Bugün yine hava sıcak ve nem fazla. Gerçi şimdi baktım, düne göre rutubet biraz azalmış gibi. Olsun, bana göre çok yine de.
* İnsanlar genellikle kış gelince, günler kısalınca, hava soğuyunca depresyona girer. Ben ters bir insanım bu konuda. Hava sıcaklığı 28 dereceyi geçince ve nem artınca -deniz tatilinde değilsem- hareket yeteneğimi kaybediyorum, mümkün olduğu kadar evin içinde hareketsiz durayım istiyorum.
Alışacağım yavaş yavaş. Nereden baksan önümüzdeki iki-üç ay böyle olacak hava. İstersen alışma.
** Gece sıcak nedeniyle kesik kesik uyuyunca, sabah geç toparlandım.
Annemle kahvaltı yaptıktan sonra önce onun vantilatörünü parçalara ayırıp temizleyip taktım, ardından bizim evin büyük ve küçük vantilatörleri için aynı işlemi tekrarladım.
Her sene yaz başı ritüellerinden olan ve gözümde büyüttüğüm işlerdendir, bu gün bir çırpıda hallettim.
*** Sonra kahveye Bayan E. geldi, bir iki saat laklak yaptık yine. Biraz müzik dinledik, daha çok Pink Martini, sonra ne rast gelirse.
Rast gelenlerin arasından, sizin için bir tane seçtim, buyurunuz.
Dip Not:
Fotoğraf kızımın dünkü Beypazarı, Nallıhan gezisinden.
Bu uçsuz bucaksız görüntü beni içine çekti, ne kadar güzel, ilginç bir doğa.
Gidilip gezilesi yerler listesi uzuyor.
Ben de aynı senin gibiyim, sıcak beni olumsuz etkiliyor.
YanıtlaSilEvet Serpilciğim, sıcak ve ondan daha fazla nem fena geliyor. :(
Silelektram, sen, ben, aslimu, bak serpilcim de varmış, yaz mevsimini sevmeyen kadınlar grubunda :)
YanıtlaSilYaz mevsimi sevmeyen kulübü gibiyiz, gerçekten. :))
SilYazın tümüne karşı değilim ve fakat, sıcak ve rutubet bir arada iken... Iyyyhhh!
Ben Mart ortasından Ekim sonuna olan döneme aşığım :) Sabah duş al, ıslak saçla incelik efil efil elbiseni giy çık o serinlikte sonra yavaş yavaş ısınsın hava. Sıcaktan sulu şeyler serin şeyler yiyesin içesin gelsin, sandaletler, başa takılan bandanalar, sıcaktan vantilatör karşısında elinde kitap sızıp kalmalar.. Varsa deniz, yoksa balkon / gölgeli açık havalar... Salıncak! Sonraaaaa, bir duş daha, bu sefer akşama hazırlık çünkü o yaz akşamları offff aşk gibi! Havada bir ateş var sanki, mutlaka aşık olmalı insan.. Bir kadeh buz gibi mojito içmeli gün batarken ya da beyaz şarap, gazlı, içinde üç tane ahududu ya da yaban mersini... Gün batarken kıpkırmızı hissetmeli insan içini, sonra açıkhava konseri ya da balık ve salata.. Bir top kavunlu dondurma! Denizin hışır hışır sesiyle gece başlamalı, ağustos böceklerinden ve nemden şikayet etmeli birilerine :) Sonra uzun uzun göğe bakmalı, yıldızlara, simsiyah evrene..... Ah ah, yaz yahu! <3
YanıtlaSilSizinle 3 ay yer değiştirelim, siz bize gelin biz size, hani eskiden devremülkler oluyordu :))))
Değişelim C.ciğim, değişelim. :))
SilŞimdi şöyle, genel bir "yaz düşmanı" olarak algılanmak istemem. Bütün bu yazdıkların benim de sevdiğim şeyler. Açık havada, deniz kenarında, çiçekli bir bahçede, gün batımını seyrederken, konsere giderken vb. hepsi kabulüm. :)
Benim derdim şu; hava sıcaklığı 28 derecenin üstüne çıkmasın, gündüz poyraz essin ferah nefesler versin, gece uyurken nemden derin yapış yapış olmasın, bir iş yaparken, hareket ettiğin an ensenden terler akmasın. Budur benim derdim, yaz mevsimiyle. :))
C.'ciğim ekmekçime katılıyorum, bu yazdıklarının hepsi sevilesi de bunları baharda yaşasak mesela? sıcaktan ve nemden bayılayazıyorum ben vallahi :P
Sildevremülk de güzel fikirmiş bu arada :P