Bu üçüncü yazı olacak, "Ekmekcikız'ın Beyoğlu Gezmesi Tefrikası" dense yeridir.
E ama, hava soğuk ve yağışlı olunca ve haftalık rutin pazar alışverişi ile aylık rutin saç boyatma işi dışında dişe dokunur bir faaliyet olmayınca, henüz söz edilmemiş bir sergiyi anmak en iyisi değil mi?
Önceki günkü yazının sonunda belirttiğim üzere Cadde-i Kebir boyunca uğradığım tek sergi salonu Casa Botter oldu.
"Solo Botter: Komet" başlıklı sergide, sanatçının daha çok ilk dönem eserleri yer alırken, yukarıda gördüğünüz yarım kalmış son eserini, palet ve boyalarını ve bir kaç son dönem eserini de görebiliyorsunuz.
Sergide benim için şaşırtıcı olan nokta, sanatçının resim yeteneği kadar şiire yatkın edebi yeteneği de olduğunu keşfetmek oldu.
Sergiye girişte hemen sol taraftaki resimlerin üst tarafında yer alan "Duvar mı Eğri?" başlıklı şiirin
"...
Duvar mı eğri
Yoksa ben mi sallanmaktayım
Muallakta mıyım?
..."
bölümü çok hoşuma gitti.
Fotoğrafa hoşluğu tam yansımamış gibi bu ilk dönem işlerinden biri yukarıdaki,
Ve hınzırlığıyla beni gülümsetti,
Üstte üç dizesini paylaştığım şiirin tamamı da söyleşi metninde yer almış.
söyleşi de şiir de ve hatta "kahrolsun Edison" da çok güzel :)
YanıtlaSil"Kahrolsun Edison" şıkır şıkır ışıklı ampullerde oluşuyordu, insan gülümsemeden edemiyor. :)
SilÇok severim Komet'i, keza ilk kez seninle gittiğim Casa Botter'i de...
YanıtlaSil