Günün tek esaslı hareketi sabahki Arjantin -Türkiye kadın voleybol takımları maçıydı. Sabah sabah yine heyecanlı bir maç izledik, mutlu olduk.
Sonrasında bugün biraz daha iyi gibiyim kitap okuyayım dedim.
İrvin Yalom'un "Aşkın Celladı" kitabını on sene önce okumuşum. Okuduğumu ve kitabın evde kütüphanede durduğunu unutmuş ve yeniden almışım. Bütün bu -mişli geçmiş ifadeler her şeyin sonra farkına varmam nedeniyle. Neyse, oturup kitabı tekrar okumaya başladım. İçindeki psikoterapi öykülerinin bir ikisini hatırlar gibi oldum, çoğu beyaz sayfa. Böylelikle yeni bir kitap okumuş gibi hissettim kendimi, ya da yeni bakış açıları geliştirdim.
Evet evet haklısınız, Polyannacılık böyle bir şey işte, her durumda bir iyi taraf bulunabiliyor.
Bugün kanepede uzanmış kitap okurken tepemde şunlar olaydı ya...
Bir gün
YanıtlaSilÇok bunalırsan
Denizin dibinde
Yosunlara takılmış gibi soluksuz
Sakın unutma gökyüzüne bakmayı
Gökyüzü senindir
Gökyüzü herkesindir :)
evet belki güneşten korunacak hasırdan şemsiye yok ama madem ki yutmuşuz bir kez polyanayı hayatın bir yerinde, gökyüzüne bakıp şemsiyeyi hayal edip gülümseyeceğiz :)
Ah Şulem! Ne iyi geldi şiir ve sözlerin, çok teşekkür ederim. <3
SilYaşasın Polyanna kardeşliği! :))
Geçmiş olsun şekerim, çabucak iyi ol. Benim de hasta olacam diye ödüm kopuyor, ne güzel açılıp saçıldıydık, bu covid yine ce diyor ama bu sefer fazla yüz vermemek niyetindeyim :)))
YanıtlaSilSağolasın Leylakcığım. <3
SilValla bugünlerde İstanbul'a dışarıdan gelen herkes bi çarpılıyor gibi. Allah korusun! Umarım siz gelene dek biraz hızı azalır o her ne ise. :)