Sabah kahvaltıdan önce, henüz havanın sıcağı basmadan evde sıcak bastıracak işleri halletmek niyetiyle önce ütü yaptım, sonra kahvaltıya oturdum.
Saat 11'de kuaför koltuğuna kurulmuş, saçlarımın boyanmasını bekliyordum.
Bugün sıcaklık ve nem bakımından makul bir yaz günüydü. Özlemişiz böyle havayı, bunalmadan yürümeyi, iş görmeyi.
Gün içinde bir kaç arkadaşımla telefonda konuştum. Yaz nedeniyle herkes bir yerlere dağıldı, arada konuşup hasret gidermek iyi oluyor.
Öğleden sonra "Tereddüt Çizgisi" filmini seyretmek niyetiyle oturdum, filmi bulamadım, "Seul'e Dönüş" filmini seyredip kalktım.
Seul'e Dönüş filmi, esasında gerçek bir veya birtakım olaylardan yola çıkmış; meğer Güney Kore'de çoğunluğu 1970-1980 yıllarında olmak üzere yaklaşık 200 bin çocuk, Avrupa ve ABD'deki ailelerce evlat edinilmiş.
Filmde evlat edinilmiş olduğunu bilen (zira, Fransa'da evlat edinilmiş) ve yolu "tesadüfen" Seul'e düşen bir genç kadının anne babasını araması ile koşut olarak kimliğini araması ve kendini bulması sekiz yıllık bir zaman diliminde anlatılıyor.
Daha çok bilgi ararsanız filmi anlatan bir yazıyı buraya ekliyorum,
Filmden bir sahne, baba kızına kendi doğduğu yerleri göstermek istiyor, deniz kenarına gidiyorlar, bu manzaraya bakarak yemek yiyorlar.
evet ya, sonunda havalar daha normalleşmeye başladı, şükürler olsun...
YanıtlaSiltereddüt çizgisi benim de aklımda. izleyebilirsen, platform adını benimle paylaş şekerim
Henüz bulamadım, MUBİ'de gözüküyor, fakat şu sıra sinemada oynuyor sanırım, portalda gözükmüyor.
SilHaber veririm. :)