Bundan böyle aklımın arka planında "orada neler oluyor, acaba" sorusu dolanacak, sanırım. En azından son 24 saatte böyle.
* Sabah, oğlum kahvaltısını yapıp işine gitti, ben de pazara yollandım.
Annemin istediği kışlık beyaz fasulyeden 3 kg aldım. Bu sene "badalan" denilen daha iri ve barbunyaya benzeyen cins daha önce çıktı. daha küçük taneli olan "ispir" yeni çıktı sayılır. Ağız tadıyla yemek nasip olsun.
Fasulyeler pazar arabasının yarısını doldurdu, taze palamut çıkmış ondan da aldım, bir iki başka torba ile araba doldu. Gidip boşaltıp tekrar bir sefer daha yaptım.
** Öğlende ikinci Biontech için randevum vardı. Kızım Avrupa'ya gidince, ne olur ne olmaz lazım olursa diye onların kabul ettiği aşı sertifikası için aşılarımı tamam edeyim diye düşünmüştüm. Bu defa bize en yakın değil, geçen defaki gibi uzak da olmayan komşu mahalledeki hastanede randevu bulmuştum. Alerjik olduğum için bekleme süresini yarım saate tamamlayıp, geldiğim gibi yürüyerek döndüm. Yolda bir fasıl daha alış veriş yaptım.
*** Evdeki ayıklama işleri esnasında Sesli Kitap'tan Montaigne'in denemeler'ini dinlemeye başladım. Yüzyılların ötesinden gelen aydınlanmacı düşünceleri izlemek ilham veriyor.
Leuven'de sokak, dün akşamüstünden
Küçük ev/odaya yerleşme, gerekli eşyayı tedarik etme işleri sürüyor.
sakin güzel bir sokağa benziyor, huzurlu bir yaşamı olsun orada inşallah :)
YanıtlaSilpalamut aldın yani? müsilajı takmayacak mıyız kuzum? ben çok aradayım ama balıksız da geçmez ki yahu !
Başka fotoğraflarda gördüm, o kadar çok bisiklet var ki Şulem, Avrupa'da bir öğrenci şehrinin tipik halleri. :)
SilPalamut aldım ve afiyetle yedik, tazeydi ve lezzetliydi. Şile'de çok bol palamut varmış bu ara, Karadeniz balığı diye güvendim, artık.