Gece hava oldukça serindi, pek öyle kolayına balkonda oturulacak gibi değildi, üşüdüm. Sabah güneşli ve parlak mavi bir gökyüzüyle başladık güne.
* Dün gece geç vakit uyuyabildim. Uyuyana dek önce kitap okudum, sonra Nuh'un Gemisi'nin son yayınını dinledim. Sonra uyumuşum.
** Gece geç uyuyunca, sabah uyandığımda sekiz olmuştu. Biraz esneme egzersizi yaptım, sonra güneşli havadan faydalanmak niyetiyle ortalık kalabalık olmadan dışarı çıkıp yürüdüm.
*** Öğlende annemin biten bir ilacı için nöbetçi eczane aradım. Bulduğum eczanenin önünde yirmi kişilik bir kuyruk vardı. Neyse ki beklenecek alan rahattı, insanlar mesafeli duruyorlardı, yarım saat sonra ilacı almış oldum.
Akşamüstü Yeşilçam'ın 6. bölümünü izledim. Heyecan gittikçe artıyor.
Acaba filmdeki karakterler için kimden ilham aldılar, ne kadarı gerçek kişi merak etmeye başladım.
Bugünün müzik meydan okuması sorularından "çocukluğunuzdan hatırladığınız bir şarkı"yı seçtim.
Çocukluğumda, ilk gençliğimde dayılarımın evlerinde, bizim evde sık sık dinlediğimiz bir sanatçıdan bir deyiş seçtim.
Nerede derseniz, yukarıdaki turunç çiçeğinin fotoğrafı altına gizledim. Nasıl yapılacağını Sadece C.'den öğrendim, sağolsun.
Yeşilçam gerçekten pek güzel olmuş. İnsan dekorlara, kostümlere, kızların zerafetine bakarak bile hoşça vakit geçirebilir ki bazı incelikler de çok çeldirici. Caddedeki Hrantinki gibi altı delik ayakkabılar falan. Yılmaz Güney'i de çok benzetmişler. biraz kısa ve şişman olsa da.Geçen bölümde hileyle sözleşme imzalattıkları da orhan Günşiray'mış. Ben anlamadığım noktaları Funda'dan öğreniyorum :)))
YanıtlaSilYa Allı Turna ne meş hur türküydü, her türlüsü söylendi. Ben ilk Yurdaer Doğulu grubu eşliğinde Birsen armağan'dan dinlemiştim hafif müzik uyarlamasını ama Ruhi Su başka tabii. Bu müzik işi hoş oldu, hem de yazacak şey bulduk.
Bayramı da bitirdik sayılır, haydi bakalım...
Haklısın, sanat yönetimi çok iyi, o altı delik ayakkabılarda aklıma aynısı geldi. Bak bu O. Günşiray tüyosu hoş oldu, merak ettiklerimden birisiydi.
SilDizi bitince bir "kim kimdir" seansı yapalım. :)
Müzik meydan okuması iyi oldu gerçekten. Gerçi ben biraz suyunu çıkarıp uzatıyorum, ama, sanırım aslı da tek tek cevaplanacak sorulardan oluşuyor.
komünist diye gizledikleri senarist de Vedat Türkali imiş
SilOoo! Bana bunlarla geliniz Leylak Hanımcığım. :))
SilYeşilçam'ı izlemeye zarif eşimle birlikte başlamıştık, devamını da onunla izleyelim diye izlemiyorum ama sağ gözüm hafif seğirmeye başladı meraktan, siz yazdıkça :P
YanıtlaSilallı turnam'ı ben de çok severim. Ablam mardin'de mecburi hizmetteyken ona ara ara kaset doldurur yollardım. o zaman ne cep telefonları ne cd'ler vardı tabii. teybi açar, konuşur, kaydederdim, oradan buradan, sınavlardan anlatırdım, sonra da kargoyla yollardım...arada da sevdiğim bir şiiri okur ya da şarkıyı/türküyü söylerdim :) allı turnamı söylediğimi hatırlıyorum mesela. çok özeldir benim için...bu arada bunları yazınca papirüs zamanını anlatıyorum gibi geldi :P
Hariçten gazel okuyayım, şöyle yapabilirsiniz belki, ayrı şehirlerde olma dezavantajını aşmak için, ikiniz de aynı saatte izler, sonra üzerinde konuşursunuz. mesela! :))
SilPapirüs zamanı değil yahu, ne yaptın? Hepimiz plak, kaset zamanının insanlarıyız, teknoloji hızla gelişti, sebep o. :))
İki bölüm biriktirip öyle izliyorum, heyecanlı yerde kalırsa diğer bölümün başına bakıyorum hemen:)
YanıtlaSilTürkülerimiz candır.İyi geldi.
Evet, iki iki izlemek de iyi fikir. Ben arayı açınca 3 + 1 izlemem gerekti. :)
Silturunç çiçeğinin güzelliği..... hiç görmemiştim, çok teşekkürler! sanki kokusu geliyor burnuma!
YanıtlaSilBizim buraların ilginç bir mikro iklimi var. Nar, turunç, yeni dünya, begonvil bol bol yetişiyor. Çoğu da aşısız, kendiliğinden büyüyor. :)
SilEvet, koku mis. Gerçi, Bodrum'da duyduğum mandalina ve Antalya'daki portakal çiçeği kokuları bambaşka idi, ancak orada sayıca çok olmalarının da etkisi var, sanırım.