Yazın en sıcak günleri değildi belki, muhtemelen en rutubetli günlerini geçiriyoruz son iki gündür.
Nereden bu çıkarıma vardın derseniz, dünden beri döktüğüm teri anlatamam, durduğum yerde yüzümden sular akıyor, çeşme gibiyim.
Sanırım vücudumun termostat ayarı bozuldu, vücudun serinlemesi gerekiyor ve duş, vantilatör filan işe yaramıyor. O vakit gelsin vücudun kendini serinletme yöntemi olarak terleme ya da bendeki yansıması su sızdırma.
Ayyh neyse işte, bu yaza dair bu not da burada dursun.
Bugünkü pazar seferine kardeşim de dahil oldu. Ben bir sefer alış veriş yaptım, sonra kardeşimle bir defa daha gittik. Neyse ki şişi inen ve acısı azalan ayağım sorun çıkarmadı.
Bizim patates soğancı, siz almıştınız ne oldu deyince kardeşimle tekrar geldim dedim. Kardeşim Üsküdar'dan geldim dedi, satıcımız zahmet etmeseydiniz, biz oralara da geliyoruz der gibi "pazartesileri Bağlarbaşı'na da gidiyoruz" dedi.
Cevizcimiz de bu hafta taze Antep fıstığı getirmişti. İki üç haftadır taze fındık da var. Bu yakında geleceğini umduğum taze nohudu bekliyorum, hevesle.
Günümüzün ağacı Brüksel'den geldi, çınar yapraklı akça ağaç,
Kızım yolladı fotoğrafını, bu çınar mı diyerek, sonra o da bulmuş adını.
ay evet ya, bu ne sıcak yine, "hani bitmişti" diyerek geziniyorum ben de!
YanıtlaSilbiz de perşembe sabah buranın pazarına gittik, (bizim şansımıza neredeysek, oranın pazarı perşembe :P) çeşit çeşit meyve sebze beni benden aldı :)
ayağının daha iyi olmasına sevindim canım
Bugün daha iyiyim Şulem, geçti anılara karıştı artık. :)
SilPerşembe günü sanki bana da pazar için en uygun gün gibi gelir, gerçi bizim ki Cuma, o da güzel diyeyim hatırı kalmasın. :))