İşte yeni bir hafta daha, Haziran'ın ikinci haftasına başladık.
* Bu sabah erkenciydik kızım ve ben. Yolcu yolunda gerek dedi Ankara yolcusu ve saat 8:30'da teker dönmeye başladı.
Dünden yolluk börek ve kek yapmıştım. Yanına meyve ve termosta çay da aldı, iki kısa bir az daha uzun mola ile evine vakitlice ulaştı. Darısı yazın daha uzun süreli misafirliğinin başına diyeyim, on gün çabucacık geçti gitti, bir şey anlamadım.
** Çocukları yola gönderince ev ıssızlaşıyor, içimde hüzün benzeri bir şey geziyor. Bunca seneden sonra bile alışamadım gidişlerine.
Kahvaltıdan sonra annemle mahallede yürüyüşe çıktık, parkta ağaç gölgesinde oturduk. Sonra ben bir tur daha yürüdüm. Sonra market siparişleri geldi, yerleştirmek filan derken gün kısaldı yine.
*** Borusan Sanat'ın bu seneki çevrimiçi konserleri yayınlanmaya devam ediyor.
İlgilenirseniz, -Borusan Filarmoni son senelerde çok iyi bir orkestra oldu, ayrıca Borusan Quartet de var, izlemenizi hararetle öneririm- aşağıda link vereyim, bakabilirsiniz.
Borusan Sanat burada! E-posta adresinizle kaydolarak veya misafir olarak girebiliyorsunuz.
Dip Not:
Dünkü yazıdaki gül fotoğrafı ve güllerin renginin nasıl değiştiğiyle ilgili olarak Sadece C. ile yazışırken evdeki kitaplardan birine bakmak aklıma geldi. Kitabı açınca ilk sayfanın içine yerleştirilmiş iki dosya kağıdındaki mesajlarla gülümsedim.
Ne yazık ki tarih atmamışız, ancak tahminim oğlumun bu kitabı 2000 yılındaki anneler günü hediyesi olarak verdiği ve büyük ihtimalle notların okulda hazırlanmış olduğu.
Notlardan birinde "Anneciğim bana verdiğin bunca emek için çok teşekkür ederim" yazılı, arkasında kalp içinde "Muck - Şapırt" yazıyor. Diğer kağıtta "Arkasını çevir anne" yazıyor, arkasını çevirince bir demet çiçek resmi var.
İçim ısındı birden, güllerin rengi neye bağlı olarak değişir konulu araştırmayı filan unutuverdim.
Çoooook tatlı! Şapırt :))))
YanıtlaSilEvet ya, çok tatlı! :))
Sil7-8 yaşlarında bir oğlan çocuğunun annesine aşkını ifade edişi böyle olmuş. :)
Allah kavuştursun Çiçek Kız'a, sağlıkla yine gelsin.
YanıtlaSilBöyle notların ele geçmesi ne tatlı oluyor, ben de geçenlerde buldum minicik bir şey, evlenme yıldönümümüzü kutlamış, sanırım 1. sınıfın 2 ayı ekim sonu olduğuna görex "Ane-Baba" yazmış, insan inanmak istemiyor, bunu yazan minnak şeyin şimdi bir minnak bebesi olduğuna, Atalet Pınar defterler yapıyor, benden değer verdiğim şeyleri istedi ve şahane bir deftere raptetti bunları, aldığım en anlamlı hediyelerden biri oldu, oturup ağladım resmen gönderince. Öyle güzel.
Şapırt diye ben de öper kaçarım :)
Sağolasın Leylakcığım, amin. :)
SilBöyle küçük hazineler ele geçirdiğimizde, çocukları bunları yapanın kendileri olduğuna inandırmak hayli zor oluyor. Biz o hallerini biliyoruz da onların böyle bir dış bakış geliştirmesi zor. :))
Atalet'in işlerini instagramda izliyorum, sanatsal işler yapıyr, çok takdir ediyorum. Ne güzel, anıların şimdi farklı bir bağlamda yaşayacak. :)
Selam Allah kavuştursun. Ne tatlı güzel mesajlar. Eşim acilen Sinop'a gitti. İki gündür sessiz ev. Uyanıyorum ses yok. Hele çocuklar gidince daha da zor. Oğlum ayda yılda bir geliyor. Sevgiler.
YanıtlaSilSize de Allah kavuştursun diyeyim, o vakit, tez zamanda tüm sevdiklerinize sırayla kavuşmanızı dilerim. :)
Silcanım benim, allah kavuştursun. yine aynı gün ankara yollarındaydık çiçek kızla :)
YanıtlaSilseni şapırt diye öpen abiyi de ben şapırt diye öpmek isterim aslında :)
Yaa evet, üst üste geliş-gidiş tesadüf oldu. Ankara'nın tadı damağınızda kalsın bu defa. :)
SilBulursam abiyi, ben de şapırt diye muck yapacağım. :))
ben de saklıyorum çocukların küçükken yazdıkları notları. Biraz hüzünlü oluyor aslında okurken . Kırık bir mutluluk, ne çabuk büyümüşler ,diyor insan.Onlar büyümüş biz de büyümüşüz tabi:)
YanıtlaSilİnsan o anları hiç unutmam sanıyor, ama, zaman geçip üstlerine başka anlar bindikçe ne çok şey unutuluyor.
SilMesela buraya tarih atmayı unutmuşuz, o gün hep hatırlanacak gibi. Şimdi sadece tahmin edebiliyoruz. :)
Allah kavuştursun canım, büyüdüklerine inanmak zor, hasret her daim.
YanıtlaSilSağol Serpilciğim, amin. :)
SilBüyüdüler büyüdüler, biz inanamasak da...