14 Ocak Salı

Beş altı gündür "su listesi" yapıyorum; her gün içtiğim suların, çayların saatini yazıyorum. Delinin zoru ne ola ki su listesi de neymiş derseniz, anlatayım.

Geçen sene tansiyon ilacı almaya başladığımda doktor "bol su içmeye dikkat edin" demişti. Zaten bunu hep söylüyorlar, eh ben de bol su içerim dedim.

Sonbaharda kızımla birlikte yaşamaya başladıktan sonra, arada sırada onun "anne az su içiyorsun, daha çok su iç" uyarılarıyla karşılaşmaya başladım, ona da içiyorum içiyorum dedim geçiştirdim. Zira her gün masanın üzerindeki sürahiyi iki kez dolduruyordum, daha ne olsundu?

Geçen hafta bir gün şeytan dürttü, dur yahu yazayım şu içtiğim suları dedim ve bir not kağıdına sabahtan başlayıp saati ve içtiğim su miktarını -bir su bardağı, iki çay bardağı, vb-  yazdım.

İki günün sonunda gördüm ki yazdığım için  miktara dikkat ediyorum ve daha çok su içiyorum. Dolayısıyla tuvalete daha çok çıkıyorum ama iyi haber, mesela başım daha az ağrıyor.

O zamandan beri üşenmiyor, günlük su listeme işaretlerimi koymaya devam ediyorum, böylece 12-14 bardak su içmeyi garantilemiş oluyorum.

Doktorunuz bol su iç dediyse yöntemimi öneririm, ne kadar su içtiğinizi bir ölçün ve sağladığı farkı görün. 

Bugünkü sahil manzaramız farklı açıdan, sadece Kınalı gözüküyor gibi, sağında bilen gözlere aşina -büyütüp bakmalısınız- Yassıada ve Sivriada grilerin içinde,

Son lodoslarla sahilde bol bol taş birikmiş, üzerleri martı dolu,

Martılar kar öncesi sahilde biraraya toplaşır derler,

Kar henüz buraya gelmese bile soğuğu geldiğinden olsa gerek martılar toplaşmış yine.