* Sabah dün mayaladığım ekmeği pişirdim.
Öğlene doğru aparman toplantısı vardı. Geleneksel olarak yazmanlık işi bana kaldı. Aidatı belirlemek, yükselmesi muhtemel yakıt giderlerini düşünerek fazlaca zamanımızı aldı. Umarım, sorunsuz bir kış mevsimi geçirebiliriz.
** Toplantı sonrası biraz başım ağrıdı ki, bu da geleneksel oldu. Üzerimdeki yorgunluğu ve gerginliği atmak için yürüyüşe çıktım. Sahile indim, uzun zamandır gitmiyordum, özlemişim.
Nasıl da şıkır şıkır güneşli bir gündü, nefis bir Eylül havası, şurup gibi. keyfim yerine geldi.
Eve döndükten sonra çocuklar ve yeğenlerle haberleştik, o da ayrı bir mutluluk kaynağı oldu.
*** Akşamüstü, nicedir gözüme kestirdiğim bir filmi izleyerek geçirdim.
Çinli yönetmen Zhang Yimou'nun filmi "Bir Saniye" kültür devrimi yıllarında geçen bir olayı anlatıyordu. Küçük bir şehirde yaşayan yokluklar içinde var olmaya çalışan insanlar ve ayda bir gösterilen filmle bağlantılı hikaye, güzel anlatılmıştı. Küçük dokunuşlarla hikaye edilen saf sevgi ve adeta grafik özellikli anlatım çekici ve estetikti. Beğenerek seyrettim.
Dip Not:
Sivriada açıklarındaki yelkenli teknelere Suadiye sahilinden martı gözüyle bir bakış,
"Şurup gibi hava" deyimine bayılırım :) Son demler, benim için de keyfini çıkarın <3
YanıtlaSilDün keyfini çıkardım Mimozacığım, yine denk düşsün yine yaparım. :)
SilEkmeğin fotoğrafı olmayınca iş başa düştü; dumanı tüten, mis gibi bir ekmek hayal ettim kendimce :) Elinize sağlık, afiyet olsun :)
YanıtlaSilAh! Hayal kırıklığı oldu sanırım, bu defalık af dilerim, bir sonrakinde bir fotoğraf eklerim. Teşekkür ederim. :)
Silfotoğrafa, denize yansıyan güneş ışınlarına bayıldım! serginin en özel parçalarından biri olacak bence :)
YanıtlaSilGüzel hava, ışıklı güneş ve tam yerinde tam zamanında olmak şansı. Sonuç güzel oldu; sağol canım. :)
Sil