28 Eylül Salı

 Hoş bir Eylül günü daha, esintili, güneşli, kuytularda serin, güneşte ısıtan.

* Bu sabah erkenciydim/erkenciydik. Annemin endoskopi işlemi için saat 9'da hastanedeydik. Ben evrak işlerini tamamlarken, kardeşim annemle birlikteydi, giriş katında tenha bir yerde oturdular. 

Sonra annemin yaşı nedeniyle EKG çekildi filan, tam alırlar artık diye beklerken tatlı bir hemşire hanım geldi ve işlemde kullanılacak bilgisayar sisteminde arıza olduğunu, bilgi işlemin uğraştığını henüz yapamadıklarını,  işlemin zorunlu olarak saat 11:30'a ertelendiğini anlattı. Eh, n'apalım! Neyse ki evimiz yakın, döndük geldik eve, annem  aç ve susuz beklemeye devam edebilmek için yatağa uzandı. Kardeşim ve ben çay içtik, kıvır zıvır bir iki işle uğraşıp vakit geçirdik. 

** Yeniden hastaneye gittik, bu defa annem zamanında  alındı, biz kardeşimle hastanenin dışarıdaki bekleme alanında oturup kahve içtik, sohbet ettik, yetmedi telefonla konuştuk, biraz da içeride bekledik, nihayet annemi getirdiler, ilaçlarını alık, eve döndük.

Üç adet polip alınmış mideden ve sanırım yemek borusundan, mide yemek borusu bağlantısı mide asidi nedeniyle tahriş olmuş, yutma güçlüğü bu nedenleymiş. Alınan parçaların biyopsisi on gün sonra çıkarmış, endişelenecek bir durum yok, çok şükür.

*** Eve dönünce, geceden beri aç olan annem çorbasını içti, ardından kardeşim ve ben karnımızı doyurduk. Çocuklar aradı, onlara bilgi verdik. Sonra kardeşimle dışarı çıktık, bir iki yiyecek vs. alış veriş  yaptık. 

Biraz dinlenmek için bugünkü Şefin Tavsiyesi'ni dinledim, orada söz edilen Sibelius'un Tuonela Kuğusu eserini buldum, iki kez de onu dinledim. Ohh, keyfim yerine geldi.

Dip Not.

Yol, bulut, vs. dedim içimden, gerisi teferruat

Bir de bu ay ne kadar hızlı geçti yahu dedim

Yine içimden söyledim, sonra yazdım buraya