22 Ekim 2025 Çarşamba

22 Ekim Çarşamba

Kuşluk vakti bir hastane seferimiz oldu, annemin tahlili, aşısı derken öğleni bulduk.
Hastane çıkışı kardeşim anneme şöyle bir sahile doğru arabayla gidip dönmeyi teklif etti. Annem artık o kadar eve bağımlı oldu ki arabayla bir tur atmakla bile ilgilenmiyor. Biraz ısrar ettik biraz oldu bittiye getirdik, olup olacağı Dragos'a kadar gidip döndük. 
Yollar boştu, hava loştu (kafiye olsun dedim netekim) ama esasen hava parçalı bulutlu ve pusluydu.

Öğleden sonra içime bir şeyler bastı -havadaki bulutlar etkilemiş olabilir- kendimi sokağa attım.
Bir süredir canım ormanda yürümek çekiyor, gel gör ki kendimi bir ormana götürmek kısmet olamadı.
Dedim, artık yeter şu bünye biraz toprak kokusu duysun, kuru yaprak hışırtısı dinlesin hiç olmazsa ve Suadiye'den Marmaray seferiyle Feneryolu'na gittim, Fenerbahçe'ye yürüdüm.

Park o kadar tenha, o kadar güzeldi ki... Tam gönlüme göreydi; parkın aheste revan gezinen kedileri, denizde yüzen iki kişi, sahilde oturan üç beş kişi, ağaç altında kitap okuyan bir kaç kişi, çay bahçesinde çay içenler, o kadar işte.



Ilgınların altındaki banklarda oturdum, denizde yüzenleri, geçen motorları, uçan kuşları ve adaları seyrettim.

1 yorum:

  1. oo bu sefer manzaramız değişmiş, daha doğrusu açısı değişmiş :) ama yine güzel, hep güzel :)

    YanıtlaSil

Hoşgeldiniz!