Günün tarihini rakamla yazarsak sıralı mı desem ritmik mi desem bir dizi oluyor: 24.02.2024.
Neyse işte, bu da böyle bir anımız diyecektim, bakıp geçiyorum, bir anlamı var mı bilmiyorum.
Galiba bir şeylere anlam yüklemek istersek, o "şey"ler anlamlı hale geliyor, boş bir bakış anlam yükleme çabasından uzak kalıyor.
Dün gece kızımla şöyle hafif bir şey seyretsek diye bakınırken, MUBİ'de Koreeda'nın Monster / Canavar filmine denk geldik.
Sonuçta pek de hafif bir film seyretmemiş olduk, ancak ne gam, güzel bir filmdi, etkilendik.
Filmin yazısı uzadı buraya taştı, okumak isterseniz tık.
Bu sabah bir toplantı için karşıya geçtim, denk düştü yakında oturan iki arkadaşın arabasıyla gittik. Dönüşte metro metrobüs bağlantısını kullandım. İnanır mısınız, sabahın erken saatinde bile karayolundan gitmekle, daha trafik yoğun saatte toplu taşımayı kullanmak aynı süreyi aldı.
Diyeceğim o ki, İstanbul'da karşıya (bir kıyıdan diğerine) geçiyorsanız aman diyeyim özel araçtan uzak durun, toplu taşıma çok daha seri oluyor. En azından gitmek, gidebilmek yol alıyorum hissi veriyor.
Susamlı rica edeyim :) "Monster"i ben de izlemiştim, güzeldi...
YanıtlaSilBen karar veremiyorum, bazen susamlıya gider elim, bazen mahlepliye. :)
SilMahlepli alayım :)
YanıtlaSilOhh, mis gibi mahlep kokusu. :)
Silsusamlı lütfen :)
YanıtlaSilBuyrunuz efendim, afiyet olsun. :)
SilBizim buralarda mahlep bile koymuyor bazı fırın ya da pastaneler. Ben de mahleplisine bayılırım oysa. Susamlısının da mutlaka çıtır çıtır olmasını isterim:)
YanıtlaSilBizim mahallenin fırını mahlep koymuş neyse ki, geleneğe devam ediyor. Susamlısı da çıtır çıtırdı gerçekten. :)
Sil