Dün gece vakitlice uyumuştum, sarsıntıyı duymadım, bizim civarda nasıl hissedildi onu da bilmiyorum.
Neden sonra, gecenin bir vakti tuvalete kalktım, ardından uykum kaçtı, bir şey dinleyeyim uykum gelir belki düşüncesiyle telefonu açtım, patır patır gelen mesajları okuyunca anladım konuyu. Haliyle gecenin o vakti uykum iyice kaçtı.
Sabah erkence saatte pilatese gittim, M.ciğim dün gece haber verdi, hasta öğrenciler yerine saatimi öne almayı önerdi, iyi oldu.
Günler o kadar kısaldı ki (tabii bir de akla ziyan yaz saati uygulaması var) saat 9'da sokağa çıktığımda gün ışığı ancak bollaşmıştı.
Murakami'nin "Ortadan Kaybolan Fil" başlıklı öykü kitabına başladım ve hoş bir sürpriz karşımda, ilk öykü, efsanevi roman "Zemberek Kuşunun Güncesi"nin nüvesi ya da fikir babası gibi duruyor.
Bu öykü kitabı, Murakami'nin yazarlığının ilk döneminde çeşitli dergilerde yayınlanan öykülerinin toparlanması ile oluşmuş, sanırım bağlantı oradan.
Dünkü Fenerbahçe gezmesinden panoramik bir bakış,
Adalar sığabildiğince bir arada,
Tıklayıp büyütünce daha rahat seçilebilir.
Sarsıntı deyince ben de hemen deprem sayfasına baktım, yeni öğrendim depremi geçmiş olsun. Ortadan kaybolan fil kitabını sipariş verdim bekliyorum.
YanıtlaSilTeşekkürler Özlemciğim. :) Oluyor arada böyle...
Silİlk hikayeyi bitirdim, tadını çıkararak okuyorum. :)
Ben de duymadım, oysa oğluş duymuş, kalkmış, endişelenip, gelip bana bakmış falan. Ben depremden habersiz 1000.uykumun derinliklerindeymişim :)
YanıtlaSilAman en iyisi, hissetmesek bile adı moral bozuyor yeterince. Duymamak daha iyi. :)
SilFotoğraftan uzun süre gözlerimi ayıramadım. Çok güzel.
YanıtlaSilDepremden ve her türlü sarsıntıdan uzak günler diliyorum.
Amin Makbule Hanım, hepimiz için ortak dileğiniz bu. :)
SilCoğrafya güzel, teşekkür ederim. :)