Sabahtan beri yağmurun yağmasını bekliyorum. Bulutlar tamam, yağmur öncesi serinliği hatta rüzgarı tamam, yağmur henüz gelmedi. Belki güneş batınca yağar.
* Bugün dışarıda uzun süre kalıp bulutları izlemek isterdim. Onun yerine tam gün mutfak talimi yaptım.
Annem, aylardır hayalini kurduğu "abimi ve kardeşimi yemeğe çağıracağım" projesini yarın hayata geçiriyor.
Küçük dayım dünden razı gelmeye, büyük dayım 5-6 kişilik de olsa henüz aile toplantısı zamanının gelmediğini düşünüyor. Annem abisine çok ricalar etmiş, hepimiz aşılıyız, artık kızlar da aşılandı demiş, lahana köftesi yapacağım diyerek son kozunu da oynamış.
Dolayısıyla annemin yamağı olarak etli bulgurlu lahana köftesi hamurunu yoğurdum, annem sarmayı yaptı. Bu nedir derseniz, Malatya yemeği, etli lahana sarması, ancak pirinçle değil ete birebir ölçüde bulgur katılarak hazırlanan hamurla sarılıyor. Sonra soğanlı salçalı suda pişiriliyor.
Tabii ki menü bu kadarla kalmıyor, bizim ailenin mi usulüyle mi desem Malatyalıların mı desem, benim her zaman "anne yeter artık, kim yiyecek bunları" itirazlarıma neden olan zengin bir sofra olacak. Son senelerde artık açıkça "anne hepinizin yaşı malum, dokunur maazallah bu kadar yemek" bile demeye başladım. Dinleyen yok tabii ki.
** Bugünlerdeki yeni sabah faaliyetim nefes meditasyonu yapmak. Büroyu kapattığımız sene düzenli yapardım, stresi azaltmak, sakinleşmek bakımından çok faydasını görmüştüm. Yeniden 21 günlük bir programa başladım.
24 saat nefes alıp veriyoruz, neyin meditasyonu diyebilirsiniz. Şöyle söyleyeyim, farkına vararak, nefes alış ve veriş zamanını sayarak, dikkatini ona odaklayarak nefes almak, zihindeki arapsaçına dönmüş düşünce yumağını gevşetiyor ve zaman içinde çözüyor.
*** Kapanma bittikten sonra Fenerbahçe'ye gidip erguvanıma bakacaktım güya. Henüz bu projem havada asılı kaldı.
Diyeceksiniz ki, bu bilginin neresi günün güzelliğine uygun?
Diyeceğim ki, ben erguvanımı görmek umudumu seviyorum.
Dip Not:
Dünkü yazıya eklediğim Libertango ile müzik meydan okumasını bitiriyorum demiştim.
Şulem, iyiydi ya, deyince bir bis yapayım dedim. Çok alkış olursa ikinci bise de çıkarım.
Bu defa şarkıyı fotoğraf altına saklamadım. Sesini, bestelerini, caz piyanistliğini çok sevdiğim Karsu Dönmez'in şarkısı Bırak Beni Böyle'yi bana hüzün veren şarkı olarak seçiyorum.
Ayy kolay gelsin, annen insansızlıktan ne kadar bezdiyse artık :)
YanıtlaSilSağol Leylakcığım, yarın önemli gün. :) Bugünkü sadece hazırlık aşamasıydı. :))
SilBen de sabah kalkınca ve uykuya yatarken nefes egzersizi yapıyorum. İyi geldiğine inanıyorum.
YanıtlaSilKesinlikle iyi geliyor. En azından nefes aldığımı fark ediyorum, bence bu bile yeter. :)
Silyüzümü güldürdün bis'le :) yalnız ben sonuna kadar konser salonunda bekleyip alkışlayanlar vardır ya onlardanımdır, ikinci bisle de kurtulmazsın :)
YanıtlaSilanneleri bu abartılı yemek sofralarından vazgeçirmek mümkün değil şekerim, itaat etmek en iyisi :P kolay gelsin. büyük dayı da ikna edildi ha? :)
Seyirci, dinleyici velinimetimizdir efendim. Salon boşalana dek alkış bitene dek devam ederiz. İyice abartıp, "sizin sayenizde varım ben" dermişim, yavaştan ona gidiyor mevzuu. :))
SilAnnem, abisine kardeşine o kadar hasret kaldı ki, bizim de içimiz elvermedi daha fazla üzülmesine.
Hazırlıklar konusunda teslim olmuş sayılırım. :)
Ben de ikinci bis’i isterim :)
YanıtlaSilAile yemekleri ne kadar güzeldir! Çocukkennayrı güzeldir, büyüyüp de sohbete katıldığında ayrı güzel, kendi çocukların etrafta koştururken apayrı güzel... Yıllar içinde zaten küçük olan “geniş aile”m çok küçüldü benim ama çok isterim umarım bu tip aile toplantıları tarih olmasın, bütük zenginlik..
Efendim, siz istersiniz de ben bis yapmaz mıyım? Bugün 2. bisle huzurlarınızdayım. :))
SilAile yemeklerinin ne kadar kıymatli olduğunu son bir senede daha iyi anladık galiba. gençlikte burun kıvırdığımız bayram yemekleri burnumuzda tüter oldu. Artık yeniden bir araya geleceğiz umarım, yavaş yavaş da olsa. :)
Dün bir yorum yazıyordum, bulgur güzellemeli, yöre yemekleri içerikli ki bu dolma da dahil olmak üzere başkaları... sonuçta komşu kent vurgusu ile...
YanıtlaSilFakat yorum uçtu. Bayağı uzundu; dedim bu saatte bunu toparlayamam ben. Karsu Dönmez elbette, sanırım ben bir an benim albümünü dinlediğim Karsu başkası diye düşündüm, çünkü soyadı yoktu ve caz piyanisti olduğu noktasında bir bilgim de.. İkinci Karsu olarak aldım caz piyanistini ve tanıştırmış oluşunuza teşekkür ettim:) Sonra araştırdım ve anladım ki bu Karsu hakkaten o Karsu... İşte o zaman yorumun uçmasına sevindim:)
Ve Sevgili -adı bu anlamlı bayram olan- Okul Arkadaşım, Bayramınız kutlu olsun:)
Ahhh unuttum! Uçan yorumun başında şunlar da vardı.
SilÇok alkış.... Çok alkış.... Çok alkış... Çok alkış.... Çok alkış... Çok alkış...
Çoooooooooooooooooooooooookkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk alkış...:)
Sevgili Okul Arkadaşım,
Silİlk zamanlar "Karsu" olarak anılıyordu, haklısınız. Son iki senedir "Karsu Dönmez"i kullanıyor, sanatçının tercihi belki de bu yönde değişti.
Özellikle uzun uzun yazdığımız bir yorum uçunca sinir olmamak elde değil, bu ara sık oluyor. Sonuçta, sizi teselli edecek bir gelişme olduğuna göre, iyi biten her şey iyidir diyelim. :)
Nerdeyse gün bitiyor, ancak, günün yoğunluğundan yeni fırsat buldum, Bayramımız kutlu olsun! :)
Bu arada, 2. bis bugün yayınlandı! Umarım karşılaştığınız performans çok alkışa değmiş olsun. :)
SilKesinlikle değdi zaten tanıştığımda sevmiştim kendisini, Spotify listemde yeri baki:)
Sil