27 Eylül Pazartesi

 Bugün güneşli bir gündü, arada sert esiyordu, bulut var mıydı, emin değilim.

* Günün büyük kısmını yakınımızdaki hastanede geçirdik annemle. saat 13 gibi evden çıktık, yürüyerek parktan geçtik. Sonrası saat 17'ye kadar bekleme, görüşme sarmalında geçti.

Tahlil sonuçlarını doktorumuza gösterdik, gastrologla konuşmak üzere bekledik, iki doktorun ortak "endeskopi yapılsa iyi olur" kararı sonrasında, kardiyolog onayı almak üzere yeni bir muayene sırası bekledik, ardından PCR testi işlemleri yapıldı, yarın sabaha nasıl hazır olunacağı konusunda bilgiler aldık. 

İşler bitince eve kendimizi atıp, karnımızı doyurduk ve ayaklarımızı uzatıp dinlendik.

** Akşamüstü Romanoffların 8. bölümünü de izleyerek, 1. sezonu bitirdim. Gerçi henüz ortalarda 2. sezon gözükmüyor, belki de lafın gelişi 1. sezon demişlerdir. 

Her biri yaklaşık uzun metraj film uzunluğunda ve dünyanın çeşitli yerlerinde geçen öyküleri ilgiyle izledim. Hiç vakit öldürme gibi değildi, memnunum.

*** Blu TV'de "İlk ve Son" isimli bir dizi oynuyor. Yönetmen ve oyuncular ilgimi çekiyor. Belki, fırsat olursa, bundan sonra onu izlerim. Sonbahar yavaştan ayak seslerini duyurmaya başladığına göre seyir sezonu geldi demektir. 

Bu sabah erken uyandığımda müzik dinlemek yerine Nilay Örnek'in "Nasıl Olunur" podcast serisinden Oya Baydar'ı dinledim, zaten dün de Aydın Engin'i dinlemiştim. Takım tamamlandı.

Dip Not:

2019 yılındayız, 28 Eylül Cumartesi, 

Pikniğe gitmişiz dönüyoruz, 

Batan güneş arabanın dikiz aynasına yansıyor, 

Işığın kızıllığını yakalamaya çalışıyorum.