25 Haziran Cuma

Bugün rutubetten yosun bağladık, diyebilirim. Son bir haftada yağan yağmurlar güneşi gördükçe buhar olup etrafımızı kapladılar. Aşırı nem çoğumuz için  aşırı terleme, bunalma sebebi oldu. 

 

* Havanın zorlayıcı haline rağmen biz birkaç arkadaş, mutlu ve heyecan içinde bir gün geçirdik. Bir kaç gündür buluşma, zaman ve yer belirleme planları yapıyorduk. Sonunda bugün 14'de Moda'da Viktor Levi'nin bahçesinde buluşmak üzere yer ayırttık.

Sabah erkenden pazara gittim, annemin ve evin alışverişini yaptım, çabucak yerleştirdim, sonra ver elini Kadıköy.

** Altı kişi olacaktık, bir arkadaşımızın son anda habersiz misafiri gelmiş, bir arkadaşımız da dişçi randevusu olduğu için erken kalktı, kaldık dört arkadaş. 

Yemeğimizi yedik, birer kadeh şarabımızı içtik, birer sade kahvenin yanında bir sufleyi paylaştık ve konuştuk, konuştuk, konuştuk. Nasıl özlemişiz dost muhabbetini, gülmeyi, duygulanmayı, birbirinin kahve falına bakıp dertleşmeyi...

Akşamüstüne doğru çay içesimiz geldi, son fireyi de orada verdik, kalan üç kişi Moda'ya çay bahçelerine yürüdük, denize karşı bir masada oturduk, çay içip yine konuştuk.

*** Bu kadar zevk-ü sefa üzerine İstanbul'da Cuma akşamüstü herkeslerin sokakta olduğu bir saatte evimize dönmek gibi bir faaliyete giriştik ve haliyle biraz yorulduk.

Dolmuş ve taksi bulamayınca, olan da dolu gelince Kadıköy'e yürüdük. Şans yardım etti, sonunda boş bir taksi bulduk. 

Bir arkadaşımız dolmuşla  sahilden gitmeyi daha mantıklı bulunca, kalan iki arkadaş tatlı dilli, eski aşçı ve pastacı, Bolu Mengen'li bir taksiciyle yola devam ettik. Trafik haritalarda öyle kızarıktı ki, en kısa yol 45 dakika gösteriyordu. Bizim tatlı dilli taksici bir yandan sohbet edip, bir yandan bizi Fikirtepe ve Merdivenköy'ün arka taraflarından filan, hayatta ilk girdiğimiz sokaklardan geçirip E5'e yan yola çıkarıverdi.

Güzel bir gün böylece anılarımıza katıldı.

Dip Not:

Viktor Levi, bizim bu arkadaş grubumuzla en sık gittiğimiz yerlerdendi.

Bu ilk buluşmayı yine orada yaptığımıza memnunuz, hem yemeklerimiz, hem Kavaklıdere'nin üretimi Viktor Levi kırmızı şarabı, hem hijyen ve oturma koşulları son derecede düzenli ve uygundu.

Bahçedeki begonviller çılgınca açmıştı, bir tane begonvil çiçeği tam kahvemizi içerken kucağıma düştü.

Teşekkürlerimle...