Sabahki havaya bakarsak, dün geceki şakır şakır yağmur hiç yağmamış gibiydi. Gün boyu yine ılıktı hava.
* Dün kardeşimle konuşurken, "nasıl olmuş anlamadım, ev toz içinde" dedim. Cevap gayet mantıklıydı, "kaç zamandır rüzgar lodostan esip duruyor, ondan olmalı" dedi. Estiği yön nedeniyle lodos tozları taşıyan rüzgar, ardından yağan her yağmurda camlar çamurlu gibi lekeli kalıyor.
İşte bu da böyle bir gözlem size, günlük hayat anısı faslından.
** Gündüz iş güç arasında, bizim blog kızlarıyla sıkı geyik yaptık, mesaj aşırı olsa bile çok güldüm yine. Dizilerden filmlerden girdik, gelin hamamına takıldık ve piknikte halay çekmekten çıktık diyeyim özetle. Zaten bunun özeti de olmaz ki, anlık gelişen espriler hepsi.
Bütün bu muhabbete sebep Doğa İçin Çal serisinden son yayınlanan 12 numaralısındaki türküler deniz Üstü Köpürür ve Kağızman'ın paylaşılmış olması desem, bağlantı kurmak tamamen imkansız olacak, ama öyle.
*** Öğlende dün ertelediğim Bostancı'ya inme işini bahane edip, iniş aşağı saldım kendimi yola. Ve fakat dönerken elimde iki torbayla tırmanmak ağrıyan omuzlarım için pek de hoş olmadı ya, neyse başardım.
Dünden bir başka anektod ile günü kapatayım. Dün pazarda kestane kabaklarını görünce, dayanamamış ve tatlı yapayım niyetiyle almıştım. Akşam anneme yemek üstüne müjdeyi verdim, tatlı yaptım ister misin?
Önce ben yılbaşına yapacaktım, dedi. Sonra sen bunu fırında yapmışsındır, dedi. Şekerini az koymuşsundur, dedi.
Verdiğim cevap, tencerede ve şekeri bol yaptım olunca, neyse, bir tadına bakayım diyerek iki parça aldı. Yedi ve hımm güzel olmuş, dedi.
Ben tam, "bak ben de yapabiliyormuşum, değil mi?" deyip kendime paye çıkarıyordum ki, "cevizini iri doğramışsın" dedi. Yaa işte böyle Ekmekcikız hanım, kolay mı kendini beğendirmek bakalım?
Pekiii, geçen defa cevizi ince çektiğimde ne denmişti acaba tahmini olan var mı?
Evet bildiniz! "Biraz daha dişe gelmeli bunun cevizi, irice olmalı".
Ey sevgili okuyucular,
Bugün yine arşiv fotoğrafına kaldınız maalesef,
Sokağa çıktığımda çektiğim iki fotoğraf da yalan oldu, birini sallamışım, diğerini odaklayamamışım,
Bu günbatımı 10 Aralık 2017 tarihli, Suadiye'den.
offf benim annem de her şeye illa bir kusur bulurdu. Yine de keşke hayatta olsaydı da ben de ona tatlı yapsaydım. Zamanında yaptıklarım yanımıza kar kaldı.
YanıtlaSil2018 den beri gün Istanbul gün batımlarını daha çok seyrediyorum. Öbür yaka da pek gün batımı izleyemiyorduk. Bu da kaçırdıklarımdan muhtemelen. Ne güzel batmış.
Joe'cuğum, benim bu konudaki yorumum şöyle, zamanında kendi yaptıkları eleştirilmiş olan anneler belki de başka türlü davranmayı bilmedikleri için şimdi bunu çocuklarına yansıtıyorlar. Bunu yetişkin tarafımızla anlasak bile, çocuk tarafımız isyan ediyor, sanırım. ;)
SilÖbür yaka günbatımına ters düşüyor genellikle. Bence İstanbul'un en güzel gün batımları Moda'da ve Üsküdar'da olanlar. :)
ne kadar doğru bir tespit! sonuna kadar katılıyorum.
Silbir gün gün batımını izlemek istiyorum ben diye beşiktaştan salacak a geçmiştim. ne güzel gündü o.
En doğru rota, ikincisi de Karaköy'den Kadıköy'e geçiştir. :))
SilGüzel bir fotoğraf ve ceviz'i tam tutturmak imkansız sanırım :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim fotoğraf için. :)
SilCevizi tutturmak değil de beğendirmek imkansız. :))
ahaha :) ve tüm bu muhabbet benim gelin hamamıma nası bağlandı, esas problem burada :P
YanıtlaSilceviz olayına yorumum ise şu: çünkü anne olmak, mükemmellik arayışının kendisidir :)
Mükemmellik arayışı konusunda bir yorumum var, annelerimiz cumhuriyetin ilk nesillerinden oldukları için hep başarma ve iyi olma odaklı bir eğitim almışlar. Okuldaki eğitim, gündelik hayatı da etkiliyor haliyle, o alışkanlık bitmiyor.
SilYaa şimdi geyik yapınca, illa ki bir konu mankeni oluyor, bu defa piyango sana çıktı. :))
Oysa her şey bir halayla başlamıştı :p kabak Şuleciğimin başına patladı :))))) o geyikler arasında ben ütü çıkardım aradan hiçbirinizin haberi yok :) ütü nasıl bitti anlamadım o kurnadan bu kurnaya derken iki makine çamaşırın ütüsü bitti valla. Çok yaşayın ❤️
YanıtlaSilSen ne diyorsun, bence sadece sen değil hepimiz bir yandan iş yapıyorduk, eminim. Ben mesela annemin banyosu ve diğer işleriyle meşguldüm. :))
SilHep birlikte güçlüyüz, diye bağlayayım konuyu. :))
Çünkü anneler, annelerimiz... :))) Nasıl da tanıdık geldi. Genelde "aferin çok güzel yapmışsın"ın alt yazısı oluyor. Hani bir filmi aynı dilde seslendirme ve alt yazıyla izlerken ikisi arasında böyle mini mini farklar oluyor ya işte öyle bişi. :))
YanıtlaSilDiğer yandan onların bu davranışının torunlarına olumlu bir yansıması var, bence. Onlarda görüp, içimizden (ya da dışımızdan da) eleştirdiğimiz davranışları çocuklarımıza (özellikle kızlarımıza) yapmamaya çalışmakla geçiyor ömür. Bu durumun bize ne faydası var dersen, arada kalıp tost olmak tek sonuç bence. :))
SilAnneler anneler.. :)
YanıtlaSilKızlar kızlar...
SilHatta,
Anneler ve kızları...
:)
Anneler, babaanneler, evet, büyük erkek çocuklarını ve erkek torunlarını, bir de haytalarını, daha kollar, sever. Ve de över:) Niyesini hiç merak edip sormadım, sadece çok erkek çocuklu ailede payıma düşeni aldım, sevindim:)
YanıtlaSilSevgili Okul Arkadaşım,
SilSiz ağzında altın kaşıkla doğanlardansınız, söyleyecek sözüm yok. :))
Kız kardeşinize sorsanız bir de, bakalım o ne diyecek bizim dünyamızın bir elçisi olarak. :)
Valla ben kendi payıma, kızıma "aaa benden çok daha iyi yapıyorsun bunu" diyip duruyorum, sonunda sanırım "annem hiçbişeyi beceremezdi" diyecek cadı :P Dengesi yok bu anne kız ilişkilerinin.
YanıtlaSilC.ciğim,
SilAnne kız ilişkilerinin dengesi yok, orası doğru.
Yine de onları desteklemek, cesaretlendirmek, arkasında olmak daha doğru geliyor bana.
Bizi beceriksiz bulmaları Allahın emri, zaten. :))