Öğlene doğru caddeye doğru yürürken rüzgar tahminimden sert ve soğuk esiyordu. Oysa deniz kabarmıştı, esen lodos olmalıydı, öyleyse neden soğuktu? Anlayamadım doğrusu...
Kardeşim öğleden sonra anneme oturmaya geliyordu, beni caddeden aldı, eve birlikte gittik. Çorbadır, çaydır, muhabbettir derken zaman geçti.
Haa, unutuyordum, kızım örgü işinde epey hızlandı. Otururken bir yandan harıl harıl atkısını örüyordu. Yapamayacağım ben bu işi diye isyan etmesinin üzerinden fazla geçmedi. Bir eski videodaki sevinç nidasını hatırladım, "yabbdııımmm" diyordu çocuk keyifle. El becerisi işleri böyle işte, azmetmek, vazgeçmemek gerekiyor.
Tarih 6 Şubat'a yaklaşınca yaralarımızın sızısı arttı. Ne diyeceğini bilemiyor insan. Felaketi yaşayanlar için hissettiklerimiz bir yandan, başımızın üstünde sallanıp duran gelecekteki felaket ihtimalleri diğer yandan. Bilemiyorum, bilemiyorum...
Sarı çiçek açan sukulentler, kış mevsimi epey yol aldı der gibi,
Bugün dikkat ettim, pek çok genç ağaç hafiften tomurcuklanır gibiydi.
Buraya adeta bahar gelmiş gibiydi bugün, soğuklar ertelenmedi ise 10 güne bademler açar. Ah 6 Şubat geldi yine, ne desek ne yazsak boş, içim acıyor :(
YanıtlaSilŞubat'ta sizin oralarda bademlerin açması normal de bizim burada biraz erken gibi. Şöyle bir haber üzücü, bu sene havalar yeterince soğumadığı için arılar kış uykusuna dalamamış ve streslenmişler, ölüyorlarmış. :(
SilFırtına takvimimiz yok mu Ekmekçim, bu sene takip edemedim ben de... Bakalım belki bir fırtınadır güzel ismiyle geçip giden?
YanıtlaSilİyi ki hatırlattın, var var! :)
Sil30 Ocak'tan itibaren kışın ikinci yarısı olan Hamsin günleri başlamış ( ilk yarısı Zemheri günleri ) ve bugünlerde hamsi (hamsin olabilir) fırtınası varmış.
Bu arada 1. cemrenin düşmesi yaklaştı, hatırlatmış olayım. :)