13 Ağustos 2023 Pazar

13 Ağustos Pazar

Bundan 5 ay önce 13 Mart'ta Kanlıca'ya gitmiştim. Buz gibi bir gündü, bulutlu, tatsız... Kanlıca camiinde bir aile büyüğünün cenaze törenine katılmıştık. 
Kanlıca İstanbul Boğazın bir ucu, gitmesi gelmesi kolay değil, trafiğe takılmadan gitmek için Üsküdar'dan tarifeli deniz motoru seferlerini yakalamak en iyisi.

İşte aradan geçen onca zamandan sonra bugün -yine ayın 13'ü tesadüfen- bir Kanlıca seferi daha yaptım. Bu defa mutlu bir olay vardı, sevdiğim bir genç kadının çocuk hakları konusunda yazdığı kitabın imza günüydü.
Ve tesadüf  bu ya, hava yine kapalıydı bulutlar gökyüzünde kara kara asık suratla yağdım yağıyorum der gibiydi. 

Toplantıya katıldıktan sonra dönüş için iskeleye inerken "gelmişken bir yoğurt yesem" düşüncesiyle iskeledeki büfeye yöneldim. En küçük boy yoğurdun fiyatını sordum, 39 tl cevabını aldım. Bir büyük boy 52 tl, daha büyüğü 70 tl ki bunların miktarı iki üç kaşıktan sekiz on kaşığa ancak ulaşır. "Hadi ya, istemez eksik olsun, yoğurt istemiştim, turist kazığı yemeyeceğim" dedim satıcıya.
Gerçekten bazı fiyatlar zıvanadan çıktı, eskiden bu yoğurt neredeyse simit fiyatında olurdu, ne bu böyle yahu?!



Kanlıca iskelesinde motor beklerken,
Sola bakıyoruz köprüler, sağa bakıyoruz yalılar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoşgeldiniz!