Senenin sondan bir önceki ayı bugün başladı bile...
Geçen sene bu zamanlar ne yapmışım diye baktım. İki gün üst üste Karacaahmet'e gitmişim, bir arkadaşımın annesinin, sonra sevgili FTR'in cenazelerine katılmışım.
Kasım, sanki hep hüzün ayı.
Oysa pastırma yazı zamanıdır, güneşli günler olur, üşümeden sokakta dolaşılabilir.
Dilerim, sağlıklı günlerini neşeyle anımsayalım bu Kasım'ın.
Akşamüstü cadde tarafına yürüdüm, pek kalabalıktı, genç insanlar, çoluk çocuk aileler piyasa yapıyordu. Eskiden biz de böyleydik, galiba...
Sonra bir ara sokakta tavşan kız gibi giyinmiş beş altı genç kız ve üç beş delikanlı gördüm. Gülüşerek bir minibüse doluştular, nereye gidiyorlardı kim bilir?
Bir kaç gündür Haruki Murakami'nin "Mesleğim Yazarlık" başlıklı anı kitabını keyifle dinliyorum.
Sokakta gördüğüm gençler bana Murakami'yi hatırlattı ve düşünmeden edemedim, yazar bunları görse hangi kitaba nasıl uyarlardı acaba?
Eskilerden bir anı, 9 yıl öncenin 1 Kasım'ı,
Ankara, ODTÜ Kampüsü'nden

Sonbahar biraz da insanlar için de yaprak dökümü derler. Hastalanıp
YanıtlaSilölmek daha fazla gibi. yine hüzün dolu işte. Renkler mukteşem
ama her sene gibi bu zamanlar hep hayranlık duyuyoruz. Az kaldı
aralık ocak derken kış da bastıracak..
Gerçekten sonbaharın yaprak dökümü insanları da etkiliyor, bir de Mart ayı yaşlılar için zorlu geçer. :(
SilGeçen gün ömürdendir diyenleri, eskiden anlamazdım. Şimdi ne demek istediklerini biliyorum, günler birer birer geçiyor. :)
pastırma ayazı diye bir şey varmış bir de, yeni öğrendim ben de :) pastırmaları kurutmak için gerekli olan nemsiz hava, gündüz-gece sıcaklık arasındaki farkın yoğun olduğu bu günlere denk geliyormuş bu yüzden.
YanıtlaSilAh bak doğru, pastırma yazında gündüz güneş var, aynı zamanda geceleri ayaz olur. :)
SilSeferihisar'da Ekim neredeyse bütün ay yaz gibiydi. Şimdi 12 Kasım'da pastırma yazı bekleniyor. Kuraklık korkusu ile keyfini çıkaramaz olduk mevsimlerin.
YanıtlaSilSesli kitaba bir türlü geçemedim ben. Kitap gazete denilince hala eski usul
Gerçekten hepimizin derdi ortak, aman kuraklık olmasın, aman toprak suya doysun istiyoruz. Oysa güneş, yazınki kızgın halini kaybedince nasıl da keyif verir aslında. :)
SilSesli kitabı benimsedim, iyi anlaşıyoruz kendisiyle. :)
Pastırma yazı bizde, salmaya pek niyetimiz de yok:)
YanıtlaSilBizim buralar da fena değil Sevgili Okul Arkadaşım, keyfini sürün. :)
SilAntalya pastırma değil bayağı bildiğin yazdı -yarım günlük fırtına arasını saymazsan-bir haftadır. Daha sararan yaprak bile yok, özlemişim valla, iyi geldi. Film peşinde koşmaktan ve diş ağrısından henüz denizi sadece uzaktan gördüm ama yeni haftada ziyaret ediciim kendisini. (leylak ben bu arada, blogspot yine küsmüş bana, pasaport istiyor)
YanıtlaSilHoşgeldin Antalya'ya diyor sana! :))
SilAman ne güzel, denizli günlerin keyfi daim olsun. :)