* Sabah 6'da yağmur sesi duyarak uyandım. Yarı uyanık düşündüm, kalkıp pencereleri kapatsam mı? Amann, o kadar sert yağmıyor, açık kalsın kararına vardım. Derken içime sordum, yağmuru özlemedin mi, kalk balkona çık yağmuru seyret ne güzel. Çıktım balkona, oturdum sandalyeme, yağmura baktım, bulutlara baktım, toprak kokusunu içime çektim; sabahın armağanı.
** Kahvaltıdan sonra banka işleri için dışarı çıktım, arka sokakta eskiden bize su getiren -çok zayıf olduğu için annemin genç çocuk sandığı, oysa yaşını başını almış sayılacak- adamcağızla karşılaştım. Yine motoruyla su taşıyordu, bu defa başka bir su firmasının markasıydı.
Başımla selam verdim, köşede olduğumuz için o da yavaşlamıştı, "abla nasılsın" dedi, iyiyim, sen nasılsın dedim. "Ben oradan emekli oldum, yine çalışıyorum" dedi, devam etti "vaktin var mı abla sana bir şey sorsam?". Olur sor tabii, dedim.
Motora yüklediği sulardan üç tanesini indirdi, motorunun evrak vs koyduğu kapalı kutusunu açtı, içinden cüzdanını çıkardı, cüzdanın içinden dörde katlanmış bir kağıt ve tebliğ zarfını aldı. Kendisine gelen tebligatla ilgili derdini anlattı, ne yapması lazım geleceğini sordu, cevabını verdim, şunu ara, bunu sor, şuraya git, dilekçe yaz, böyle yapları anlattım. "Tamam abla, öyle yapayım o zaman, sağol" dedi, gitti.
*** Kızımla konuşuyordum telefonda. Markete gidiyormuş, sandviç alıp kütüphaneye gidecekmiş, bir yandan da benimle konuşuyor havadan sudan.
"Dur anne bekle, kasaya geldim, ödeyeyim" dedi, ben beklerken sesleri duyuyorum, "aa, Türk müsünüz siz de?", "öyle mi, nerde okudunuz?", kulağımda kızımın sesi.
İşi bitti, bana döndü, Türk buldun galiba dedim, anlatmaya başladı "Arnavutmuş, üniversiteyi Türkiye'de okumuş, Sakarya'da, şimdi burada çalışıyormuş".
Eh, dünya küçük tabii...
Yazıyı bağlarken müzik açtım, ilk çıkan parçaya bayıldım, ilk kez dinlediğim bir melodiydi, keyifle dinledim. Dinlemek isterseniz burada.
Dip Not:
Yaz bitkilerine devam ediyoruz,
Biraz canlılıkları azaldı gibi ortancaların,
Olsun, kuruları bile güzel.
Anladığım kadarı ile avukatsınız galiba. Benim de kuzenim kadıköy baroya bağlı çalıştı, hala kaydı varmı bilmiyorum ama emekli yaşını aşmıştı .
YanıtlaSilYağmur kokusu güzeldir.....
Evet avukatım, hem de emekli tarafından :))
SilYağmur kokusu, bence de en güzel kokulardan. :)
yağmur yağarken/yağdıktan sonra ne güzel kokar toprak sahi :)
YanıtlaSilortancanın "geçmiş" halini de pek severim ben. mucizevi bir çiçek o, her hali güzel :)
Yaz yağmurunda onca sıcaktan sonra toprağa düşen yağmur daha mı buğulu kokuyor nedir? :)
SilGerçekten ortanca, geçmiş haliyle de çok güzel. :)
hihi işte akıllı uslu insan balkondan bakıyor, bazı şuursuzlar gibi tam altında dikilmiyor :))
YanıtlaSilavustralya'da asansörde başıma çok komik bir iş gelmişti, 3 kişi girdik, aaa kızın üstündeki elbiseyi ben de beğendim de almamıştım güzel duruyormuş ya alsaymışım keşke dedi şaşkın türk arkadaş. ben de "bence de alsaydın, insan sevdiği şeyleri ertelememeli" dedim :)))) avustralya asansöründe bile türk var yani, lütfen dikkatli olalım.
C.ciğim, senin yaşında olsaydım, daha az üşenir ve ben de yağmurun altında durabilirdim. :))
SilAy, asansörde Türkle karşılaşma da çok komik hikaye imiş. :)))
Linki tıkladım elbette.... Sonuçta müzik zevkini bildiğimiz bir referans noktası:) Bayıldımmm... hemen spotify'da buldum ve fanı oldum, şu an albümlerinden birini dinlemekteyim. Teşekkürler Sevgili Okul Arkadaşım:)
YanıtlaSilBen teşekkür ederim müzik zevki iltifatınız için.:)
SilŞimdi youtube'dan dinlemeye devam ediyorum, solistin sesi çok tatlı. :)