19 Eylül Salı

Bugün pek bir şey yapmadım, yapamadım daha doğrusu; nezle ikinci günde devam ediyor, iyileşme hali için erken henüz. 

Sabah  uyandığımda voleybolcularımızın Peru maçının 3. devresi başlamıştı. Uyku sersemliğiyle  1-1 skor görünce algılayamadım önce, maç neden geç başlamış acaba diye düşündüm. Ancak bir kaç dakika sonra 3. devrede olduğumuzu anladım. Sonra maçın başını da izledim, 2. devre oldukça çekişmeli geçmiş, 4. de öyleydi. Neyse, 3-1 kazandılar  kızlar. 

Öğlende dün yaptığım tarhana çorbasını bitirdim, gün boyu bol bol su, çay ve bitki çayı içtim. 

Sonra aklıma tatile gitmeden haşladığım, didikledikten sonra buzluğa attığım hindi budu geldi. Çıkardım, birazını blendera koydum, ceviz içi, beyaz peynir, az biber salçası, biraz hardal, rahat döndürecek kadar zeytinyağı ekledim. çevirdim. 

Karışımı küçük bir kavanoza aktardım. Buzluktan bir dilim ekmek çıkardım, kızarttım, üzerine biraz tereyağı sürdüm, onun üstüne de de hindi ezmesinden... Güzel oldu doğrusu, tat aldın mı derseniz, ehh diyeyim; nezlede burun akarken tat tomurcukları etkileniyor ne de olsa.

Çocuklarım lisedeyken yanlarında sandviç götürürlerdi. Onlara evde yaptığım ekmekler üzerine / arasına sürmek üzere benzer ezmeler hazırlardım. 

Dünden beri aklımda yavruların işleri güçleri halleri var, ondan mı hatırladım bu ezmeyi nedir?

Kadife çiçekleri,

Geçen haftadan kalan konuklar...