Nasıl kapalıydı hava gün boyunca, yağmadı da, soğuktu da; insanın içini karartan havalardan.
* Sabah sabah bir takım You -Tube videoları izledim, bilgi edineyim derken içim karardı. Rus ekonomisinin durumu nasılmış, savaşın bizim ekonomimize yansımaları nasıl olurmuş, oralarda sıkışıp kalmış öğrenciler nasıl çıkacakmış, kimler yardım için uğraşıyormuş, vb.
Gidip salondaki bitkilerin saksılarını düzenledim, kimini budadım, balkondakilere su verdim, onlara dokunarak biraz nefes aldım.
** Bugün kitap okuyamadım, film izleyemedim nedense. Böyle zamanlarda gün verimsiz geçti gibi hissediyorum.
Boş durmadım oysa, dün mayaladığım ekmekleri pişirdim, çamaşır yıkadım astım, lavaboları temizledim, yapılacak işler notlarımı gözden geçirdim.
Anneme dinlemesi için yeni kitaplar ve gece uykusu kaçarsa dinlesin diye bir kaç rahatlatıcı müzik indirdim.
*** Öğleden sonra kardeşim annemi ziyarete geldi, çay içtik, çizkek yedik.
Akşamüstü acil olmayan bir iki işi bahane edip sokağa çıktım, hava soğuk ve rüzgarlıydı, ince ince toz gibi bir şeyler serpiştiriyordu; kar desen değil, yağmur desen değil...
Ne zamandır ARTE'ye bakmıyordum, şu konseri dinledim: Brahms Keman Konçertosu, burada.
Kozyatağı'ndaki eski Çınaraltı kahvesinin çınarlarından,
Gövdenin güzelliğine bakar mısınız?
Bu sabah, yani öğlene doğru aslında sıpayla görüntülü konuşurken “ay günler verimsiz, kalkıyorum sabah rutinleri bitince ortalıktır, alışveriştir, yemek hazırlığıdır, günlük leslie’dir falan derken bir film bile izleyemiyorum” diye dert yanınca dedi ki “annem siz sabah keyfini epey uzun tutuyorsunuz da ondan”. Düşündüm, evet. Sabah kahvesidir, okumasıdır, denemesidir, kahvaltıdır, kahvaltı sonrası keyfidir derken saat 13:30 oluyor bazen. Ama sonra dedik ki, “amaaaaaan işimiz yok gücümüz yok, keyfimiz de mi olmasın” :) bu kafaya ben gibi bir pire nasıl ulaştım hiç bilmiyorum. Bunu da görecekmişim. Ama her güne bir film modumdan çıkmak istemiyorum yeniden kavuşmuşken.
YanıtlaSilEskiden sabah keyfi mi vardı Elektram?
SilHadi biz hafta içi koşturmacasından sonra hafta sonları belki biraz ağırdan alıyorduk da sen yıllarca onu da yapamadın. Senin pire halinden bu güne evrilmeni emeklilik mecburen sağladı bence, bir de artık nereye kadar sıçrayacak o pire? Bize de yazık! :))
benim zeytin ağaçlarının gövdelerinin fotoğrafını çekmek gibi bir hayali projem vardır. çok kişilikli gelir zeytin ağaçları bana zira. bu da ayrı güzelmiş ama!
YanıtlaSilverdiğin bağlantıdan brahms dinlemeye gitmişken aşağıda next: "four seasons-vivaldi"yi görünce tıklayıverdim, şimdi onu dinliyorum. neye niyet neye kısmet :)
Zeytinlerin gövdesinin fotoğrafını çekip, kolleksiyonunu yapmak çok iyi fikir. Emeklilikte sizin oralarda yapılacak en şahane işlerden. :)
SilHaklısın çınar gövdeleri de güzeldir, her bir farklı şekilde yaşlanır. :)
Vivaldi'yi görünce ben de kaçırmamıştım, Brahms'ın üstüne hafifçecik, iyi geldi. :)
Sevgili komşum, bu çınar caminin yanındaki çınaraltı kahvesinde mi? Ben oraya çok yakın oturduğum için hemen her gün yanından geçiyorum ve o güzel bahçenin yıllardır öyle terk edilmiş bir halde bulunmasına çok üzülüyorum. Oysa benim bildiğim 25-30 yıl önce (daha da öncesi vardır) orası çok güzel bir kahveydi, o zaman 10 yaşlarında olan oğlum orada masa tenisi oynar ben de çınar altında oturur çay kahve içerdim, kitabımı okurdum. Hele yaz aylarında harika olurdu. Yan tarafında da küçük tek katlı dükkanlar vardı. Sonra bahçe kapatıldı ve terk edildi. Kadıköy belediyesinin yaptığı toplantılara hep katıldım ve oranın eskisi gibi hizmet vermesi dileğimi ilettim, mahkemelik olduğu söylendi, notlar alındı fakat ne yazık ki sonuç yok, güzelim bahçe mezbelelik oldu.
YanıtlaSilEvet Sevgili komşum, oradaki çınarlardan biri, daha ortada olanı. Bahçenin terkedilmiş olması üzücü gerçekten. Ağaçları kesip bir beton dikeceklerine, varsı böyle bakımsız dursun diye bir teselli icat ettim kendime.
SilBelki bir becerikli insan çıkar ve orayı nefis bir park yapar bir gün, umarım. :)
Bu gün bahçenin karşısındaki Halk Ekmek büfesinde çalışan beye sordum onun dediği "Vakıflar idaresi orayı caminin kullanımına verdi" dedi. Umarım doğru değildir..Dediğiniz gibi çınarları kesip beton dikmezler inşallah, ama rant din, iman, çevre, doğa dinlemiyor ne yazık ki... Göreceğiz.
Sil"Vakıflar İdaresi" denince akan sular duruyor sanki! Oysa orayı vakfeden ne amaçlamıştı, oradaki yeşil yaşasın istemez miydi, umursanmıyor.
SilUmarım, hiç değilse ağaçlar duracak şekilde kullanırlar.