24 Eylül 2022 Cumartesi

24 Eylül Cumartesi

 * Az önce, "Buzdolabı / Ekmek Hamuru" yazan not kağıdımı çıkardım, mutfak masasının üzerine, sürahinin yanına yerleştirdim. 
Çünkü neden? 
En son ekmeği bir ay kadar önce yapmıştım, el alışkanlığım azalmış ve antremandan düşmüş olabilirim, kafamda dolaşan tilkilerin kuyrukları birbirine dolaşabilir, unutabilirim, vb vb vb... 
Not almak iyidir, hatırlamayı kolaylaştırır hem, diğ mi ama?

** Bugün ev işleri yoğun bir gündü. Mevsimin ilk tarhana çorbasını yaptım. Pazardan aldığım bir kilo kornişon salatalıkla turşu kurdum. Annemin banyosunun ardından, yatak çarşaflarının değişmesi, çamaşırlarının yıkanması işlerini yaptım. 
Bir kez alışveriş için, ikinci kez bankamatikten para çekmek için mahallenin alt ve üst caddelerine doğru yürüyüşler yaptım.
Günler kısaldı zaten, zaman geçiverdi.

*** Öğleden sonra balkonu ısıtan güneşte keyif yaptım. Bir fincan kahveyi güneşin bacaklarımı ısıtmasını gülümseyerek izlerken içtim. 
Akşamları ev içleri serin oluyor, şöyle sırtına bir hırka alıp ısınmak, öylece oturmak... Güzel işte!



Dip Not:
Kahvemi içerken balkon güzeli begonvilin son deminde açmış çiçeklerinin ışıltısına da baktım öylece.

6 yorum:

  1. Mevsimin ilk tarhanasını ben de dün pişirdim, alışkın olmadığım, Belediye satış yerinden aldığım, ekşisi az bir tarhanaydı, sevmedim ama içine turşu atınca biraz tadı geldi. Neyse benim elti-görümce yapmıştır tarhanayı, damağıma göre olanı verirler gidince. Burada havalar kaç gündür tatsızdı, ben de nasibimi aldım, iki gündür kırıl-dökül-sırt ağrısı derken bugün toparladım. Giderayak bir dünya iş var, hastalık zamanı değil.
    Ne çok koşturuyorsun Ekmekçim, inan okurken ben yoruluyorum, enerjin artsın, dizine kuvvet...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Leylakcığım hiç sorma! Havaların dengesizliği hepimizi çarpıyor, bu sabah ben de boğaz ağrısı gibi bir şeyle uyanınca eyvah dedim. Neyse, sonra geçti. :)
      Bu ara koşturmaca arttı Leylağım, sağolasın, bir ara nefeslenirim elbet. ;)

      Sil
  2. 34’ten 13’e hatta sabahları evden çıkarken 4!e düştüğüm için birden ve hazırlıksız; şu hırka kısmını tek cümleyle geçemedim. Gül kurusu bir hırkası vardı ananemin, ben el koydum bir yaz, kızdı eski şeyi ne aldın diye ama rengi de öyle güzel ki.. Dolaba sakladım senede bir çıkarıp sarınıyorum ananeme sarılmışım gibi. Bu bahsettiğin havalarda yapıyorum.. İyi geliyor. Ben şimdi ağlamaya başlamadan konuyu değiştirip sen hırkanı yazsana daha, rengi biçimi nasıl ısıttığı falan…..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oyyy! Sizin ısı değişimi de insafsız olmuş C.ciğim. Umarım biraz mevsim normaline döner.
      Benim hırka hiç olmazsa 15 senelik sıradan bir polar. Rengi parlak bir gülkurusu idi, haliyle soldu, fermuarı bozuldu.
      Bizim hırkanın hikayesi ise kızımla benim aramda; daha ortaokul, lisedeydi, sabahları okula erken giderdi ve kahvaltı sofrasında öylece okul tişörtüyle oturunca üşürdü. Her sabah kahvaltısını ederken, polar hırkayı sırtımdan çıkarır onun sırtına bırakırdım.
      Bir de ayağına terlik giymezdi, terliklerimi de usulca ayağına yakın bırakırdım, o da anlamaz gibi yapar giyerdi.
      Oysa sorsan hırka ister misin, terlik giyer misin, cevap tekti "hayır"! :))

      Sil
    2. Mevsim normalleri bu be ekmekçim :)
      Bayıldım ilişkinize 🧿 hem hırka da hırkaymış ama diyesim geldi kopyacı şekilde

      Sil
    3. Güzeldi valla! Ergenlik var serde, idaresi böyle oluyordu. :))

      Sil

Hoşgeldiniz!