta ve düşünmekteyim şimdilik, takipte olunuz bence:)
Ama elbette bu şahane bir aradalığınızın tadını çıkarın öncelikle:)
Sevgili Okul Arkadaşım,
SilYazınızı okudum ve bir "ahh ahh" çektim, sinemada film izlemeyi özlemiş olarak. Filmi izlemiştim, olumlu izler kalmış aklımda. Filmin oyuncularının kalitesi bir yana, Tolga Örnek de beğendiğim filmler çekmiş bir yönetmendir.
Konserin başına baktım, sonra tamamlayacağım. Bugünlerde bir koşturma hali var evin içinde, sakinleşecek elbet. :)
Ooo! Beethoven senfonileri maratonu yapılıyor demek! Çok cazip, merak uyandırıcı. Takip eerim ben onu, teşekkürler. :)
İnanılmaz ama notu gönderdikten sonra aradım ve buldum bile, çok iyi. :))
SilBurada:
https://www.arte.tv/en/videos/RC-021108/beethoven-day-2021/
Sabah 5 olmamıştı oturdum çalışmaya başladım baya bir yol alınca sabah sessizliğinde şimdi mola verdim sabah 7:15:) bu yazıyı okudum çok iyi geldi bana. Çocuklar için pişen yemekler, ekmekler. Gözünüz aydın.
YanıtlaSilKitapları uzun zamandır internet aldığımı ve bir tek kargoyu açarken keyif aldığımı fark ettim. Bu begonvil kumaş olamaz:) olmamalı siz hep bu begonville canlanıyorsunuz benim gözümde sürekli. Sanki sizsiz bu ağaç olmazmış gibi...
Şarkı beni hüzünlendirdi 2 saat sonra toplantım var gidip yeniden uyayacağım şimdi:)
sen uykunu alamamışsın zaten şekerim. ekmekçimin ağacı "erguvan". bu begonvil :) kıyamam sana, hadi yat uyu biraz :)
Silahahahah bunu erguvan olarak okumuş olabilirim :)))) uykusuzum yorgunum beni salın evet:)
SilAyy, çok hoşsunuz. :)) Ben yazana dek siz aranızda anlaşmışsınız bile. :)
SilKelebekciğim,
Umarım günün kalan kısmında biraz dinlenebilmişsindir. :)
Öncelikle gözün aydın, ne güzeldir birliktelik, benim de moralimi çocukların gelmesi düzeltiyor, yorgunluk ve ağrıdan uyuyamasam da, çarşamba randevu aldım ortopedistten, bakalım ne buyuracak.
YanıtlaSilHırsız-Polis'i ben de çok severek izlemiştim, ordaki kız da ne güzeldi ya, su gibi. Timuçin Esen zaten hemşeri kontenjanından başımızın tacı (savulun milliyetçi Leylak geldi), annesi kuzenimin sınıf arkadaşıymış meğer, bir Niğde buluşmasında tanışmıştık. Bunlar işin şakası da gerçekten çok iyi oyuncu, Müslüm'de ağzım açık izlemiştim, şive bile bu kadar güzel mi yapılır.
Ya o begonvile çok şaştım, hiç mi üşenmediniz tek tek o çiçekleri kumaştan yapmaya, bir dahaki gidişinde Ekmekçim, arkadaşım rica ediyor, onun için de bir leylak ağacı yapacakmışsınız der misin, hahahaha :)
Leylakcığım,
SilTeşekkür ederim cancağızım. Gerçekten çocuklar insanın enerjisini tavana sıçratıyor. :)
Umarım, bu defaki doktor randevusundan daha olumlu sonuç alırsın da şu ağrılardan kurtulursun artık. Gönder gitsin onları, yol ver, selametle. :))
Doğrusu benim de Timuçin esen'in en beğendiğim performanslarından biridir, Müslüm. Hele söylediği şarkıları kaç defa üst üste dinledim kim bilir. ;)
Bir de Timuçin'i yıllar önce sahnede izlemiştim, Salıncakta İki Kişi'yi oynuyorlardı, partneri Devin Özgün Çınar'dı, Zeliha Berksoy da yönetmen. Rüya gibiydi. :)
Begonvili hiç sorma! Gülsem mi, şaşsam mı, alkışlasam mı bilemedim. Gerçekten de fotoğrafta gözükenden daha fazlası var, kapının üstüne doğru dönüyor, öyle gerçekçi. Aslında uzaktan bir foto daha avlasam iyi olur da, elalemin evini dikizliyor gibi görünmekten huzursuz oldum biraz. ;)
Post-truth çağındayız, ne bekliyorduk ki..
YanıtlaSilYazın bizim evin bahçesinde daha güzeli var, keşke gelseniz gerçeğine dokunsanız! Hem de ilginç, iki kök sanırım karışmış, aynı dalda hep pembe hem beyaz çiçek açıyor :)
Aslında, o kadar emek verilmiş bir nesne olunca, biraz da sanat eseri muamelsei yapası geliyor insanın. :))
SilEn azından plastik değil!
O karışık açan begonvillere bayılıyorum, Bodrum'da görürdüm bazen, tam dediğin gibi yanyana iki kök olunca nefis duruyor. :)