Dün gece tam eski usul televizyon karşısına geçip örgü örme çalışmaları yaptık.
Çalışmaları diyorum, kızım kaç gündür anne örgü örmeyi öğret diyordu çünkü. Gardrobun üst rafında bulduğum torbadaki örgü ve şişler, bir kaç sene önce yine bu tür bir çalışma yaptığımızı hatırlamama neden oldu. Ancak kızım hiç bir şey hatırlamadığını söyleyince, yeni baştan başladık.
Epeyce yol aldık, en azından haraşo örgüyü bir kaç sıra örüldü, ters düz örgüye başlandı ve "bu gerçek bir terapiymiş" övgüleri yapıldı.
Tabii ki, konu örgü olunca annemin eski bavullarından yıllar yıllar önce ördüğümüz kazak, süveter, etek vb marifetler ortaya döküldü, provalar yapıldı. En çok da annemin bana ördüğü lizöz cazip bulundu. Nihayetinde kızımla anlaştık, uzun süredir durmaktan sararmış el örgüsünü güzelce yıkayıp, kendisine verme sözü verdim.
Bugünkü soğuk havanın sıcak saatleri geçen aydan beri çeşitli nedenlerle görüşemediğimiz kızlar grubumuzla Kadıköy'de buluşunca başladı. Önce geleneksel buluşma noktamız Victor Levi'de yemek yedik. Her zamanki kaliteyi pek bulamadık doğrusu, muhtemelen mutfakta ya da ocakta bir sorun vardı, bol bol yemek kokusu aldık, etler çok fazla pişmiş geldi filan, yine de tadımızı kaçırmadık, onlar da bize yanarlı dönerli olmasa da meyve tabağı ikram ettiler, gönlümüzü almaya çalıştılar.
Çay saatinde dışarda soğukta kalacağımıza bize gidelim çağrısı yapan B.'cığın davetini ikiletmedik ve Moda'daki sıcak evlerinde sohbete devam ettik.
Apartman bahçesindeki taflan çiçek açmaya niyetlenmiş gibi duruyor...
İlk paragraf çok tanıdık geldi :)) Annem bana da mükerrer öğretmeye çalışıp haroşu ve tersyüzü öğretip bir sonraki aşamaya asla geçemeyince, sonunda vazgeçip kızıma öğretmeye karar verdi ve anane torun kazaklar falan ördüler :)) Yani başarılı olamazsanız bil isterim, bir sonraki nesil durumu kurtarıyor :)))
YanıtlaSilUmudunu kaybetme diyorsun C.ciğim, olacaklar tecrübeyle sabit yani. :))
SilHaydi hayırlısı, kısmetimizde varsa olur. :)
örgü ören insanları, o sabrı ve beceriyi çok taktir etsem de hayatta örmedim, öremedim :) afferin çiçek kıza :)
YanıtlaSilviktor leviye yıllaaaar ve yıllar oldu gitmeyeli. halbuki ne çok severdim...
Viktor Levi'ye bir kez sen, ben, bayan E. birlikte gitmiş, tatlı tatlı sohbet etmiştik , yine gidelim. Umarım bu defa mutfak sorunsuz olur. :))
SilÖrgü örmeyi sana da öğretelim Şulem, atölye yaparız.:))
Örgü örmek en sevdiğim şeylerden :) Ne güzel anne kız böyle paylaşımlar yapmanız..
YanıtlaSilEh işte, paylaşmaya çalışıyoruz diyelim. ;)
SilÖrgü örmek iyidir, severiz. :)
Tığ işini örgüye tercih ederim. Kolay gelsin size...
YanıtlaSilBir ara ben de tığ örmüştüm, örgü kadar yakın olamadım. Teşekkürler. :)
SilNeler neler ördüm yıllar yılı, nasıl bir terapidir çok iyi bilirim ama artık carpal tunnelli eller geçit vermiyor. Örgü de, dikiş de rafa kalktı. sadece geçen yıl Umut'un arzusu üzerine bir kırmızı atkı ördüm parmaklarım uyuşa uyuşa torun hatrına. oysa ne güzel olurdu elinde örgüyle TV izlemek :)))
YanıtlaSilLeylağım, sanırım bizim nesilden sonra örgü işleri biraz tavsadı. Muhtemelen hazır giyimin hızla yaygınlaşması el işlerinden uzaklaştırdı, daha genç nesilleri.
SilUmut isterse atkı örülmez mi? Ne güzel olmuştur.<3
Sevin Abla bu sene ilk kez taflanların böyle kırmızı tomurcuklarını gördüm. Daha önce niye fark etmediğime şaştım kaldım:)
YanıtlaSilSen de mi bu sene fark ettin Sevdacığım? Ben de bu sene gördüm laf aramızda.
SilAcaba bir kaç senede bir mi açıyorlar yoksa bizim farkındalıkların mı aynı anda gözü açıldı? :))