Dün gece geç uyudum, bu sabah erken uyandım, biraz yağmur sesi dinledim, biraz kuş sesi, biraz da müzik...
Radyoda duyduğum anda kulak kesildiğim, Jamal Aliyev & Ece Dağıstan'ın yaylı çalgılar dörtlüsü eşliğinde çaldıkları Zülfü Livaneli'nin Kardeşin Duymaz bestesinin yorumu nefisti.
Oradan Jamal Aliyev'in Illusion albümüne geçtim, tümü emek verilmiş, bir kısmı farklı çalgılar eşliği için yeniden düzenlenmiş, nefis bir albüm. Albümün linki burada, tümünü dinlemenizi öneririm.
Hepsini dinlemeye zamanım yok diyen için, bugün en çok dinlediğim bir tanesini Carlos Gardel'in ünlü bestesini seçeyim o vakit, burada.
Olağan ve cüzdan boşaltan ay başı ödemeleri işlerinden sonra biraz da mutfakta vakit geçirdim; akşam için çorba ve zeytinyağlı yaptım.
Öğlenden sonra havanın yeniden hafiften sıcağımsı, biraz bunaltıcı, bol bulutlu gri suratlı olmasına aldırmadan yürüyüşe çıktım. Sahile indim, çiçek açan ağaçları seyrettim Bugün denize bakmak keyifli değildi, iki günlük lodostan sonra üzeri deniz anasıyla kaplanmıştı, sevimsizdi.
Akşamüstü yeni kitabıma başladım; Miguel Bonnefoy'dan Miras. Çok keyifle akıp giden kitap Şili'yle ilgili, göçmenler, gidenler, dönenler, masalsı hayatlar...
Sahildeki kayaların üzerinde, sarmaşıkların arasında yer açmış kendine,
Boyuna posuna bakmadan tomurcuklanmış bile,
Gidip gelip kontrol edeceğim, neler oluyor?
jamal aliyev bu ara benim de favorilerimden. Vivaldi yorumu da şahane!
YanıtlaSilEvet evet, Vivaldi'yi ben de çok sevdim. Aliyev'i pek beğeniyorum. :)
SilAy başı ödemelerimi hatırladım ya seni okurken :))) Bu ay balık hafıza ben unuttum bak :))
YanıtlaSilŞebocuğum,
SilUnutmak istiyor insan, eldeki para öyle anlamsız şekilde uçup gidiyor ki ödemeler tamamlandığında.