22 Nisan 2021 Perşembe

22 Nisan Perşembe

Bahar havası sürüyor, güneş ısıtıyor.
 
* Sabah güne  işlerimi acele acele yapıp bitirmek üzerine bir planla başlamıştım ki, birden "ne oluyorsun?" dedim kendime. Neden hepsi sırayla yapılmalı ve gün yarılanmadan bitmeli? 
Meğer olacağı varmış, E.ciğimle meditasyona oturup bir güzel çözülünce, saldım kendimi gittim.
Oturdum kargo bekledim, markete gideceğime online sipariş verdim, Veba Geceleri'ni okumaktan -tam da yarılamışken- vazgeçtim... 
Böyle de oluyormuş.

** Dün gece "Sibel"i izledim.
Baştan sona ilgi ve merakla seyrettiğim, anlatımını başarılı bulduğum, Damla Sönmez'e şapka çıkardığım bir filmdi. 
Belki,  konusu biraz yerel söylence, biraz feminist isyan arasında sıkışmış gibi olmasa, daha etkileyici olacaktı, izlenimi dolaştı aklımda. 

*** Bugün gelen kargolardan birinde Mardin'deki Tohumdan Tabağa Kooperatifi'nin ürünleri vardı. 
Ürünlerin bir kısmını, Sümerbank Nazilli Basma Fabrikasının basmalarını anmak amacıyla basmadan dikilmiş torbalarda geldi.
Eski yazlık basma elbiselerimi hatırladım, her sene yaz başında bir iki tane dikilir, bütün yaz tepe tepe giyer eskitirdik. Yine olsa da, pazardan Hint pamuklusu alıp giyeceğime yine onlardan giysem.
Tohumdan Tabağa web sayfası burada, ben sipariş verdikten sonra indirim başlamış hem de. 


Dip Not:
Dün hamurunu hazırlama hikayesini yazdığım ekmekler gece pişti, sabah dilimledim.
Bu defa kalıptan fazla kabarmışlar, mantar görünümlü ekşi mayalı tost ekmeği oldular.

4 yorum:

  1. ben veda gecelerine daha başlayamadım. o kadar yavaş ki bu ara okuma hızım :( olmuyorsa zorlamayacaksın. zamanı değildir belki :)

    e.ciğimizle ile meditasyona yakalayabilirsem geleceğim ben de . çok heyecanlıyım :)

    Sibel beni de etkiledi doğrusu. bir de memleketim, memleketim diye izledim tabi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de öyle düşündüm, şimdiki zamana göre değilmiş Veba Geceleri, sonra bakarım artık. :)

      Bir Karadeniz gezisi yapsak hayalim var, neredeyse 20 sene oldu. Bitse de gitsek! :))

      Sil
  2. Basma elbiseler bana hep İzmir'in ufacık bir kasabasında geçen çocukluğumu, ananemi ve denizin o güzel tuz kokusunu hatırlatır. Sümerbank'ın basmaları çok güzeldi, ananem bana da dikerdi efil efil.. Üstüne bir de geniş fransız tipi hasır şapka, kocaman güneş gözlükleri ve kıpkırmızı bir ruj ;) Ay içim açıldı hayalinden bile....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ruj olmadan asla! diyorsun. :))
      Ne güzel zamanlardı, hep iyi esintiler bırakıyor ruhumuza. :)

      Sil

Hoşgeldiniz!