25 Şubat Salı

29 Ocak'ta gittiğimiz Ahmet Güneştekin sergisinden bu yana Kadıköy sınırları dışına çıkmamışım. Sahile inip denize bakmak ve iki kez Kadıköy'e gitmek, son ayın en uzağa gidilen yolları, kalan zaman mahallede geçmiş.

Yıllar boyu her gün işe gidip gelirken kıtalararası yolculuk yapan ve sonuçta yoldan bıkıp emekli olan benim için bu durum bir tür "bunu sen istedin güzelim" şeysi gibi. Cezası demeye dilim varmadı, kıvıramadım da...

Neyse, bu girizgahtan anlayacağınız üzere, bugün karşı kıyıya geçtim, eşlikçi olarak kızım benimleydi. Tee kar yağmadan öncesinde kardeşimin gördüğü ve "yakında bitecekmiş, gidin" dediği Georg Baselitz sergisini görmeye gittik.

Sergi Sabacı Müzesinde sürüyor, 16 Mart'ta bitecekmiş.  

Sergi derken mimoza da nereden çıktı, değil mi?

Bu mimoza ağacı, müzenin sergi salonlarının önündedir. Her sene bu mevsim müzeye gitmeyi ve bu ağacı görmeyi iple çekerim.

Ne yazık ki, üç sene önceki sert kışta  gövdesinin bir ana dalı kırılmış, gitmiş.

Yine de bu haliyle nasıl canlı ve güzel. 

Muhtemelen kar yağışından önce açmış ve sert havaya dayanmış, şimdi misler gibi kokusunu saçıyordu.

Varış Yakında / Arriving Soon / 2017

Gelelim Georg  Baselitz sergisine. 

Serginin başlığında da belirtildiği üzere, 1938 doğulu sanatçının son on yılda yaptığı işlerden bir seçki gördük. 

Yukarıda verdiğim linkten sanatçı hakkında bir paragrafı buraya aktarayım:

"1980'den bu yana uluslararası sanat dünyasında derin bir etkiye sahip olan Baselitz, 20. yüzyılın ikinci yarısında Alman sanatı için yeni bir kimlik şekillendirmiş; İkinci Dünya Savaşı'nın travma ve trajedisine tepki olarak, benzersiz ve kendine özgü bir sanatsal üslup geliştirmiştir. 1969'dan beri kompozisyonlarını baş aşağı resmeden sanatçı için bu yaklaşım, biçimi içerikten arındırmanın ve soyutlama ile figürasyon arasında bir yerde durmanın bir yolu olmuştur. Aynı zamanda, gelenekselleşmiş tuval üzerine resim tekniğinde yeni bir açılımda bulunmasını mümkün kılmıştır."

Sergiyi gezerken, bir süre bu işte bir terslik var duygusu yaşadıktan sonra anladım, meğer zaten resimler baş aşağı yapılmış.

Dünya çağdaş resmi için önemli bir sanatçının son dönem eserlerini görmek isterseniz ve soyut resim seviyorsanız, bu sergiyi kaçırmayın derim.