Sıcak hava, yakıyor, kavuruyor. Her türlü.
Günüm özetle şöyle:
* Bu sabah yürüyüşe çıkacak gücü bulamadım. epey geç uyudum. Gecenin bir vakti elektrik kesilip beş dakika sonra geldi. Elektrik gelir gelmez apartmandaki dairelerden birinin alarmı çalmaya başladı. Sanırım alarmın aküsü/pili bitmiş. Ev sahibine haber verilip alarm susturulana dek bir zaman geçti.
Sonra uykuya dalmak için de zaman geçti, vs. vs. vs.
** Mozart in the Jungle'ın 3. sezonu da bitti. Orkestranın bir hapishane adasında konser verdiği ve çoğu mahkumun ilk kez orkestra konseri dinlediği, sanatçılar için de çok değişik bir tecrübe olan konserle ilgili bölüm, bu sezonda en çok sevdiğim kısmı oldu.
*** Kardeşim uğradı, annemle üçümüz oturduk. Annem her zamanki "onu da ye yavrum, şunu ister misin kızım" ısrarlarıyla özellikle kardeşimi bunalttı, Malatya usulü yemek ye ısrarlarına karşı ben bir çeşit bağışıklık geliştirmişim, sanırım.
Dip Not:
Begonvilimin saksının dibine dökülen yaprakları bunlar.
Üst tarafta yenileri geliyor.
Fotoğrafın altında Samuel Barber'ın Adagio for Strings adlı eseri var.
Gustavo Dudamel yönetiminde Viyana Filarmoni Orkestrası yorumluyor.
sen diziyi beğendiğini yazdıkça çocuklar gibi seviniyorum :) güzellikler paylaşıldıkça çoğalıyor çünkü , evet :)
YanıtlaSilbenim annemde de vardır bu ısrar ve "öğün atlamaz" ısrarı. sonra da "sen kilo aldın baya bu ara" der :P çelişkiler dünyası :P
Şulem,
SilGerçekten sağol, çok keyifle izledim. Meğer benim çiçekkız da izlemişmiş, "sen de mi Gael Garciseverlere katıldın diyor bana. :)) Dedim ki, ooo, ben çoktandır o takımdayım. ;)