1 Ağustos 2023 Salı

1 Ağustos Salı

Hoş geldin Ağustos, ay sonunda keyifle veda etmek dileğiyle merhaba!

Sabah uyandığımda aklıma nicedir yapmadığım bir eylem geldi, yahu sabah erken çıkar yürürdüm ben, neden bu sabah tekrar başlamayayım?
Toparlandım, giyindim, 7:30'da sokağa çıkmış yürümeye başlamıştım. 
Ne kadar iyi yapmışım, aferin bana! Kendimi eve dönene dek bir kaç kez kutladım.

Sabahın o saatlerinde sokaklarda en çok işe gidenler var, haliyle. Ardından yürüyüşcüler, köpek gezdirenler, bebek gezdirenler geliyor. Sahilde ise piyasa yapanlar henüz çıkmadığı için, yürüyen, koşan, bisiklete binen ve yüzenler var.

Sahile indiğimde hava iyiden iyiye  bulutlanmıştı, altı siyah üstü beyaz köpük köpük bulutlar karşı kıyı üzerinden bizim tarafa doğru yükseliyordu. Öğleden sonraya dek parçalı bulutlu hava devam etti ve rutubet arttı.
Eh, olacağına bak zaten, eyyam-ı bahur günleri başlıyor; önümüzdeki günler yazın sayılı sıcak ve  rutubetli zamanlarından. Sabah C.ciğim de hatırlattı, eskiden Ağustos'ta denize girerken üzerinizde metal bir kolye ya da bilezik olsun denirdi, yoksa vücutta leke olurmuş; o zamanlar gümüş künye modası vardı, onu takardım. 

Öğlen civarı zeytinyağlı biber dolması yapıyordum. Annem dedi ki, eskiden annem dolma yaparken biberi de kızartırdı, güzel olurdu. Patlıcan kızarır da biber ağır olmaz mı dedim? Yok,  dedi annem, güzel olurdu. 
Aklına patlıcanı düşürdüm ya, keşke dolmada patlıcan da olsaydı deyiverdi. Aksi gibi evde patlıcan yok, pazardan gelecek defa alırım annem dedim. 
Eskiden daha çok yadırgardım, şimdilerde biraz daha alıştım ya, yine de insan annesiyle küçüğünü avutur gibi konuşunca bi tuhaf oluyor.



Sarmanın keyfi yerinde, maması önünde, güneş güzel,
Ohh şimdi de fotoğrafını çekiyor bir kadın,
Poz vermesin de ne yapsın sarman?

17 yorum:

  1. Ay yoksa bu sabah yürüyüşleri Prenses'in hatırlatması mı? <3 Çok iyi yapmışsın başlamakla.. Biber kızartılır mı yahu? Acaba anneciğinin "sen dolmayı boşver direkt biber patlıcan kızart üzerine domates sosu ve sarmısaklı yoğurt koyuver" deme şekli mi bu sevgili Ekmekçi'm? :))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutlaka bilinçaltımı dürtmüştür Prensesciğim. <3
      Annanem yemek usullerine pek meraklıydı, annemin kızartarak yaptığını bilmem ama annesi kızartıyordur. :))
      Yok öyle patlıcan biber kızartması merakı yoktur annemin, daha uğraştırmalı yemeklere takılır, mesela biber dolması yetmez, patlıcan da olsun gibi. ;)

      Sil
  2. İlk defa duydum kızartıldığını, bir zamanlar fırınlıyorduk onu kastetmiş olmasın?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fırınlanan biber dolmasını biliyorum, Balkan usulü sanırım. Yok bu patlıcan dolmasını önceden kızartırsın ya, yumuşasın içi kolay dolsun, ona benzer şekilde yapılır(mış!) :)

      Sil
  3. Bağlantı yeri metal olan deri kolye sayılır mı? :) Sanırım olmuyor çünkü kolye boynumda olmasına rağmen yüzüm lekeleniyor. Yaşla gelen kaçınılmaz bir şey:) Uzak Doğulular gibi devasa şapkayla güneşe çıkmaktan başka çare yok:)
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence sayılır Sezeciğim, fakat asıl konu yaş almakla güneşin etkisinin sertliğini daha çok hissetmek sanırım. :))
      Uzakdoğulular doğru yapıyor, gerçi şapka taktığımda da sanki o da ek olarak terletiyor gibi bir hisse kapılıyorum. Neyse işte, başa gelen çekiliyor. :)
      Sevgiler benden de.

      Sil
  4. Büyüklerde çocuklaşıyor zamanla, yer değiştiriyoruz biraz galiba:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kabul etmesi zor oluyor ama hayat realitesi o yönde Mehtapcığım. :)

      Sil
  5. Ben eyyam-ı bahurda çivi takılır diye duymuştum. Sanırım erkeklerin kolye takma modası çıkmadan önceydi o, kadınlar kolye, erkekler çivi :)) Dayımın bilgileri bunlar. Biz Ağustos'da çok denize girdik ama ne eyyam-ı bahur geldi aklımıza, ne metal takmak. Leke meke de olmadı, sanırım bu suçu eyyam-ı bahura atmak :)) Yöreyle ilgili bir şey mi acaba?
    Eh konuştuk ya, anneler babalar büyüdükçe roller değişiyor. Sağlıkla yaşasınlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zehra aradı mı seni? O da katıldı bize...

      Sil
    2. Yöreyle ilgili mi bilmiyorum, ama biz Samsun'da denize girerken de, Ege'de denize girerken de, Ağustos ayı ve rüzgarlarla ilgili aynı konular benzer şekilde söylenirdi. :)
      Zehra'yla haberleştik Leylakcığım, sağol. :))

      Sil
  6. Sam yeli lekesinden bahsediyorsunuz sanırım, metali duymamıştım ama yüzümüzde boynumuzda leke olurdu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ta kendisi Joe'cuğum, işte o lekeler olmasın diye metal takın denirdi. :))

      Sil
  7. Sevgili komşum, bu yazın bana gençken taktığım üstünde ismim yazılı gümüş künyeyi hatırlattı, epeyce de ağır bir şeydi..O yetmiyormuş gibi bir de madalyon gibi büyük gümüş kolye takardım, her halde o zamanlar moda olan hippi gençliğe bir özenti miydi acaba? Gençlik işte şimdi saat bile fazla geliyor da cep telefonu saati ile idare ediyorum. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah evet sevgili komşum, o yıllarda hangimizin künyesi yoktu ki? :))
      Biz gümüş olanları takardık ya, annelerimiz de altın madalyonlar takardı. Demek, o zamanın modası iri nesneler takmakmış.
      Gerçekten artık kol saati bile fazla gelir oldu, oysa eskiden pek severdim kol saati takmayı. :)

      Sil
  8. anneyle çocuğunmuş gibi konuşma/avutma/ilgilenme modu son 13 gündür gündemimin ilk maddesi. öperek yatırıp, öperek kaldırıyorum mesela, bir zamanlar oğluma yaptığım gibi...garip gerçekten...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayatın bu evresinde böyle tecrübeler ediniyormuşuz meğerse...
      Öğrenmek bitmiyor Şulem, tek bildiğim budur. :)

      Sil

Hoşgeldiniz!