Anlamadım nasıl oldu? Akşamüstüne kadar parçalı bulutlu, bunaltmayan havayken, birden bulutlar arttı, yağmur sıcağı çöktü, sonra da geçti gitti.
* Hiç sürpriz olmayan şekilde sabah da erkenden uyandım. Hiç tipim değil ama, sanırım bu gece göz bantı takıp yatacağım, gün ışıyınca uyanıyorum, o kadar erken uyanmak anlamsız artık.
Uyanmışken önce İş Sanat'ta Melikşah Altuntaş'ın Zeynep Atakan'la yaptığı Hayatımın Listeleri söyleşisini dinledim, ardından Nilay Örnek'in Nasıl Olunur'undaki daha eski Zeynep Atakan söyleşisini de sıraya aldım.
Sinema yapımcısı olmak, özellikle büyük ödüller almış filmlerin yapımcısı olmak, eski usul prodüktörlükten farklı. O eski tarz şimdilerde "yatırımcı" ile yer değiştirmiş. Anladığım, şimdiki yapımcılar daha çok filmin olmasının bağlantı noktasında duruyor.
** Sonrasında gün hızla aktı gitti. Annemin evinde temizlik ve perde yıkama işi vardı, bana da işlerin organizasyonu düştü.
"Artık saçımın boyanması gerekiyor haydi yallah kuaföre" kararını verdim, randevu aldım, evden çıkmadan önce ekmek hamuru yoğurdum, dinlensin diye buzdolabına kaldırdım.
Saç işlerim bitmiş,eve dönmeden bir iki vitrin bakıyordum ki canım Küçük Joe aradı, "Penguen'de buluşalım" dedi. Hemen uyum sağladım, bir saat sonra kahve ve limonata eşliğinde sohbete başlamıştık. Sonraki iki saat nasıl geçti anlamadım, daldan dala atladık durduk, sohbetin eni boyu oturduğumuz masaya sığamadı diyeyim, siz anlayın.
*** Koşturarak eve yollandım, akşam yemeğine yancı olarak pilav pişirdim, cacık yaptım, sofrayı kurdum. Annem ve oğlum geldiler, yemek yedik, sohbet ettik.
Bu arada, sabah elektrik süpürgesinin borusunun kopan spiralinin tamiri diye bir işe kalkışıp, elimdeki bıçağı ters tarafa doğru ittirip, hart diye sol elimin ayasına geçirmem başka türlü bir günün olayı olarak kayda geçti. Şimdi elimde beşinci defa değiştirdiğim yara bantıyla oturuyorum. Bu da güzel günün nazar boncuğu olsun!
Dip Not:
Bulutlu tarihi yarımadanın önündeki vapurlar konulu kompozisyonum üç gün öncesinden karşı kıyıya geçerkenden...
Geçmiş olsun, birkaç gündür okuyup okuyup yorum yazamıyorum, fakat link yelpazesi böyle geniş bir bloğum olup hergün faydalanabildiğim için ne şanslıyım!! Bugün şuna takıldım: saçımın boyası gelmiş demekle kuaföre gitmek arasında sanırım 1-2 saat maksimum :))) Allahım bu ne büyük lüks; kuaför kalitesini geçtim, randevu için minimum 10 gün bekliyorum desem şimdi?! Almanya kahpe vatan ;P
YanıtlaSilTeşekkür ederim C.ciğim. :)
SilKuaför işi buralarda böyle gerçekten, mahalledeki neredeyse her sokaktaki kuaförlerden birine gitsem, iki saatten bile daha kısa sürerdi. Bizde işsiz çok ya, işte böyle böyle işyeri yaratıyorlar, diye düşünüyorum. Ne kadar önceden randevu alacağını bilirsen, sizinki de olabilir gibi duruyor. :))
aaa kuzum geçmiş olsun, içim fena oldu okurken, senin canın nasıl yanmıştır...öperim seni
YanıtlaSilbu hayatımın listeleri önüme çıkıyor ama dinlemedim hiç. ay aman ne çok dinlenecek söyleşi, müzik, gezilecek sergi, izlenecek dizi/film, okunacak kitap var! benim emekli olmam şart :)
Sağol canikom, bugün öğlenden beri bant takmaya gerek kalmadı artık, çizgi halinde bir izim oldu bile, geçecek. :)
SilO kadar çok dinlenecek ve izlenecek yayın olmaya başladı ki, yetişmenin imkanı yok, ayrıca gereği de yok. Benimkisi sabah erken saat tembelliğine destek. :))
Geçmiş olsun Sevgili Okul Arkadaşım. Vapurlar konulu kompozisyon ise "Ahh İstanbul," dedirtiyor:)
YanıtlaSilKompozisyonumu beğendiniz mi? :))
SilUzaktan da olsa, biraz özlem gidermenize yardımı olduysa, ne mutlu bana Sevgili Okul Arkadaşım. :)
Geçmiş olsun canım, ben de yapıyorum o kazaları çok fazla, tez canlıyız asıl mesele o. Ankara da bugünlerde pek pis hava konusunda, rutubet, sıcak, serin, yağmur, toz, bulut, güneş, bir güne hepsi sığıyor. Geçenki etkinlik günü ter ve klima etkisiyle berbat bir bel tutulması olarak geri döndü. Nefes aldıkça batıyor bel bölgem. Bügün de ellerimden EMG çekildi, son aşama carpal tunnel, ameliyat dedi, ııh dedim, pazartesi fizik tedavi başlıyor. Uzantılarım birbirini kıskanıyor :))) Ne diyelim buna da şükür (şükrede şükrede bir hal olduk bakalım)
YanıtlaSilHaklısın Leylakcığım, tam olarak aculluktan sebep işler bunlar, ama şakası yok, dikkatli olmak lazım, şans yardım etmese sevimsiz sonuçları olabilir Allah korusun. :)
Silsana da önce bel tutulması için geçmiş olsun, klima çarpması yaz günlerinin sıkıntılarından, ne yazık ki. :(
Bir de birbirini kıskanan uzuvlarının haberi olsa keşke, bunda kıskanacak bir şey yok, sakin olsunlar. Şifa diliyorum tez zamanda. :)
Kuzucum bu yazını ancak bugün okuyorum...Perşembe günü benimle buluşmayı kabul ettiğin çok teşekkür ederim. Seni görmek, sohbet etmek bana çok iyi geldi. Öpüyorum!
YanıtlaSilCanikom, iyi ki uygun zamanım vardı ve buluşup sohbet edebildik. :)
SilSeni görmek ve sohbet etmek de bana her zaman yeni kapılar açıyor, belirtmek isterim. Kucaklıyorum. :)