Dün gece İrlandalı Christine Molloy ve Joe Lawlor ikilisinin Future Tense / Gelecek Zaman isimli belgeselini izledik. Bu ara kızımla Britanyalılara sempati besliyor gibiyiz. Yöneticilerini bilmem ama sinemacıları her zaman belirli bir kalitenin üzerinde yapımlar çıkarıyor.
"İki sinemacı kızlarıyla birlikte Londra’dan memleketlerine seyahat ederken doğdukları İrlanda ve yaşadıkları İngiltere’yle ilişkileri üzerine düşünürler. Yaşlanma, ebeveynlik ve ruhsal sorunlara dair kendi deneyimlerinin yanı sıra İrlanda’nın topraklarına gömülü korkunç tarihi de keşfederler."
İzlediğimiz belgesel çok katmanlı ve düşündürücüydü, özellikle uzak yabancı topraklarda yaşananlar ile kendi topraklarımız arasında akla geliveren çeşitli durumlar olunca.
Sinemacıların yapım şirketinin adı Desperate Optimists / Umutsuz İyimserler imiş. İsmi okuyunca gülümsemeden ve kendi durumumuzla paralellik kurmadan duramadım.
Bugün hava soğuktu, hatta buz gibiydi. Sabah erkenden bu hafta çalışmaya başlayan Aile Hekimliğine ilaçlarımızı yazdırmaya gittim.
Öğlende pilates dersim için yine yürüyerek gittim geldim, sıkı idman oldu bu soğuk hava yürüyüşleri.
Eve döndükten sonra sıcak evde oturmayı hak ettiğimi düşündüm haliyle.
Bizim kumru ailesi bu sabah yine ziyarete gelmişti,
Biri saksıda oturmuş, diğeri balkon pervazında geziyordu,
Sonra yine uçup gittiler.
ne kadar mutlu görünüyor sukulentler. havalar çok soğuk, penceremin önündeki çiçekleri içeri mi alsam diyorum. bu mevsimlerin belirsizliği kuşların değil hepimizin kafasını karıştırdı.
YanıtlaSilGerçekten sersemletti hepimizi bu hava; geçen haftanın 14 derecesi nerede, şimdinin yağamayan karının soğuğu nerede?
SilBenim sulukentleri kumru ailesi de sevdi, çam iğneleriyle beslemişler köşe saksının üzerini. :))
ay bu sukulentler nasıl coşmuş böyle. istiyorum onlardan bir dal :)
YanıtlaSilYeni yeni çiçek açıyorlar, şimdi tam zamanı. :)
SilBir dal mı? Dallar veririm, tamamdır canikom. :)