27 Eylül Çarşamba

Hesabı tutturamadım henüz; defterdeki toplamlar ki hepsini tek tek kontrol ettim ve rapora yazılmak üzere harcamaların kalem kalem ayrılması sonucunda ortaya çıkan rakamlar farklı. 

İşi bilenler halime gülecektir,  tabii eski usul çalışırsam olacağı buydu. Şimdilerde excell filan var, yazıyorsun, tık basıyorsun, iş bitiyor. Neyse, bulacağım elbet çaresini.

Günün hesap tutmayan hallerini bir kenara bırakırsak, sabah eğlenceliydi.

Sabah erken uyandım ve yürüyüşe çıktım. Güya daha erken davranıp sahile gidecektim, sahil için biraz geç kaldığımı görünce bari iş halledeyim dedim, bankaya gitmeye karar verdim.

Bankaya minibüs caddesinin sabah gürültüsü içinde yürümek yerine, daha sakin arka yolları tercih ettim. Artık caddeye ineceğim bir noktada "aa, Şulem'in evine yakınım, yeni bina nasıl duruyor acaba" merakıyla üst sokağa kıvrıldım. 

Bilin bakalım ne oldu? Arkadaşımın balkonunu tahmin ettim, doğru yerde olduğuma karar verdim ve küçük bir tereddütten sonra  mesaj attım. Beş dakika sonra binadaydım, Şulem bana yeni evini gezdiriyordu ve kısa bir sabah sohbeti yapıyorduk. 

Böylece on beş dakikalık tatlı moladan sonra gün devam etti. 

Bugün deniz kenarına inemedim ya, yine on gün öncesine döndüm,

Gün batmış lambalar yanmış, hangisi parlak siz karar verin.