Günün yazısını ertesi günün sabahında yazabiliyorum, şu notu baştan yazıp devam edeyim.
* Sabah erkence halledilmiş egzersiz ve kahvaltı faslından sonra, bir gün önce kapıdan uğrayıp "yarın sabah 10:30'da gelsem" sorusuna aldığım olumlu cevabın sonucu olarak, arka sokaktaki kuafördeyim.
Saç boyası ve fön işlerinden sonra annemin ilaçları için eczaneye uğrayıp eve döndüm. Evde minik kese olmadı minik zarf aramaya başlayınca aklım başıma geldi, tekrar çıkıp mahallemizin kırtasiyesine gittim, aradıklarımı buldum, alıp eve döndüm.
** Öğlen saatleri annemin bazı sağlık randevuları için kardeşimle, hastaneyle, MHS randevu sistemiyle yaptığım konuşma ve haberleşmelerle geçti.
Asıl önemli iş akşam gideceğim düğün için hazırlanmak oldu. Üç senedir sadece iki kez pandemi nikahına (sınırlı zaman içinde açık havada, maskeyle durulan, düzgün bir kıyafetin yeterli, makyajın gereksiz olduğu) gittiğim için makyaj yapmak, hazırlanmak işlerinden tamamen uzak kalmışım. Evdeki kullanılmamaktan isimlerini ve ne işe yaradıklarını unuttuğum makyaj malzemeleri karşısında bir süre bocalayıp, sonunda iyi kötü hazırlandım.
Hazırlıklar esnasında, kardeşimin skor bildirimleri üzerine, biraz voleybol maçına baktım.
*** Kararlaştırdığımız saatte E.ciğim şık tuvaletini giymiş olarak kapımı çaldı, düğünün yapılacağı Swiss Otel'e gitmek üzere hep beraber yola çıktık.
Trafik rahattı, tatilciler henüz dönmemiş anlaşılan. Davetiyedeki saatten önce kokteylin yapılacağı bahçedeydik. Az sonra davetliler kalabalığı ortamı şenlendirmeye başladı.
Birden fark ettim, ilk kez bir arkadaşımın çocuğunun düğününe katılıyordum, demek, bundan sonra böyle olacak, hayatın böyle bir dönemcine girdim artık. İyi, güzel.
Arkadaşlarla görüştük, sohbetler başladı, bir ara "bunca kalabalığın içinde tanıdık birisine rastlar mıyım bakalım" demiştim ki beş dakika sonra büromuzun eski stajyerlerinden genç arkadaşlarımdan biri sevinçli bir çığlık atarak yanı başımda belirdi, mutlulukla kucaklaştık.
Onca zaman sadece mesajlaşabilmiştik, büro grubumuzda hiç bitmeyen bir "artık, buluşalım" konuşması olur bir türlü denk düşüremedik. Sonunda bu muhabbet "görmeye gideceğimiz yeni doğmuş bebek okula başlamadan buluşalım" geyiğine dönüştü. Tabii ki, bu sürpriz denk düşmeyi belgeledik ve "bakın biz buluştuk bile" fotoğrafını gruba gönderdik.
Biz düğünün kız tarafıyız ya meğer G.ciğim erkek tarafıymış, sonradan o neşeli arkadaş grupları pistten inmedi, o arada biz de karşılıklı iki göbek atıverdik.
Göbekler sadece iki taneyle sınırlı kaldı desem yalan olur, erik dalı da dahil olmak üzere kıpraşmak, coşmak için hiç bir fırsatı kaçırmadık.
Dip Not:
Doğrusu ya böyle bir evlat mürüvveti görme durumuna, keyifle geçirilen neşeli zamana hepimiz gibi benim de çok ihtiyacım varmış.
Geceyarısını geçerek yorgun argın eve ulaştığımda derin bir uykuya gülümseyerek daldığımı hatırlıyorum.
Oh onlar ermiş muradına, siz çıkın kerevetine, mutlu olsunlar dilerim. Darısı da senin çocuklarına olsun Ekmekçi bacım, tabii gönüllerinin istediği zaman...
YanıtlaSilSağol Leylakcığım, gerçekten güzel bir düğün oldu, mutlulukları daim olsun dilerim. :)
Sil