9 Ocak 2025 Perşembe

9 Ocak Perşembe

Sabah bizim kıyıdaki işlerimi hal yoluna koyduktan sonra öğlen civarı Marmaray'la  karşıya geçtim. 
Yenikapı'dan metroya bindim Şişhane'de indim ve Şişhane istasyonunun çık çık bitmeyen kat kat çıkışından sonunda İstiklal Caddesine ulaştım.
İstanbul Barosu'nda evrak ve aidat işlerimi kolayca bitirdim ve güneşli caddede Galatasaray'a doğru yürüdüm.
Birazdan Fıccın'ın sokağına geldiğimi fark edişim ve karnımın zil çalması aynı ana denk düştü, nedense.
Fıccın yıllardır severek gittiğim bir Çerkes yemekleri lokantası. Adını aldığı fıccın iki ince hamur arasındaki bol kıyma ile yapılan lezzetli bir börek çeşidi. 
Gönlüm önce pırasalı börek çekti, onun bittiğini öğrenince fıccın istedim ve afiyetle yedim.

 

Mahmut Cuda - Zinyalar (Naturmort) 


Karnım doyunca biraz da ruhumu doyurayım istedim ve İş Bankası Resim Heykel Müzesinde açılan süreli sergi Tat ve Sanat'ı görmek üzere müzeye girdim.
Süreli sergiye ulaşana dek önce kalıcı serginin eserlerini geçen seneki gezişim kadar oyalanmadan dolaştım, sonra konulu sergiye geçtim.
Geçen seneki sergi düzenine göre daha ferah ve rahat gezilen bir yerleşim yapmışlar diye düşündüm. Sanki, ilk açılıştaki cicilerimizi gösterelim arzusu daha sakin ve serbest alan bırakılarak yapılan bir düzenlemeye dönmüş.
Yukarıdaki resimdeki çiçek zinya imiş, adını bilmediğim ama sevdiğim bir çiçektir. Kirli hanım çiçeği de denirmiş ve mesela pembe renkli olanları uzun süreli sevgi anlamına gelirmiş.



Zeki Faik İzer - Domatesli Natürmort

Süreli sergide yer alan resimler konulara göre hoş bir şekilde düzenlenmiş ve yer yer ünlü şairlerimizin şiirleriyle de desteklenmişti.
Yukarıdaki domatesli natürmortun yanında Edip Cansever'in "Su" şiirinden bir kaç dize yer alıyordu.

"Bir kilimi yere sermek kadar güzel ne var 
Sonra püsküllerini düzeltmek kadar 
Ya sofraya dilim dilim kesilmiş bir domatesi koymaktaki görkem "

Dönüşümü güneşin keyfini çıkarmak için vapurla yaptım. Önce Tünel'le Karaköy ve ardından "İstanbul 9" vapurunun arka güvertesinde akşamüstü güneşinin altında oturup denizin fışırtısını dinleyerek Kadıköy'e ulaşmak.
İşte size İstanbul'un armağanlarından bir gün daha... 

3 yorum:

  1. O çiçekler zinyadan çok gerberaya benziyor ama varsın olsun, Mahmut Cuda'dan daha iyi mi bileceğiz :) O dönüş vapurunda olmayı nasıl çekti canım anlatamam...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla yanında kocaman zinyalar yazıyordu, ben de senin gibi düşündüm baştan ve aynen senin gibi hocadan iyi mi bileceğim dedim. :))
      Şaka bir yana, vazoyu ve çiçeklerin duruşunu çok sevdim ve bu sefer ilk kez gördüm bu resmi ya da dikkatimi bu defa çekti. :)

      Sil
  2. günün sakinliği içimi aydınlattı. bir de şiir, vurdu beni. ne güzel dizeler...

    YanıtlaSil

Hoşgeldiniz!