Öğleden sonra hava ısındı, rüzgar lodosa döndü, güneşe çıktığınızda hani nerdeyse yaz sıcağı gibiydi.
* Bugün evde temizlik vardı, aslında normal koşullarda iki gün sonra olacaktı, S. dün aradı "perşembe günü doktora gideceğim abla" dedi, öne aldık. Dün eve ulaştıktan sonraki yerleşme işlerinin tamamlayıcısı oldu bu temizlik, iyi oldu.
Evde buzdolabının çekmecesinde unutulmuş ki elma, üç patates, bir limon dışında sebze meyve yoktu. Buzluğu karıştırdım, bezelye ve kıyma buldum, bulgur da var, tamamdır. Hem öğlende S. için hem akşam yemeği için menü hazır işte, kıymalı bezelye ve bulgur pilavı.
Öğleden sonra annemi eve getirirken kardeşim market alış verişini de yapmış, eksikler tamamlandı sayılır.
** Sabah yemekleri pişirdikten sonra, yoğurt ve yumurta almaya kooperatife gittim. O tarafa gitmişken bankamatikten para çektim.
Eve dönüş yolunda bir haftada çevredeki bitkilere neler olmuş merakıyla etrafı gözledim. Akasyalar burada da çiçeklerini dökmeye başlamışlar. Güllerin çoğu açmış, kalanların da eli kulağında. Mor salkımlar bitmiş haliyle.
*** İtiraf edeyim, tatil bitti, döndüm geldim fakat ruhum orada kaldı. Şu saatte deniz nasıldır, kuşlar ötüyor mudur, tavus kuşu bağırıyor mudur, güneş alçalmış mıdır, bu akşam gün nasıl batacak aklımdan geçip duruyor.
İyisi mi kalkıp mutfağa gideyim, tatile giderken buzluğa koyduğum, dün gelince buzdolabına aldığım ekşi mayamı çıkarayım, maya canlanacak mı merakıyla içim içimi yiyerek bu haftanın ekmek hamurunu yoğurayım.
Yine geçen hafta arkadaşlarımla dinlediğim bir Pinhani şarkısıyla günü tamamlayalım.
Bildiniz! Fotoğraf iki gün önce gezdiğim harika antik şehir Stratonikeia'dan.
Kocaman mı kocaman bir incir ağacı ön planda,
Büyütünce göreceksiniz, arka planda şehrin halen devam eden kazıların olduğu bir bölümü var.
Ah Stratonikeia, ne kadar güzeldi. Adam karısına şehir kurmuş yahu, biz de mutfakta tadilat yapılsa seviniyoruz, geçtik şehirden :)))) Sabah havayı güneşli görüp Funda ile çıktık, Kızılay'a gelince bir yağmur indirdi, gidip şemsiye aldık. Yemeğe gittik, yemekten çıktık güneş açtı, biraz yürüdük bulutlandı. Eve geldim, bir parti yağmur daha, sonra güneş, ardından yine kapalı. Ankara bu, çok normal :)))
YanıtlaSilDeğil mi Leylakcığım, ne adamlar varmış!? :)))
SilGerçekten çok etkilendim şehirden, özellikle halen yaşıyor olması ayrıca etkiledi beni. :)
Ankara'nın kırk ikindileri mi başladı dersin?
Yorum yazmaya girdim, kahkahalarla gülüyorum hay Allah senin gibi birini herkese dost olarak nasib etsin e mi Leylak Dalı :))
SilDaha geçen gün bir başka Ankaralı blogger’a sormuştum kırkikindiler başladı mı diye çünkü Münih’in de var :) Şu sıra sabah evden ince elbiseyle çıkıp akşam donuma kadar ıslanmış vaziyette (ama bundan da pek mutlu çünkü şükür çocuklar büyüdü artık hasta olma lüksüm var) eve dönüyorum :))) Yorumumu da unuttum vallahi Allah affetsin..
ay ben de çok güldüm! ilahi öğretmenim :)
SilC.ciğim Ankara'da başladı kırk ikindiler. Oğlum ve A.beyden Ankara havadisleri alıyorum malum :)
Ha diyecektim ki, insanın biraz kursağında kalması iyi çünkü yine tatil planı yapmasına vesile oluyor ;) Hoş geldin evine, oh temizlenmiş ve alışverişi yapılmış ev gibisi yok :)))
YanıtlaSilHoşbulduk C.ciğim, evin huzuru başka. :)
SilAyrıca çok haklısın, eksik kalanı tamamlamak için proje yapmak itici güç veriyor. :)
pinhani'nin bu şarkısı yine ne güzel değil mi? çok seviyorum ben.
YanıtlaSilve evet, mor salkımlar tüm görkemleriyle geçtiler yine hayatlarımızdan :)
Bu defa mor salkımların başını yakaladım, ben burada yokken bitmişler. :)
SilPinhani, her zaman. :)
eee benim yorumlarım yine mi yok oldu :(
YanıtlaSilBuldum oni, yakaladım kuyriginden. :))
SilPinhani ne söylese başımızla beraber... Bu şarkıyı çıktığı günden beri dinliyorum, konuşsalar yeter dediğim gruplarımdan biri:)
YanıtlaSilDeğil mi? Aynı görüşteyim, Sevgili Okul Arkadaşım. :)
Sil