Pazartesi tembelliği diye bir şey varmış. İnsan yapmaya üşendiği işleri "pazartesi yaparım" der ertelermiş, bir kaç pazartesi geçince "aybaşında yaparım", bir kaç ay geçince "yılbaşında yaparım" dermiş hatta derim, deriz.
Bir şeyleri ertelemek eğilimine girdiğimde kalkıp hemen yapmak yöntemini kullanmaya çalışıyorum; birisini aramak, bir iş için randevu almak, en azından deftere yazıp "yapılacaklar" listesine girmesini sağlamak gibi.
Bugünlerde defterde sıra bekleyen bir iki iş var aklımın gerisinde gezinip duran, bir enerji toplasam da başlasam diye sırtıma tıp tıp vuruyorum henüz.
Günün şaşkınlığını pilatese giderken yağmur başlayınca ve tam o sırada caddede önümde dolmuş durunca yaşadım. Aman binivereyim ıslanmayayım şimdi dedim, Suadiye'den bindim ve Erenköy'e kadar 4-5 durak için 18,50.- TL (onsekizbuçuk lira) verdim. Ayol pandemiden hemen önce 3,50 TL idi, pandemide bir kez binmiş ve 8 TL ödeyince yine şaşakalmıştım.
Yok yok! Bazı şeylerin ölçüsü kaçmış durumda, ne desem boş...
İki gündür sabahları Aylin Balboa'nın "Bu Hikaye Senden Uzun Osman" kitabını dinledim. Kısa zaten, 1 saat 45 dakika. Nasıl tatlı bir anlatım, nasıl zeki bir dil, çok sevdim.
Geçen sene 2 Ekim'de gelinciğimin ailesiyle tanışma ve yüzük takma etkinliğinden dönüyorduk.
Ankara - İstanbul yolunda bulutları ve gökyüzünü seyretmişim, bu fotoğraf oradan.
ben temmuz başı 7 lira verdiğim dolmuşa eylül başı 13 lira verince yerimde bir sallanmıştım, onu gibi olmuş senin deneyimin de! seninki daha dramatik bir geçiş gerçi...ne desem boş vallahi.
YanıtlaSilay geçen sene bu vakitler senin hayatın amma hareketliydi değil mi? mutlu olsunlar hep...
Her gün yeni bir saçmalıkla yüzleşiyoruz Şulem, daha önce yaşadığımız pek çok şeyden farklı durumlar... :((
SilZaman nasıl geçti ve bir sene oldu bile, sağol canikom. :)
Fiyatların hızına yetişmek mümkün değil, marketler felaket, üç-beş parça şeye bin liraya yakın parayı verip çıkıyoruz. Eskiden binliklerin bir şerefi vardı, şimdi ayağa düştü garipler :))) Bizim semtin dolmuşlarını geldiğimizde zamlayıp 17 lira yapmışlardı, ertesi gün ne olduysa 15'e düştü. Antalya'da dolmuş yok, kaldırdılar, sadece otobüs. Onda da yaş almanın yararlarını kullanıyoruz :)))
YanıtlaSilSon zamanlarda hep toplu taşıma kullandığım için böyle taksi dolmuşa binmeler sersem ediyor beni, ne desem boş. :((
SilYağmur artmasa zaten yürüyordum, bir kenarda bekleseymişim ya! :))
Sürekli gittiğim bir esnaf lokantası var, yemekleri çok güzeldir lakin bugün bir sütlaca elli, tavuk dönere 90 TL ödeyince, kaç yıl geçtiki bir önceki yemekle bunun arasından şarkısını tutturmuşum:)
YanıtlaSilah ben de sütlaç örneği versem dolmuşla alakasız mı olur derken, Buraneros benden erken davranmış: efendim dün akşam itibariyle bir sütlaca 110 TL yazı ile yüzon tele ödemiş bulundum, ve sütlacın pirinçleri boğazıma dizildi.
SilSütlaç mağdurları buraya, yumruk havaya! Slogan atasım gelmiş benim. :))
SilDışarıda yemek iyice saçma fiyatlarla olmaya başladı artık, en pahalı malzemeyi alsanız bile, evde pişirmek her türlü ucuza geliyor artık.