Hava kapalı, soğuk. Tam "Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır" havası.
* Öyle boş işlerle dolu bir gün geçirdim ki, kendime şaştım.
Önce aybaşı fatura, aidat ödemeleri vs. için bilgisayar başındaydım. Sonrasında yine bilgisayar başındaydım; birkaç gündür maillerin içeriğini görememek gibi bir saçmalıktan muzdaribim. Nereye dokundum kahretsin, nasıl düzelir bu, diye söylenerek sayfalar dolusu yönerge okudum hiç bir işe yaramadı.
Derken eski mailleri silmeye başladım, sildim sildim sildim... Neler neler vardı! Artık var olmayan mail gruplarının yazışmaları, "tanıtım" başlığı altında binbir çeşit reklam, eski siparişler, eski faturalar, eski ekstreler...
Binlerce mail sildim sonuçta ve pek bir hafifledim, ferahladım, sanki kutular dolusu eski evrak yırttım attım gibi hissediyorum. Güya, lüzumsuz mailleri biriktirmeyip silerim, ona rağmen bu kadar zımbırtı nasıl birikti, bilemedim.
** Artık hava basbayağı geç kararıyor, saat 19 olmak üzere, bulutlu havaya rağmen akşam karanlığı çökmedi henüz. Bahar gelecek diye sevinmek istiyorum, şuracıkta savaş var, neye sevineceksin?
Oysa bugün marteniçka ya da martişor adıyla anılan bir Balkan ülkeleri geleneğinin günüymüş ve baharın gelişi kutlanırmış.
Geleneğe göre, kadınlara kırmızı beyaz ip bağlanmış küçük bir çiçek demeti hediye ediliyormuş, kimine göre ilk leylek, kimine göre çiçek açan ilk ağaç görünceye dek bu ipi üzerinde taşıyan kadın, sonra bunu bir ağaç dalına bağlıyormuş. Bu geleneğin, kişiye yıl boyunca şans, bereket, mutluluk getirdiğine inanılıyormuş.
*** Her güne bir öykü hızıyla okuduğum Murakami'nin "Kadınsız Erkekler" kitabında dün gece "Şehrazad" isimli öyküyü okudum. ( Sf. 113 - 140 )
Yine "Drive My Car" diyerek filmi sevmeyenleri kızdırabilirim, fakat, filmin başındaki 40 dakikalık bölümü izlerken "ben bu hikayeyi biliyorum" hissini veren öykü, meğer bu Şehrazad imiş.
Hak verirsiniz sanırım, 6 sene önce okuduğum kitabın tümünü hatırlamam mümkün değil, okuyunca "evreka" demem ondan.
Şimdi, bir cümle Şehrazad'tan yazayım, konuyu kapatayım:
"Kadınları yitirmek böyle bir şeydi. Salt gerçekliği yaşarken, o gerçekliği unutturan özel anlar, yalnızca kadınların sağladığı bir şeydi." ( Sf 140 )
Dip Not:
Gece kitap okurken fark ettim,
Kütüphanedeki kitapların yansısı,
Pencere camından bakıyordu.
şefo da bana yapmış martaniçka bilekliğimi, taktım hemen. sağlık ve barış getirsin bahar artık.
YanıtlaSilkitaplığın yansıması ne kadar belirgin. çok hoş :)
Sağlıklı, barış dolu günler dileğiyle gelsin bahar, hepimizin ortak dileği.
SilEvet, ışık denk düştü sanırım, bir de dıarısı tam karanlıktı muhtemelen. :)
Filmi sevmeyenlerin keyfi bilir Sevgili Okul Arkadaşım, biz bize yeteriz:) Marteniçka ile tanışıklığım çok eski değil ama eğlenceli geliyor bileğimde olması, faydası olmuştur sanki.:) Biz ilk leyleği bekler, çiçek açmış ağaca asarız ki bezelye çiçeğine bağlamışlığımız da vardır.:)
YanıtlaSilSevgili Okul Arkadaşım, tabii ki herkes aynı estetikten hoşlanmak zorunda değil. Benimkisi, arkadaşlara takılmak olsun diye, birazcık. :)
SilBöyle Marteçinka, Hıdırellez gibi ritüellerin insana kendini umutlu hissettirmek, hedefe odaklanmayı sağlamak gibi güzel tarafları var, seviyorum ben de. :)