Dün akşam bugüne dair plan yaparken yine yan basacağımı bilemezdim haliyle.
Sonuçta bugün öğlen saatlerinde "oh ne güzel pilatese gideceğim, bir haftalık kar molası sona erdi" düşüncesinin gerçekleşmemesi sonucu, "oh ne güzel hava güneşli hem de pazartesi, kızımla sahilde yürüyoruz" fiiline geçmiş olduk.
Öğleden sonra eve döndüğümüzde, buz gibi ama pırıl pırıl güneşli havada uzun bir yürüyüş yapmış ve çay kahve molası vermiş olmamıza rağmen yorulmuştuk, hava çarptı herhalde.
Biraz dinlendim ve önceden aldığım randevumu bozmadım, saçımı boyatmaya gittim. Ancak hava öylesine çarpmış ki orada olduğum bir buçuk saati esneyerek geçirdim.
Dün bir belgesel seyrettim, yadellerden gelinciğim göndermişti, döne dolaşa memlekete geldi. 2017 yapımı belgeselin adı Boğazın Prensi Lüfer.
Boğazlar, Marmara Denizi, orada yaşayan deniz canlıları, İstanbul'un tarihinde balığın yeri konularından birisiyle bile ilgileniyorsanız, ilgiyle seyredeceksiniz, kaçırmayın derim.
Bahar geliyor galiba hissinin sağlaması gibi güneşliydi.
Bugün öğleye kadar ayaklarımı bir türlü ısıtamadım, soba dibimdeydi üstelik. Öğleden sonra hava biraz yumuşadı, hatta bir ara sobayı bile söndürdüm, güneş günlerdir var burada ama karın ayazı da berbattı. Bakalım yarın ilk kez evden çıkacağım, bir arkadaş arabayla alacak, umarım güzel olur hava...
YanıtlaSilAy hadi inşallah güzel olur, keyifle gezersin. :)
Silbugün okula giderken o kadar kat kat giyindim ki robot gibi kollarımı bacaklarımı kıpırdatmakta zorlanan lahana bebeğe dönüştüm bir tür :P
YanıtlaSilbu belgeseli dün görmüş, "bir ara izlemeli" demiştim. senin paylaşımından sonra farz oldu artık :P