8 Haziran Çarşamba

 Bugün havada her an yağmur yağabilecekmiş görüntüsü vardı, ama bizim kıyıya yağmadı, arada güneş açtı, akşamüstü güneş galip geldi. 

* Sıkıcı bilgi faslından olarak sabah erken uyandım diyeceğim öncelikle. İyi, ne yapalım? Nilay Örnek, Nasıl Olunur serisinde Metin Akpınar'la konuşmuş, madem erkenciyim bu konuşmayı dinlerim ben de. 

Geçen sene izlediğim Metin Akpınar belgeseli çok güzeldi, bu söyleşi de onun tamamlayıcısı gibi oldu, erken uyandığıma değdi, sabahım şenlendi. 

Söyleşinin linki burada. 

** Bir kaç gündür üzerimde bir çeşit huysuzluk hali var, böyle bir bıkkınlık, isteksizlik, belki yorgunluk. Haklısınız o müze senin bu sergi benim gezdim son günlerde, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diyeceksiniz. Belki de onca zaman sonra  üst üste uzun süreler dışarılarda olunca biraz yoruldum, ya da belki sadece havadaki yağmur bulutları ağır geldi.

Bugün havanın kapalı oluşunu da bahane edip oturdum kitap okudum, Maksim Gorki'nin Üç Öyküsü: Bir Kere Sonbaharda, Konovalov, Yirmialtı Adam ve Bir Kız.

Gençlikte beni derinden etkileyen  "Ana", "Çocukluğum", "Benim Üniversitelerim" ve "Ekmeğimi Kazanırken" den sonra ilk kez Gorki okudum ve  anlattıklarından yeniden etkilendim.

*** Akşamüstü Kitap Kulübümüzün bu ayki toplantısı için kitap almam gerektiği aklıma gelince, hazırlanıp çıktım ve Suadiye'ye yürüdüm. 

Remzi Kitabevine uğradım, aradığımı buldum, John Banville'in "Deniz" adlı Man Booker ödüllü kitabını aldım, mutlu oldum.

Dip Not:

Manolyalar da açtı, 

Zeki Müren'in şarkısındaki koklayama kıyılamayan beyaz manolyalar,

Bizim metro istasyonunun girişindekilerden biri geçen kışın hışmına uğramış, çoğu kurumuş,

Sadece bir dalı yeşil halen, yanından geçerken "benim için önemlisin, dayan" dedim,

Duymuştur umarım...