Ne yaptım ben bugün? Bir bakalım:
* Öğlene doğru annemle yakın çevrede yürüyüş yaptık. Hava güneşliydi, başlangıçta annem "esiyor" dediyse de, sonra alıştı, adım attkça sıcak bile geldi.
** Annemi eve bıraktıktan sonra ben daha geniş bir mahalle turuna çıktım. Nedense bugün canım deniz kenarına inmeyi çekmedi. Etraftaki ağaçlar beyaz beyaz çiçeklenmeye başlamıştı, onları seyrettim.
Derken kendimi Şulemin evine yakın düşmüş buldum, bir bakayım evde ise belki yine aşağıya iner, biraz ayaküstü sohbet ederiz diye geçirdim içinden.
A. Bey gelmişler, dışarıdalarmış. Ben de oralarda olduğuma kanıt olsun diye - nasıl olacaksa bakalım- yakındaki bahar açmış ağacın dallarının fotoğrafını çektim ve dönüşe geçtim.
*** Dünkü karışık kafa hali bugün de devam ediyor bende. Öğleden sonra Kitap Kulübümüzün zoom toplantısı var sanıyordum, meğer yarınmış!
Ehh, bu durumda eve dönünce bilgisayarı açtım, TV'ye bağladım ve Leylak Dalı arkadaşımın dün MUBİ'den hediye gönderdiği "Sinek Kuşu" isimli güzelim Güney Kore filmini seyrettim.
Filmin adının altında bir eleştiri yazısı var, okumak isterseniz.
Dip Not:
Blog komşum, sevgili arkadaşım Şule'nin evinin yakınındaki mini parktaki ışıltılı ağacı takdimimdir.
Oh böyle yürüyüşlere hasret kaldım, sefan olsun hemşirem. Ben de salı günü aşıya giderken biraz yürürüm diye düşünüyorum.
YanıtlaSilFilmi beğendin umarım, hazır Mubi varken şu Reha erdem'in son filmini de izle, ilginç bir çekim ve eğlenceli bir konu olmuş: Seni Buldum Ya!
Çok sevgiler...
Canım Leylakcığım,
SilFilmi çok beğendim, aklımdan sahneleri geçiyor şu an. Nasıl usul usul hatta susarak anlatmıştı, ergenlik denen o belalı yolculuk zamanını. O yılları, toplumun değerlerinin değişimini izlerken, hep bizim buralarda yaşananlar ve ne kadar çok benzerlik olduğu geldi aklıma.
Tekrar teşekkür ederim. :)
Gördüm Reha Erdem'in filminin reklamını, aklımda bakacağım.
canım ekmekçim, ne güzel açtı değil mi ağaçlar? şenlik gibi :) görüşsek iyiydi de, kader kıspet :)
SilGörüşürüz Şulem, önümüzde bahar var, güzel havalar, uzun günler... :)
Sil