21 Haziran Pazartesi

Bu sabah uyandığımda, bulutlu görünen havaya rağmen, gün içindeki akış planı nedeniyle heyecanlıydım.

* Hazırlanıp, işe gittiğim zamanlardaki gibi kısa bir kahvaltı yapıp, bir şirket toplantısına katılmak üzere karşıya geçme yolculuğuna başladım.

Henüz metro ve metrobüse binme cesareti geliştiremediğim için, Kadıköy'e kadar taksiyle gittim. Haliyle pazartesi sabahı trafiğine takıldım bir miktar. 

Sonrası en sevdiğim kısmı, denizden seyahat. Vapur saatini kaçırdığım için motora bindim,  üste çıkıp açıkta oturdum ve seyre daldım İstanbul alemini. 

Sonradan kendime çok güldüm, İstanbul'a ilk kez gelmiş turist gibi heyecanlıydım, ne varsa kaçırmadan görmeye çalışıyordum. 

Yolculuk bir an gibi geçti sanki, hoop Beşiktaş iskelesine yanaştık bile.

Oradan bir taksi, Ortaköy üzerinden Portakal yokuşu ve Ulus'tayım işte.

** Toplantıdan sonra, aynı yolu tersine yaparak eve döndüm. 

Ancak dönüşte vakit sınırı olmadığı için önce Beşiktaş çarşısında gezindim, eski zaman anılarını yaadettim.

Tekrar, hem de tesadüfen aynı motorla Kadıköy'e ulaşınca, bir fasıl da Kadıköy çarşında turladım. 

Bir an metroyla dönmeye niyet edip, durakta bizim mahallenin taksisini görünce, yaşasın yol tarif etmeden gideceğim, bunu kaçırmayayım dedim ve eve ulaştım.

Geziden notlar var Ekmekcikız'da, eskiden olsa rutin bir iş günü diyeceğim durum bu defa bana gezi gibi geldi.

*** Öğleden sonra bulutlar dağılmaya başlayınca, akşamüstüne doğru annemle mahallede yürüdük, küçük alışverişler yaptık. 

Evde yemek pişirmekle uğraşmak bugün bana daha kolay geldi sanki. Yaşasın gezmek!

Dip Not:

Bugünün anısına Kızkulesi huzurlarınızda,

Buraya yıllar önce bir konserde canlı performansını da dinlediğim bir şarkı ekledim. 

Madem Kızkulesi'ni tekrar gördüm, bir konsere de tekrar giderim niyetine...